Duyduğu şeyin düşüncesi suratını ekşitirken ''Gözünde hep bir çocuk olarak kalacağım, değil mi?'' dedi. Çoktan bildiği halde annesinin ''Küçükken de canını bir şeylere sıktığında hiç yemek yemezdin. Sadece... senin için endişeleniyorum.'' cevabıyla daha da emin oldu. Sıkıntıyla parmaklarını direksiyona yavaşça vururken ''Biliyorum, bazen yoğun oluyorum.'' dedi. Annesi, cevabından tatmin olmasa da üzerine gitmedi. ''Bir dahaki aramamda teklifimi eyleme geçirmemi istemiyorsan, öğünlerini aksatma. Ben senin annenim, anlarım sesinden.''

Sesindeki endişe hala devam ettiği için onu rahatlatmak adına gülmeye çalışarak ''Pekala, pekala, bu teklifi muhakkak hatırlayacağımdan emin olabilirsin.'' dedi. Gözleri hala yolda olduğu için ofisin bilindik caddesine girdiğinde ''Birazdan ofise gireceğim, sonra görüşürüz.'' dedi. Annesi de ona veda ettikten sonra aramayı sonlandırdı ve derin bir nefes çekti.

Arabayı park ettikten sonra anahtarın yuvadan çıkmasını sağlamasına rağmen bir müddet başını koltuğa yasladı. Bedenini biraz gevşetmek, rahatlamak, uyku haline girmesini sağlamıştı. Elini uzatsa arabayı çalıştırdıktan sonra evine gidebilir ve dinlenebilirdi. Fakat zihnini başıboş bırakmayı sevmiyordu. Şu anda olduğu gibi gözleri ayna ile buluşup ne kadar zayıfladığını fark etmek istemiyordu.

Bu düşünce silsilesine girmek istemediği için yerinden doğruldu ve arkadan çantasını aldı. Ardından arabadan indikten sonra ofisine doğru yol almaya başladı. Adliyeye yakın olduğundan ofisi tutması pek zor olmamıştı. Aynı şekilde, yürüdüğü caddede birçok meslek icraatı yapıldığından ofisinin diğer bölümünü kolayca kiraladığı da oluyordu.

Ofisinin yer aldığı binanın ışıkları yavaş yavaş sönmeye başlarken, kendisi yakmaya giden tek kişiydi. Asansörle ikinci kata çıkıp ofisine girdiğinde hemen ışıkları açtı. Mesai saati bittiğinden beraber çalıştığı diğer avukat arkadaşı çoktan gitmişti. Aynı şekilde orada temizliği sağlayan ve ara sıra kahve getiren mutfak personeli de gitmişti. Tek olduğundan, en azından rahatça oyalanabilirdi.

Kendi odasına girerken ilk önce ceketini çıkardı. Askılığına hızlı bir şekilde geçirdikten sonra masasına doğru yöneldi ve kravatını hafifçe gevşetti. Bilgisayarının açma tuşuna bastı, önceden açıp fazla beklememek için. Duvar bitişiğindeki kütüphanesine koyduğu dosyalardan, tarihi yakın olan bir dosyayı çekerek yazdığı dilekçeyi incelemenin iyi olacağını düşündü.

Koltuğuna geçtikten sonra bilgisayarındaki mailleri kontrol etti. Birçok davayla ilgilendiği için karşı tarafın avukatlarının, kendi tarafına yaptığı işlemlerden haberdar olması gerekiyordu. Sırf doğru süre içinde yapılmayan işlemleri tespit edip kazandığı bir sürü dava bile olmuştu. Bu tür işlerle uğraşmak, bazen zamanın nasıl geçtiğini unutturduğu için iyi geliyordu kendisine.

Tam da akşamını geçireceği bir mail bulmuşken, ofis kapısının açılması dikkatini böldü. Bu saatten sonra gelecek birisi varsa, büyük ihtimalle eşyasını unutan birisi olmalıydı. Bu yüzden sesi önemsemeyerek tekrar bilgisayarına döndü. Adım sesleri gittikçe yaklaşırken, kapısından geçmek yerine tam olarak kapısının önünde durdu.

Kapının önünde beliren silüet, tekrardan dikkatini böldüğünde başını kaldırdı. Gözlerinin buluşmasıyla karşısından ''Bay Kim! Baroda haberler hızlı yayılıyor tebrik ederim bugünkü davanızı kazanmışsınız.'' yükseltisini duyması bir oldu. Yanında yeni çalışmaya başlayan stajyer avukat elinde bir paket tutarken içeri heyecanlı adımlarla girdi. Özellikle kendisi için getirmiş gibi durduğundan, küçük paketi masasının önüne bırakıp bir adım geri gitti. ''Kutlamak adına sizin için çilekli çikolatalı pasta aldım. Duyduğuma göre seviyormuşsunuz.''

NIGHT CHANGES ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin