2. Bölüm

481 34 49
                                    

Alış verişlerini yaptıktan sonra biraz gezdiler ve hepsi evlerine dağıldı. Cassie eve gelince hızla kendini yatağa attı ve bugünü düşünmeye başladı.

"Geç kaldım!" Diye bağırdı Cassie ve hızla annesine sarılıp evden çıktı. Cassie okula koşarak girdiği için biriyle çarpıştı ve elindeki kitapları yere düştü.
"İyi misin?" Dedi Isaac.
Cassie çarptığı kişinin Isaac olduğunu görünce hızla kendini topladı.
"Evet. Özür dilerim. Geç kaldığım için yetişmeye çalışıyordum." Dedi Cassie ve tam kitabını alacakken Isaac ile elleri değdi.

"Sorun değil." Dedi Isaac gülerek.
Cassie hızla elini çekti ve kitaplarını yerden toplayıp oradan uzaklaştı. Neden böyle bir şey yaptığını bilmiyordu.

Sonunda parti vakti gelmişti. Cassie Lydia'ya yardım ediyordu. Neredeyse herkes gelmişti. Kapı çalınca Cassie içecekleri dağıtmayı bıraktı.
"Ben bakarım." Dedi Cassie ve kapıya gitti.
Kapıyı açınca Isaac ile göz göze geldi.
"Gelmişsin." Dedi Cassie.
"Geldim." Dedi Isaac ve gülümsedi.

İkisi birlikte kenarda durup dans eden insanlara bakarken Isaac konuştu:
"Şu su yeteneğini gösterir misin?"
"Şu an çok fazla kişi var. Sonra gösteririm." Dedi Cassie.

Sonunda maç vakti gelmişti. Cassie, Lydia ve Allison tribünlerde oturmuş, maçın başlamasını bekliyorlardı. Cassie Isaac'i sahada görünce yanına gitti.
"İyi şanslar." Dedi Cassie gülümseyerek.
"Şansa ihtiyacım yok hayatım. Ama teşekkürler." Dedi Isaac ve göz kırptı.
Cassie şaşkınca Isaac'e baktı ve tribünlere geri döndü.

Oyun başladı.
"Jackson'a baksanıza! Harika oynuyor." Dedi Lydia Jackson'a yaptığı pankartı kaldırırken.
Takımdaki herkes çok iyi oynuyordu. Sonlara doğru eşitlerdi. Maçın bitmesine son 10 saniye kalmışken Isaac sayesinde kazandılar.
"Isaac! Isaac!" Diye tezahürata başladı Cassie ve diğerleri de ona katıldı.

Cassie maç bittikten sonra Isaac'i kutlamak için soyunma odasına gitti. Odada kimse yoktu.
"Isaac?" Dedi Cassie tedirgince.
Cassie karşısında üstü çıplak Isaac'i görünce gözlerini sonuna kadar açtı ve kıpkırmızı bir şekilde Isaac'e baktı.
"Isaac neden çıplak olduğunu söylemedin?!" Dedi Cassie ve arkasını döndü.
"Manzaradan memnun gibiydin." Dedi Isaac gülerek.

"Şimdi dönebilirsin." Dedi Isaac ve Cassie dönüp Isaac'e baktı.
"Seni tebrik etmek istedim. Sen olmasaydın kazanamazdık." Dedi Cassie.
"Teşekkür ederim. Seni evine bırakmamı ister misin? Saat geç oldu." Dedi Isaac.
"Gerek yok annem beni alacak. Teşekkür ederim yine de." Dedi Cassie.

Birden Cassie'nin telefonu çaldı.
"Efendim anne?"
"Annem gelemiyormuş. Sanırım beni evime bırakabilirsin." Dedi Cassie gülümseyerek.
"Güzel. Hadi gidelim." Dedi Isaac ve Cassie'nin elimden tuttu.
Cassie daha ellerinin değmesinin şokunu atlatamadan Isaac'in motorsikletini görünce daha da şok oldu.

"Bununla mı gideceğiz?" Dedi Cassie.
"Evet. Daha önce hiç binmiş miydin?" Dedi Isaac.
"Hayır."
"O zaman ilk defa bineceksin. Hadi kaskı tak." Dedi Isaac ve kaskını Cassie'ye verdi.
"Sen ne takacaksın?"
"Benim takmama gerek yok."
"Olmaz öyle şey. Sen tak. Ben takmam." Dedi Cassie ve kaskı Isaac'in kafasına taktı. Birbirlerine çok yakınlardı. Bir süre birbirlerine baktılar. Sonra Cassie hızla kendini toparlayıp kaskı kilitledi ve Isaac'den uzaklaştı.

"Cassie sen ilk defa biniyorsun. Senin takman daha doğru." Dedi Isaac ve Cassie'ye taktı.
İkisi de motora oturduktan sonra Isaac Cassie'ye baktı.
"Bana sarılsan iyi edersin." Dedi Isaac.
"Nedenmiş-
Isaac gaza batı ve Cassie çığlık atıp Isaac'e sarıldı.
"Bu yaptığın hiç hoş değildi! Kalp krizinden ölecektim." Dedi Cassie.
Isaac ise sadece gülüyordu.
"Yüz ifaden çok komikti."
Cassie gözlerini döndürdü.

Birden yağmur yağmaya başladı.
"Biraz daha hızlı gidemez miyiz?" Dedi Cassie.
"Yağmurlu havada daha da mı hızlı gitmemi istiyorsun?" Dedi Isaac.

Sonunda gelebilmişlerdi. İkisi de sırılsıklamdı. Cassie tir tir titriyordu. Isaac hızla ceketini çıkarıp Cassie'ye verdi.
"Teşekkür ederim ama sen ne olacaksın?" Dedi Cassie şaşkınca.
"Kurt adam olduğum için sıcaklığım senden daha yüksek." Dedi Isaac.
"Şey... beni bıraktığın için teşekkür ederim." Dedi Cassie.
"Sorun değil. Bunu tekrarlamalıyız." Dedi Isaac ve Cassie'ye göz kırparak gitti.

Cassie arkasından bir müddet baktıktan sonra eve girdi ve Isaac'in ceketini çıkartıp kokladı. Aynı Isaac gibi kokuyordu. O kokuyu içine çekti ve sonra ne yaptığının farkına varıp hızla ceketi fırlattı.

"Görüşürüz anne!" Diye bağırdı Cassie ve hızla kapıyı açtı.
Karşısında Isaac'i görünce kapıyı açtığı gibi kapattı.
"Cassie, ne oluyor?" Dedi Cassie'nin annesi.
"Hiçbir şey anne. Bir şeyimi unutmuştum da." Dedi Cassie ve derin bir nefes alıp kapıyı açtı.
"Günaydı-
"Buraya niye geldin? Annem seni görürse hiç iyi olmaz." Dedi Cassie Isaac'i kolundan tutmuş bir şekilde sürüklerken.

"Eee... özür dilerim." Dedi Isaac şaşkınca.
"Sorun değil. Ben çok büyük tepki verdim. Özür dilerim." Dedi Cassie gülümseyerek.
"Peki, seni götürmemi ister misin?"
"Olur." Dedi Cassie ve motorsiklete binip gittiler.

"Dersin ne?" Dedi Isaac.
"Biyoloji. Senin?"
"Fizik." Dedi Isaac dudaklarını büzerek.
"Sonra görüşürüz o zaman." Dedi Cassie ve el sallayıp sınıfa gitti.

"Siz Isaac ile mi geldiniz?" Dedi Lydia.
"Evet. Ne oldu?" Dedi Cassie.
"Cassie sen hep Stiles ve Scott ile gelirsin. Yoksa Isaac ile çıkıyor musunuz?" Dedi Allison.
"Ne?! Hayır tabii ki. Onu çok az tanıyorum." Dedi Cassie.
"Çok yakışıyorsunuz." Dedi Malia.
"Hiçte bile! Sessiz olun ders başlıyor." Dedi Cassie ve önüne döndü.

Ders bittikten sonra hep beraber yürüyorlardı.
"Yarın buz patenine gideceğiz. Herkes geliyor itiraz istemiyorum." Dedi Lydia.
Herkes onayladı.
"Cassie yine seni bırakayım mı?" Dedi Isaac.
"Eee... aslında ben bugün Stiles'larla gideceğim. Sonra görüşürüz." Dedi Cassie ve gitti.

"Neden Isaac ile gitmedin?" Dedi Stiles.
"Bilmiyorum. Sanırım biraz heyecanlandım. Ayrıca bir anda samimi olduk. Biraz mesafe koymak iyi olacak." Dedi Cassie.

Ertesi gün buz pateni için herkes hazırlanmış, kaymaya başlamışlardı bile. Bir tek Cassie ile Stiles oturuyordu.
"Hey, sen neden orada değilsin?" Dedi Cassie.
"Lydia ile Jackson ilgileniyor. Ayrıca o varken bana bakmaz bile. Zaten bakmıyor da." Dedi Stiles suratını asmış bir şekilde.

"Stiles, bu kadar çabuk mu pes ediyorsun yani?! Jackson yakışıklı olabilir ama tam bir salak. Sadece parası var diye insanlar onu seviyormuş gibi davranıyor. O da bunun farkında değil. Bunların hepsi palavra! Sen ondan çok daha üstünsün. Lydia'da bunu bir gün görecektir. Lütfen şimdi oraya git ve kendini göster." Dedi Cassie.

"Sen niye buradasın?" Dedi Stiles.
"Herkes çift olarak kayıyor. Kayacak kimsem yok." Dedi Cassie.
"Birlikte kayabiliriz." Dedi Stiles ve elini uzattı.
Cassie gülümseyerek Stiles'ın elini tuttu ve piste gittiler.
"Stiles ile Cassie çıkıyor mu?!" Dedi Allison Scott'a.
"Sanmıyorum. İkisinin de kayacak kimsesi olmadığı için birlikte kayıyorlardır." Dedi Scott.

O sırada Isaac geldi. Cassie ile göz göze gelince Cassie dengesini kaybetti. Tam düşecekken Isaac koşup onu yakaladı.
"İyi misin?"
"E-evet, teşekkür ederim." Dedi Cassie.
"Biraz geç kaldım kusura bakmayın." Dedi Isaac.
"Sorun değil. Daha yeni başlamıştık zaten." Dedi Scott ve Isaac Cassie ile birlikte kaymaya başladı.

İkisi de çok güzel kayıyordu. Birden Isaac ellerini Cassie'nin beline koydu. Cassie heyecanla Isaac'e baktı. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Isaac onu havaya kaldırdı. Sanki profesyonel gibi kayıyorlardı.

Selam. Bölümü beğendiniz mi? Şahsen ben pek beğenemedim. Çok kopuk oldu. Bir türlü bağlayamadım. Ama diğer bölümler için güzel planlarım var. Yorumlarınızı bekliyorum. Sizi seviyorum.❤️❤️

Isaac Lahey ile Hayal Et Where stories live. Discover now