3.Bölüm

272 9 2
                                    

Derin bir nefes çekip Baran ve Badeye gülümsedim. Hızlı adımlarla Koroğlu konağını terk ettim. Tam arabama binecekken "Hazel" adımı duymamla arkamı döndüm "efendim" Bora bana ben ona bakıyordum "teşekkür ederim" arabanın kapısını açtım "gel sende konuşmamız gereken konular var" arabaya bindim onun binmesini bekledim. Onunla salak gibi direk evleneceğimi düşünmüyor herhalde.

Borada arabaya binince hemen çalıştırdım. Telefonumu alıp İstanbulda hem en yakın arkadaşım hemde avukatım olan Can'ı aradım. Kulaklığımın tekini kulağıma taktım bu arada Bora beni pür dikkat izliyordu. Kısa çalıştan sonra Can açmıştı "güzelim naptın" gülerek "of sorma başıma neler geldi neyse bunları sonra anlatırım sana bak ne diyeceğim çabuk Mardine gel" bakışlarım Boraya kaydı anlamaz gözlerle bana bakıyordu "geliyorum da niye" ofladım "of Can ne sorguladın sana ve avukatlığına ihtiyacım var" Can gülerek "tamam tamam oraya uçuyorum" gülümsedim "öpüyorum bay" kapattım telefonu Boraya döndüm.

"Bu evlilik gerçek olmayacağı için bir sözleşme gerekliydi avukatım bugün mardine gelecek biz kuralları belirleyelim ona göre hazırlar" Bora şaşırmış gözlerle bana bakmaya devam etti "Can hazırladıktan sonra senin avukatına yollar oda bakar istersen" uzakta bir kafeye geldiğimde arabadan indim içeri girdim.

"Ben bir tane filtre kahve alabilir miyim" garson beni onaylamış Boraya dönmüştü "bana da aynısından getir" sandalyemde dikleşerek "benim planımı sana aktarmak istiyorum Bora" boğazımı temizledim "burada biraz yaşadıktan sonra İstanbulda yaşamak istiyoruz der ya da çocuğumuz olmuyor tedaviye gidiyoruz deriz" Bora pür dikkat beni dinliyordu "hemen resmiyi boşamasakta imamı boşarız" Bora boğazını temizledi "bütün töreye yalan mı söyleyeceğiz Hazel" arkasına yaslandı "başka napıcaz Bora gerçekten evlenelim bir de sana çocuk yapayım istersen" sinirle konuştum "ben burada bu konuşmayı sadece Baran için yapıyorum Bora" garson çocuk kahveleri masaya koyup uzaklaştı.

"Bütün kuralların bu kadar mı" son kez onay almak için soruyordum "evet Hazel hanım bu kadar" güzel bu işin hallolması beni mutlu etmişti "şimdi yalandan da olsa evleneceğim adamı tanımak istiyorum" kahvemden bir yudum aldım "26 yaşımdayım, mimarım, aile şirketinde çalışıyorum şu an" kafamı salladım "ya sen" kahvemi masaya bıraktım "24 yaşındyım,psikoloğum daha yeni bitirdim sayılır İstanbuldan daha dün geldim" gülmüştü "Dün seni havalimanında görmüştüm" geriye yaslandım "olabilir" telefonum çalınca çantam çıkardım kulağıma götürdüm;

"Efendim" arayan babamdı "Nerdesin kız sen" etrafıma bakındım "bir cafedeyim yanımda Bora var" babamın sinirlendiğini anlamıştım "1 haftaya yayın şu düğün işlerini" her şey adetine göre yapılacak mıydı yani "ne o baba herşey adetine göre yapılacak mı" derin bir nefes çekti "evet prensesim" berdel değil mi evlendirsinler yeter "tamam aşkım görüşürüz" kapattım telefonu. 

"Her şey yapılacakmış Bora" kafa salladı "yarın akşam seni istemeye gelelim diyorum ben" durdum düşündüm "iki tarafta sözleşmeyi imzalamadığı sürece ne isteme ne de başka bir şey olur" Boranın sinirlendiğini anlamıştım "imzalıyacağım diyorum Hazel yarın avukatın getirsin imzalıyalım"  gülümseyerek kafamı salladım saate baktım iş görüşmem vardı. Garsona el yaparak hesabı istedim.

"İş görüşmem için hastaneye gideceğim sen ordan gidersin tek başına" arabaya bindim. Arkamdan oda arabaya bindi. Bir süre sonra özel bir hastanenin önünde durdum "benim iş görüşmem var istiyorsan bekle istiyorsan git" cevabını beklemeden arabadan indim. Bora da benimle inmişti. Ben içeri girerken o birini arıyordu.

***

Konağın kapısını açtım ve girdiğim anda kasvetli hava yüzüme çarptı. Avludakiler beni görünce ayaklanmışlardı "kızım neden kabul ettin annem" gelip bana sarıldı "Anne uzatmayalım yarın isteme olacak" gülümsedim "özel hastanede işe girdim" herkes tebrik etmişti.Günün yorgunluğu tamamen üstümdeydi.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin