14: Fragman

6.3K 641 485
                                    

Selaam ahali biz geldiiik (Tics evladımla mrpgpepwğs)

Bölümün sonunda cücük bir süpriz var ehehheeh

Pek içime sinen bir bölüm olmadı ama sizi daha fazla bekletemezdim.

Son olarak lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin🤍

İyi okumalaaaar🌼

-

Daha sonra söylediği cümle ile Jungkook'u kollarımın arasına alıp bir daha bırakmamak istedim.

"Absans epilepsi nöbeti."

Sadece tourette değildi. Sadece tourettele uğraşmıyordu Jungkook.

Seokjin ile kapıdaki kısa konuşmanın ardından tekrar stüdyoya girmiştik. Bu sefer Jungkook'un yanında oturan bendim. Ona daha yakın olmak istemiştim.

Hayır ona acıyor falan değildim. Aksine bu kadar güçlü birisi olduğu için ona hayranlık besliyordum. Onu tanımak istiyordum. Her bir noktasını ezberleyip beni meşgul eden tek şeyin o olmasını istiyordum.

Tourette veya epilepsi hiçbiri umrumda değildi. Onu istiyordum.

Ben kendi kendime düşünürken onlar kanal hakkında konuşmuş ve şimdi hesabı açmaya karar vermişlerdi. Jungkook'un beni dürtmesiyle ona baktım. "Taehyung iyi misin? Çok dalgın duruyorsun." Gülümsedim. "İyiyim. Dalmışım öyle." Gülümsememe karşılık verip eliyle hafifçe sırtma vurarak "Hadi kalk." Demişti. Etrafa baktığımda diğerlerinin koltukların karşısındaki masada bilgisayarın karşısına geçtiklerini gördüm. "Adı ne olsa?" Yanlarına geçtiğimizde sandalyede oturan Yoongi'nin etrafında ayakta durmaya başladık. "Direkt okulun ismini koyalım geçsin işte." "Hiç yaratıcı değilsin Hoseok." Yoongi ve Hoseok grup ismi hakkında tartışıyorlardı. "Bence havalı bir isim koyalım." Hemen karşımda kalçasını masaya dayayarak konuşan Seokjin'e baktım. "Bulda koyalım." Herkes beklentiyle ona bakıyordu. "Kim Seokjin'den havalı isim mi var?"

"Başlama yine yemin ediyorum egonu taramalıyla tarayacağım." Demişti Jimin. Seokjin ise bunu söylemesini bekliyormuş gibi anında konuştu. "Ben ve egom kurşun geçirmeziz güzelim başka kapıya."

"Bangtan!"

Hemen yanımda bağıran Jungkook yüzünden irkilip küfür etmiştim.

"Taehyung özür dilerim korktun mu?"

Biraz ilerdeki küçük masadan aldığı şişenin kapağını açıp bana uzattı. Alıp birkaç yudum içip tekrardan ona verdim. Kulağımın dibinde öyle bir bağırmıştı ki kalbim hala hızla atıyordu. Ayrıca onunda boğazı acımış olmalıydı.

"Bangtan mı? Düşünelim bunu." Konuşan Yoongiydi. "Jungkook cidden iyi buldun." "Hala Kim Seokjin'de kararlıyım."

"Ya ben bulmadım tikim buldu."

Jungkook'un komik yüz ifadesiyle hepimiz gülmüş ve bir süre daha bu konu hakkında konuşup en iyisinin Bangtan olduğuna karar vermiştik.

Akşam olduğunu farkettiğimizde ise biraz dağılan stüdyoyu topladık. Yoongi, Hoseok ve Namjoon'un ardından Seokjin'inde stüdyodan ayrılmasıyla hala deri koltuklara yayılarak ellerindeki kağıtlara bakan Jungkook ve Jimin'e döndüm. "Siz gitmiyor musunuz?" İkiside oldukça mayışmış duruyorlardı. Jimin belli belirsiz kafasını sallayıp yanındaki Jungkook'u dürttü. "Hadi kalk bir an önce seni bırakayımda eve gideyim, annem mesaj atmış, bol kızgın suratlı emoji olanından." "Saçmalama Jimin yolunu uzatırsın, ben kendim giderim." Jungkook hala koltukta yayılırken arada kaşlarını kaldırıp indiriyordu. "Olmaz öyle şey seni bu saatte yalnız bırakamam."

Tics | TaekookWhere stories live. Discover now