9.Bölüm

113 6 1
                                    

Babamın arkasından bakıyordum sanki küçük çocuğu misafirliğe bırakır gidersin ya hani akşam seni almaya gelirler aynen o çocuk gibi hissediyorum. Koluma dokunan el ile düşüncelerden sıyrıldım "hadi herkes odasına çıkıyor bizde çıkalım" kafamı salladım. Biz odaya çıkarken bir kaç görevli avluyu toplamaya başlamıştı çoktan.

"İyi geceler oğlum" Rojda hanıma kafayla selam verip merdivenlere yöneldik. Anladığıma göre odamız üst kattaydı. En sonda ki odanın kapısını açıp içeri girdi arkasından bende girdim. Oda çok büyüktü. Kocaman bir yatak yanı başlarında komidin, büyük bir koltuk,makyaj masası ve dolap. Odanın içinde 2 kapı vardı. İlk sağ taraftakini açtım bir çalışma odasıydı "ikimizde burada çalışabiliriz" arkamı döndüm gülümsedim. Diğer kapı ise ebeveyn banyosuydu gayet ferah ve büyüktü.

"Beğendin mi" gerçekten çok hoşuma gitmişti "beğendim" kafasını salladı dolabı açtı "beğenmene sevindim" siyah eşorfman ve siyah tişört alıp banyoya ilerledi "ben duş alıp çıkacağım  sonra sen alırsın" kafamı salladım.

Odanın ortasındaki iki koca valiz gözüme çarptı benim eşyalarımdı. Dolabın bir yeri bana aitti. Bora duştan çıkana kadar askılı olan elbiseleri hemen yerine astım. Pantolon ve eteklerimi bir rafa koydum. İyi ki evdeyken katlamış düzenlemişim. Gömlek,tişört askılı onları bir kata koyduktan sonra ilk çamaşırlarmıda çekmeceye yerleştirdim. Bir tek makyaj malzemesi ve bakım eşyaları kalmıştı. Diğer valizi ikiye bölüp makyaj masasına üstüne bıraktım. O sırada Bora duştan çıktı odaya girdi "yerleşmişsin" burada çok kalmak istemiyordum "geçici olarak yerleştim diyelim" kıyafetlerimi alıp banyoya girdim.

Banyodaki dolapları karıştırdım. Biraz Boranın bir şeyleri vardı. Onları kenara çekip kendi bakım malzemelerimi yerleştirdim. Dış fırçasının yanına dış fırçamı koydum. Nedensizce bir gülümeme oldu suratımda. Anında sildim ama neden gülümsüyorsam.

Gelinliğim arkasını açabilirsem duş alacağım ama açamıyorum. Banyonun kapısını açtım "Bora" diye seslendim hemen gelmişti "arkasını açar mısın" tam arkama geçti. Saçlarım öne doğru koydu. Derin bir nefes çekti ve fermuarı yavaş bir şekilde indirdi. Yeni duş aldığı için şampuan kokusu burnuma doldu çok ama çok iyi kokuyordu. "Açtım" gelinliği önden tutarken "teşekkür ederim" banyonun kapısını kapattım. Suyu ayarladım ve kendimi duşakabine attım.

Odaya geri döndüğümde Bora elinde telefonuyla oturuyordu "uyumadın mı" bakışları telefondan kaldırıp bana baktı. Üzerimde şortlu saten pijama takımım vardı. "Üşürsün böyle" bakışlarını benden kaçırdı. Ne oluyor "yok alışkının ben" yatağa ve koltuğa baktım. Bora kesinlikle koltuğa sığmazdı "sen yatağa geç ben koltukta yatarım" 1.90'lık adamı koltuğa yatıramazdım herhalde "hayır ben yatarım koltukta sen geç yatağa Bora" beni dinlememiş gibi kendine koltuğu yatak yapıyordu.

Kolundan tutup kendime çevirdim "orası bana göre tam sen yatağa geç Bora lütfen" bu sefer beni dinlemiş yatağa geçmişti. Bende koltuğu kendime yatak yapıp içine attım kendimi. Alarmımı kurup telefonumu kenara koydum "iyi geceler Bora" ışığı kapattım "iyi geceler Hazel" gözlerimi sıkıca yumdum.

Gözlerimi iki farklı alarm ile açtım aynı anda iki farklı alarm mı çok kötü bir duygu bu. Kendi alarmımı kapatıp banyoya ilerledim. Sıradan işlerimi hallettikten sonra yüzüme her sabah yaptığım bakımı yaptım. Alarm sesinin kesildiğini duyunca Boranın kalktığını anladım. Hızlıca dişlerimide fırçalayıp çıktım.

Odaya girdiğimde Bora alarmı kapatıp tekrar uyumuştu. "Bora kalkar mısın" kolunu dürtüyordum bir yandan da "anne 5 dakika daha lütfen" arkasını döndü bu hali beni güldürmüştü "Bora babamlar geldi beni alıyorlar" gözlerini açıp dikleşti "ne alması kızım evliyiz biz" kendimi durduramadım kahkaha attım "şaka yaptım kalk hadi makyajımı yapana kadar sana mühlet işilerini hallet" makyaj masasına oturdum.

Her gün yaptığım gibi bir makyaj yaptım. Bora banyoda giyiniyor olmalıydı. Dolabın kapağını açtım. Gözüme direk bordo vücuta tam oturan dizlerin altında biten elbisem çarptı. Onu aldım siyah deri ceketimi aldım elbise zaten uzun kolluydu. Altınada siyah topuklu botlarımı elime aldım. Ben kombinimi yapana kadar Bora hazırlanmıştı. Koltuktaki yatağı kaldırmıştım çoktan. "Bora yatağı toplar mısın" banyoya girdim ben bu sırada.

Üstümdekileri çıkarıp çamaşıra attım. Kombinimi giydim. Saçımı düzleştirip arkadan sıkıca topladım. Son olarak halka küpelerimide taktığıma göre hazırım. Banyodan çıktığımda Bora odayı toplamıştı "hadi kahvaltıya inelim"  kafamı salladım beraber odadan çıktık.

Kahvaltı masasına geldiğimizde herkes masada bizi bekliyorlardı "günaydın taze gelin" Ayline bakarak gülümsedim "Günaydın Aylin" herkesle günaydınlaştıktan sonra masaya oturduk. Mustafa bey en başta sağında Rojda hanım solunda Buğra abi onun yanında eşi Aylin vardı. Rojda hanımın yanına Bora,Boranın yanına ben oturmuştum. Çok sanşlıydım tam karşımda bebek vardı ve bana gülümsüyordu.

Masada sohbet dönüyor ama pek katılmıyordum. Telefonumu sessize almayı her zamanki gibi unutmuşum ve bildirim sesi masada duyuldu "kusura bakmayın" telefonu çantadan çıkardım. Asistanım Mine hanım yazmıştı "Hazel hanım günaydın ilk randevunuz olan Büşra hanım randevuyu yarına aldırdı" işe geç gidebilirdim bu güzel bir şeydi "kimmiş Hazel" Boraya döndüm onane ki ama ailesinin yanındayız sorması normal "Mine hanım asistanım ilk danışanım randevusunu ertelemiş onu bildiriyor" tabağıma geri döndüm bugün iştahım hiç yoktu.

"Psikoloji okumak zor olmalı Hazel" bakışlarımı Ayline çevirdim "seviyorsan ilgin varsa zor olmuyor" ben çay sevmem ki şimdi ben bir yeşil çay istiyorumda diyemem napıcam of "tabi canım orası öyle" masada tiz bir çığlık duyuldu "a-ca" Bora heyecanla "duydunuz dimi sonunda dedi lan amca dedi" herkes gülmeye başladı ben ise anlamamıştım "noldu abi hani oğlun sadece baba derdi" Buğra abi sahte bir üzüntüyle "oğlum naptın ya" diye kızıyordu.

"Sen çocuğuna baba demeden amca dedirticem görürsün sen" Bora abisine 'he he' yaparsın bakışı atıyordu. "Aslında evde bir prens var birde prenses neden olmasın dimi Bora" Rojda hanımın dedikleriyle kaşlarımı çattım ama hiç bir şey söylemedim pot kırmaya gerek yok.

"Daha erken anne" Bora benim yerime sert bir dille uyarmıştı annesini "ben işe geç kalıyorum" Bora ve Buğra abi ayaklanmışlardı. Buğra abi ilk karısının saçlarını sonrada oğlunun saçlarını öptü. Bora mı o bu sırada kapıda dikilmeyi tercih etti. Öpmesini istediğimden değil sadece bende Buğra abi ve Aylin gibi olmak isterdim mutlular bir evlatları var ne bileyim işte ama bu kesinlikle sevdiğim adamla olmalı. Onların arkasından Mustafa beyde kalkmıştı ve kadın kadına kaldık sofrada.

"Ayşe hanım sofrayı kaldırabilirsiniz" hep beraber salona geçtik "Aslı bize bir kahve yapar mısın" Aylin bana baktı "nasıl içersin" gülümsedim "sade" kafasını salladı mutfağa doğru seslendi "3 tane sade olsun" kahveler gelene kadar muhabbet etmiştik.

Kahveleri bir kız getirmişti. Göz göze gelince sima tanıdık geldi. Bu bakışları hatırladım dün düğünde bana nefretle bana kızdı bu "afiyet olsun gelin hanım" gelini bastırarak söylemişti. Anlamasamda kafaya takmadım. Kahvelerimizi içmiş çok güzel sohbet etmiştik. Aylini gerçekten sevmiştim iyi bir kızdı. Allah yüzümü eltiden tarafa güldürmüştü. Saate baktığında diğer randevuma az kaldığını gördüm "muhabbetinize doyum olmuyor ama iş beklemez" ayaklandık hep beraber "Hazel siz balayına gitmeyecek misiniz" of bu konu geçiştirmem lazım "işler bu ara yoğun ama ayarlıycağız" Rojda hanım memnun bir şekilde kafasını salladı.

Kendi arabama bindim. Çalıştığım hastaneye doğru sürmeye başladım...

    İyi okumalar❤️

BERDELTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang