"Araba gözüktü!" Diye bağırdı Atlas ağacın tepesinden. Atlas'ın ses üzerine tavşanı kucağımdan indirip ayağa kalktım. Çağrı'nın arabayı süren kişi olduğunu görünce rahatladım. Atlas yere bakarak hızla ağaçtan indi. Çağrı daha arabayı durdurmadan Atlas arabanın önüne doğru koştu.

Atlas ön koltuğa binince ben de ağır adımlarla arabanın arka koltuğuna geçtim. "Sonunda lan." Diye konuştu Atlas, Çağrı Atlas'ın bembeyaz yüzüne bakıp kahkaha attı. "Ne oldu oğlum?" Dedi Çağrı arabayı ana yola doğru döndürürken.

Atlas kollarını sıvadı ardından açık olan tenini kaşımaya başladı. "Tavşan kovaladı." Ben gülmemi tutarken Çağrı kafasını çevirip Atlas'a baktı. "Hastaneye götüreyim mi?" Diye sordu Çağrı, alay ediyor her halde? Küçük bir tavşan kovaladı diye hastaneye mi gidecekler?

"Değmedi bana." Dedi Atlas, Çağrı kaşlarını çatıp "Öyle olmaz, yine de bir gözük doktora." Dedi. Derin bir nefes alıp verdim. "Sadece bir tavşan için mi hastaneye gidiyoruz?" Atlas kolunu kaşımaya devam ederken Çağrı dikiz aynasından bana baktı.

"Atlas'ın tüylü olan hayvanlara alerjisi var. Kedi, köpek, tavşan gibi tüyü çok olan hayvanlarla aynı ortamda olunca kaşınmaya başlıyor. Eğer onlara dokunursa kızarıp bayılabiliyor."

Kaşlarımı çattım. Atlas'ın kaşıyarak kızarttığı kollara baktım. "Neden benim bundan haberim yok Atlas?" Diye sordum. Atlas boğazını kaşırken "Anlatmaya fırsatım olmadı Öykü." Diyerek konuştu.

Çağrı arabayı daha da hızlı sürüyordu ama o kadar yol gelmişiz ki yolun uzunluğunu arabada fark ettim. Hastaneye geldiğimizde ise acilden giriş yaptık. Sıra Atlas'a gelince bir odaya aldılar. Bize ise "Sizin gelmenize gerek yok." Dediler.

Dışarıda beklerken suçluluk duygusu beni içten içe bitiriyordu. Çağrı kolumdan tutunca durmamı sağladı. Sahi ben ne zamandır beri ortalıkta geziyorum? "Bir şey mi oldu?" Dedi. Kafamı onaylarcasına aşağıya yukarıya hafifçe salladım. "Ben alerjisi olduğunu bilmiyordum, korkuyor sanıp güldüm." Çağrı benim dediğime gülüp kolumu ovaladı. "Yenge, senin de dediğin gibi bilmiyordun." Elini kolumdan çekti.

Çağrı'nın cümlesi içimi az da olsa rahatlatmıştı ama yine de kendimi suçlu hissediyorum. Alt dudağımı ısırdım stresle. Alt dudağımı ısırarak etimi çekiştiriyordum. Dudağımdan kan geldiğini hissettiğimde parmağımla dudağıma dokundum. Parmağımı dudağımdan çekip baktığımda gerçekten kan olduğunu gördüm.

Harika ya! Dudağımı kanatmadığım kalmıştı.

Atlas'ın odasından birer doktor çıktığında yanına geçtim. "Alerjisi azmadan getirmişsiniz, bu nedenle birer serum taktık ama yine de kaşıntısı artarsa diye ilaç yazacağım." Sakince nefes verdim.

Çağrı odanın kapısına geçince "İçeriye girebilir miyiz?" Diye sordu. Doktor kafasını onaylarcasına salladı. "Siz benimle gelin ilaçların reçetesini vereyim." Dedi bana bakarak. Çağrı'ya baktığımda odanın kapısını açtı. Gözlerimi doktora yönelttim. Doktor kendi odasına geçene kadar onu takip ettim.

Doktor ilaçları yazarken "İlk yazdığım ilacı kaşınan yerlerine yatmadan önce sürsün. Yapışık bir kıvamı var rahatsız olabilir ama sabaha kadar durması lazım. Diğer ilaç ise hap, her yemekten sonra içecek." Dedi. Ardından imzalayıp ilaç reçetesini bana uzattı.

Doktorun odasından çıktıktan sonra yavaş adımlarla Atlas'ın odasına doğru yürüdüm. Ona koşmak isterken içimdeki suçluluk hissiyatı beni yoruyordu. En sonunda odanın kapısına gelince elimi elçeğe koydum. Gözümü kapatıp içimden bildiğim tüm duaları okudum.

Gözlerimi açtıktan sonra sıkıntıyla nefes verdim. Kapıyı açıp içeriye girdim. Atlas oturmuş Çağrı ile konuşuyordu. "Nasılsın?" Diye sordum çekingen bir ses tonuyla.

Atlas ve Çağrı aynı anda bana baktılar. "İyiyim yavrum da sen neden kapıda duruyorsun?" Atlas'ın sesi üzerine istemsizce gözlerim doldu. Atlas kaşlarını çatarken dudak büzdüm. "Senin için kendini suçlu hissetmiş." Çağrı'nın yaptığı açıklama üzerine Atlas kahkaha attı.

"Gel yanıma." Dedi küçük adımlarla Atlas'ın yanına ilerledim. Atlas elimden tutunca yatağa oturdum. "Alerjimi bilmiyordun, sorun bunu sana söylememde." Çağrı yalandan öksürünce dönüp ona baktım.

Atlas arkasındaki yastığı Çağrı'ya atıp "Kardeşim bi siktir git." Diye konuştu. Çağrı yastığı geri yatağa koydu. "Bu gün hatun için agasını satan yarın götünü satar."

Çağrı yeşilçam filmleri gibi ağır adımlarla kapıya giderken Atlas tekrardan yastığı attı. "Siktir git." Çağrı olmayan göz yaşını silip odadan çıktı.

Ayağa kalkıp yere düşen yastığı alıp geri yatağa koydum. Atlas'ın elini tutup ona baktım. "Senin suçun yok." Dedi. Gülümseyerek ona baktım. Atlas ise "Yaklaş sarılalım." Dedi. Atlas'a yaklaşıp sıkıca sarıldım.

Sarılmamızdan çok zaman geçmeden "Öykü çekil." Diye cılızlı bir ses geldi. Geri çekildiğimde Atlas'a baktım. Yüzünün yavaş yavaş kızardığını gördüğümde kaşlarımı şaşkınlıkla çattım. "Doktoru çağır." Diye söyledi nefes nefese.

Olayın şokunu bir kenara bırakıp hızla kapıdan çıktım. Demin konuştuğum doktorun odasına girdim. "Atlas fenalaştı." Dedim. Doktor oturduğu koltuktan hızla kalktı. Odasından çıkarken duvara yaslandım. İki dakikaya ne olmuş olabilir ki?

Odadan çıkacakken kapının yanında duran aynayı gördüm. Ceketimin üzerinde tavşan tüyleri vardı.

---

Hellüü

Üst üstte bölüm atıyorum tü tü maşallah bana kflgpdfişöhkdfh

Genel bilgiler:

İnsta: ecemziyagl ve konserkitabi

Tiktok: EceZiyagil 

Kocaman öptüm sizi <3

Konser +18Where stories live. Discover now