/26/

38.6K 2.3K 170
                                    

Acaba ayın 11'ine kadar 100Bin olur muyuz? Alabileceğim en güzel doğum günü hediyesi olur :')

Finale de birkaç bölüm kaldı diye düşünüyorum çok sıkmak istemiyorum sizleri

Kaderin Kırmızı İpi'ne de bölüm atacağım onu da 1K okunma yapar mıyız??

Desteklerinizi bekliyorum💜

🐣🐣

Yemek bittikten sonra herkes kendi halinde takılmaya karar vermişti. O andan itibaren Çağlar'ın neden bu kadar durgunlaştığını ve kendini soyutlayarak şömine başında sessizce oturduğunu düşünmüştüm. Abisini mi özlemişti? Belki de. Sonuçta artık hiçbir şey eskisi gibi değildi ve Çağlar çoğu zaman bu gibi sıkıntılarını dışa vurarak yaşayamıyordu.

Odamıza girip Bade'yi kontrol ettikten sonra sırt çantamdan onun için hazırladığım paketi çıkarttım. Aslında bunu vermek şu an iyi bir fikir miydi emin olamıyordum ama mutlu olabileceğini düşünmek beni heyecanlandırırken öylece durup halini izleyemezdim. Yatmadan önce vermek için komodinin üstüne bıraktım.

Bade'nin yorganını düzeltip odadan çıktım. Çağlar bıraktığım gibiydi, Simge ve Yaman'ın balkon tarafında olduğunu duyuyordum ve Nilay Emir'in kucağına serilmiş uyukluyordu. Onları bir tehdit olarak görmedim. Çağlar'a yaklaşıp arkasındaki mindere kurulduktan sonra çenemi omzuna yaslayıp ateşe bakındım.

Sıkıca sarılmıştım bedenine. Bir şey söylemedi ama rahatsız olduğuna dair bir iz de bulamadım.

"Bir şey mi oldu," dedim olabildiğince yumuşak çıkartmaya çalıştığım sesimle. Her an yanlış bir şey yapıp onu kıracakmışım gibi hissediyordum. Bu, beni diken üstünde tutuyordu.

Kafasını iki yana salladığında kesinlikle bir şeyler olduğuna emin oldum.

"Onları özlediğini biliyorum." Ellerimi kollarının arasından geçirip göğsüne sıkıca bastırdım. Aklımca ona sarılıyordum. "Ben de özlüyorum. Bade'ye her baktığımda gözümün önüne Melek geliyor sanki."

Başka bir şeylerden bahsetmeliydim. Böyle daha çok yarasını deşiyordum. "Birbirimize bir söz verdik. Bade için." Sesim odunların çıtırtısında kayboluyordu sanki. "Toparlan lütfen." Kendini iyi hissetmesi için öne sürebileceğim tek geçerli kartım Bade idi. Bunca zaman onun için ayakta durmuştu ve takılıp düştüğünde de onu hatırlayarak kalkması gerekiyordu.

"Haklısın," dedi ama sesinden hala zamana ihtiyacı olduğunu anlayabiliyordum. Bu hep böyle olacaktı. Her zaman iyi hissedemez, her şey yolunda gibi davranamazdınız.

"Yalnız kalmak ister misin?"

Göğsüne bastırdığım avuçlarımı elleriyle kavradı. "Hayır. Sadece beş dakika böyle duralım, olur mu?"

Cevap vermedim çünkü buna itiraz etmeyeceğimi bildiğinden emindim. Söylediğini yaptım; sessizce omzunun üstünden yanan şömine ateşini izledim. Onu böyle görmeye alışkın değildim ve bu hali beni de üzüyordu. İyi olacaktı, olacaktık. Yukarıda deliksiz bir uyku çeken civcivimiz sayesinde hayata tutunuyorduk.

Kafamı hafifçe geri çekip dudaklarımı omzuna yasladığımda gecenin sessizliğinde Simge'nin çığlığı ardından Bade'nin ağlayan sesi yankılandı. İrkilerek kendimi geriye atarken Çağlarla dip dibe olduğumuz için birbirimize takılarak ayağa kalkmaya çalıştık.

Bir Küçücük Civciv | TamamlandıWhere stories live. Discover now