🖤 Bölüm 1🖤

207 18 87
                                    

Şarabının son yudumunu da içti Lili. Bu kaçıncı kadeh, kaçıncı şişe bilmiyordu. Bunu yaparak kendini rahatlattığını sanıyordu. Yoksa kafası nasıl dağılırdı değil mi?

Otel odasında, manzaraya bakıyordu. Gece saatleri, üşüyordu normal olarak. Üşüdüğünü biliyordu, ama hissetmiyordu. Bedeni uyuşmuş, sanki yaşadığına dair tek belirti gözlerinin açık olmasıydı.

Gülümsedi birden. O gelmişti yine aklına. Yeşil gözleri, ona bakınca ne de güzel parlardı.. 

Lili'nin gülümsemesi hafiften kahkahaya dönmüştü.  Sesli bir şekilde kahkaha atmaya başlamıştı artık. Sanki, otelde başkalarının konakladığını unutmuştu.

Yalpalayarak ayağa kalkmayı başardı. Ayakları çapraz bir şekilde yürümeye başladı. Duvarlardan, yada eli neye değdi ise, ona tutunmaya çalışıyordu. 

Duvarlardan yardım almaya çalıştı. Ellerini sert bir şekilde sürtmeye başladı. Artık o kadar sesli kahkaha atıyordu ki, kendi bile rahatsızlık duymuştu bundan. 

Ne olduğunu anlamadan, kahkahaları çığlığa dönmüştü. Tiz bir sesle çığlık atıyordu. Sanki içindeki sönmek bilmeyen acıyı, böyle atmaya çalışıyordu.

Kolunu sıkan bir kuvvet hissetti. Kafasını çevirdiğinde, onu görmek sendelemesine yol açmıştı. Karanlıkta bile ayırt edebilmişti onun yemyeşil gözlerini. Ne yapacağını şaşmıştı. Onu itmeli miydi? Sonuçta onun yüzünden bu haldeydi..

Ama kendisi bir şey yapmadan, o çekti onu. Doyasıya sarıldı belki de. Kokusunu çekti içine Lili. Bir bebeğe annesinin kokusu nasıl iyi geliyorsa, Cole'un kokusu da Lili'ye iyi geliyordu. Hıçkırmaya başlamıştı şimdi de. Cole Lili'nin yumuşak saçlarını okşadı ve kafasını omzuna bastırdı.

Yavaşça kulağına fısıldadı, "Özür dilerim.."

******************************************

"Lili, Lili, Lili! Hadi kalk artık! Kahvaltı yapmalıyız!" Madelaine ve Camila Lili'nin yatağında zıplayarak onu uyandırmaya çalışıyorlardı. Lili inat ediyordu, çünkü yorgunluktan kolunu bile kaldıramıyordu.

"Kızlar, siz inin. Ben gerçekten çok yorgunum.." Lili yorganı yüzüne kadar çekti ve konuşmadı. O sırada Madelaine sinirle Lili'ye seslendi.

"Lili, balkonda daha bir sürü şişe var. Kaç şişe içtin?" Madelaine elindeki şişeleri gösterdi.  Lili yorganın altından çıktı ve şirin gözükmeye çalıştı. "Dün bir kaç arkadaşım geldi. Gerçekten tek başıma içmedim." İkisi de buna inanmamıştı.

Camila da Madelaine de Lili'nin durumunu biliyorlardı. Onu düzeltmek, iyileştirmek istiyorlardı ama Lili bunu istemiyordu. Sanki durumu ciddi olan, ama yine de tedavi olmak istemeyen bir hasta gibi..

"Pekala.. Hadi kalkalım ve kahvaltı yapalım. Biraz iyi hissediyorum kendimi." Yalan söylemişti. Kendini iyi hissetmek bir kenara, hiç bir şey hissetmiyordu. Ama, içinde hala körüklenen acıyı tüm ruhuyla hissediyordu.

"Ben duşa gireceğim. Siz inin hadi," Camila ve Madelaine olumlu anlamda başlarını salladılar ve odada Lili'yi yanlız bıraktılar.

Lili yatakta doğrulduğu anda başına giren keskin sancı ile, inleyerek elini başına bastırdı. Dün gece ne oldu, nasıl bu hale geldi, bilmiyordu. Yatağında uyanmıştı sadece. Pijamaları giydirilmiş bir halde.

Derin bir nefes aldı ve banyoya gitti. Üstündekilerden kurtuldu. Kendini, sıcak suyun kollarına bıraktı.

Rujunu da dudağına dağıttıktan sonra ayağa kalktı. Aynaya baktı ve gülümsedi. Garip bir şekilde kendini iyi hissediyordu. Otel odasından çıktı. Bugün, ekip olarak Roberto onları bir villaya gönderecekti. Bir süre orada hep beraber yaşayacaklardı.

♤ -𝕊𝕥𝕠𝕣𝕪 𝕠𝕗 𝕞𝕪 𝕝𝕚𝕗𝕖 ~ 𝕊𝕡𝕣𝕠𝕦𝕤𝕖𝕙𝕒𝕣𝕥- ♧Where stories live. Discover now