"Bir saat sonra evli bir kadın olacaksın ama şu haline bak. Hayalet görse korkar senden." Saçlarımı düzeltirken ben de elbisemin uçlarını çekiştirdim. Çalışma odası olarak ayırdığımız odada nedimelerimle büyük bir kalabalık yaratmıyorduk ama içerisi yine de basık ve havasız geliyordu. Boş koltuğa oturacağım sırada Simge kolumdan tutarak bana engel oldu. "Elbisen kırışacak."

(Ben böyle hayal ettim ama tabii siz daha farklı düşünebilirsiniz)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ben böyle hayal ettim ama tabii siz daha farklı düşünebilirsiniz)

Seslice oflayıp elbisemi yukarı çektim ve iç çamaşırımın üzerinde koltuğa yayıldım. Simge bana şaşkınca baksa da hiçbir şey söylemedi. Hiçbir şeye tahammülüm kalmamıştı ve dışarıdan biri için tam bir somurtkan gelin imajı çiziyordum. Nereden bilebilirdi bir ayda ev düzdüğümü? Nereden bilebilirdi üç günlük taze bir gelin olarak yalnız kalacağımı?

Nilay kalem şeklindeki ruju elindeki küçük aynayla uzattığında itiraz etmeden dudaklarımı renklendirdim. Bu buhran anının acilen geçip gitmesi gerekiyordu. Ben evleniyordum! Bugün en mutlu günlerimden biri olmalıydı.

O sırada kapı çalınca hepimizin dikkati o yöne kaydı. Nilay, kapı açma göreviyle bugün yakından ilgileniyordu bu yüzden hemen kendini öne atıp kapıyı milimlik olarak araladı. Karşı taraftaki Emir'in sesini buradan duyabiliyordum.

"Hoş geldiniz," dedi Nilay coşkuyla. Kapıyı arkaya ittirdiğinde oradaki bakışlarım Bade'nin yeşil elbisesi ve elinde tuttuğu gelin çiçeğini buldu. Bir anda burnumun direği sızlarken ayağa kalktım hemen.

"Aşkım, sen ne güzel olmuşsun." Onu hemen Emir'den koparıp alırken burnumu boynuna gömdüm. Minicik saçları iki yanda topuz şeklindeydi. Üstünde Nilay ve Emir'in doğum günü hediyeleri olan elbise vardı. Masallardan fırlamış gibi görünüyordu. "Civcivim peri kızı gibi olmuş."

"Anii," dedi elini saçlarıma atarken. Bir elinde de gelin çiçeğimi sallayıp duruyordu. "Hadi gel, çarpık halan bir fotoğrafımızı çeksin." Nilay elinden düşürmediği fotoğraf makinesiyle bugün fotoğrafçımız olmayı kabul etmişti. Bade ile ilgilenip, fotoğraflar çektirirken üzerimdeki bütün olumsuz kalkmıştı sanki. Onu görmek bende şükür duygusu uyandırıyordu; yanımızda olduğu için minnettar hissediyordum. Melek ve Arda aklıma gelince de hayatın tüm bu kafama taktığım şeyler için ne kadar kısa olduğu dank ediyordu. 

Bade'yi Simge'ye emanet ettikten sonra Nilay saçlarımı yapmak için beni makyaj masasına sürükledi. Topuz şeklinde toparladığı saçlarım her yerden firar ediyordu ama güzel görünmüştü gözüme. Yarım saatin sonunda tam olarak hazırdım. Herkesin mutlu bakışlarına gülümsememle cevap verdiğimde Nilay nişanlısına döndü. "Nikâh memuru geldi mi?" 

Emir kafasını sallayarak onaylayınca nefesim soluk boruma takıldı. Ellerim titremeye başlamıştı sanki. "Yaman aşağıda nikâh memuruyla ilgileniyor. Damat Bey de hazırdır." 

Bir Küçücük Civciv | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin