Öncelikle 'bismillahirahmanırahim' arkadaşlar. Bölümü okurken lütfen sakin kalmaya çalışın.
Sizi bekletmeden sık sık bölüm atıyorum. Karşılığında bol bol oy verip yorum yaparsınız, değil mi?
İyi okumalar 💜
**
Hızla Yayılan Söylentiler
"İmparator'un her gün köleyi görmeye gittiği söyleniyor."
"Ne? Bu doğru mu?"
"Evet. Bizzat kendisi yemeğini götürüyormuş, öyle duydum."
"İmparatoriçe Roseanne'e çok soğuk davranırken, kaçak bir köleye karşı bu kadar cömert olması... Bu çok adice."
"Bacağını iyileştirmesi için bir saray doktoru çağırdığını duydum. O kadının kaçak bir köle olduğundan haberi var mı?"
Çalılıkların arkasında fısıldaşan bir grup çalışanın bir türlü susmak bilmeyen çenesi bir nebze de olsa rahatlayabilmek için geldiğim bahçeyi bana zehir ediyordu. Saraydaki bahçelerin, rengarenk çiçekli duvarları insan boyundan daha yüksek olmasına rağmen dedikoduları duyabiliyor olnam bozuk moralimi daha da bozmuştu.
Bu bahçeyi kendim tasarlamıştım. Hiç kimsenin uğramadığı bir alana yuva şeklinde sallanan bir sandalye yerleştirmiştim. Buraya geldiğim zamanlar yanımda hizmetçilerim olmazdı. Bu yüzden kimse beni fark etmiyordu.
Burası benim gizli yerimdi. Beni rahatsız eden her şeyden kaçıyor ve buraya geliyordum.
"Yaklaşık bir hafta oldu."'
Kitabımı kapatıp kucağıma koydum. Tae Hyung'un köle kadına olan ilgisi arttıkça dedikodular çığ gibi büyüyordu.
Herkes, İmparator'un ilgisini çekmeyi başaran güzel kadına çevirmişti ilgisini. O kadını merak edip görmeye gidenler bile vardı.
Fakat ben onunla henüz karşılaşmadığım için mutluydum.
Bunun dışında, Tae Hyung'a, akşam yemeği yediğimiz akşamın sonrasında köle hakkında soru sormaktan çekiniyordum. Anlatmak isteyeceği bir şey olsaydı eğer çoktan yanıma gelirdi.
Tüm bu konuşulanlara karşı sessiz kalmaya karar vermiştim.
Görmezden gel Roseanne. Bilmiyormuş gibi yap Roseanne.
Sessiz kalarak kendin için en iyisini yapacaksın.
***
Tüm yetkililerle birlikte yaklaşan Yeni Yıl hazırlıklarını tartışmak için konferans odasında toplanmıştık bugün.
Uzun bir süre durmadan konuştuğum için boğazım kurumuştu ve Leydi Jihyo'nun bana getirdiği bir bardak ılık sütü içtikten sonra rahatlamak için merkezi saray bahçesine yürüyüşe çıkmaya karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
remarried empress, rsk
FanfictionOnun karşısında durdum fakat ben bir şey söyleyemeden Prens Jungkook bir dizinin üstüne çöktü ve sadakat yemini eden bir şövalye gibi elini uzattı. Şaşkınlığımı gizleyemeyerek ona elimi verince üzerine nazik bir öpücük kondurdu. Sövalyeler ile arası...