bölüm iki,bir sinesteziğin gözünden

27 9 34
                                    

Melanie Martinez • Mad Hatter

(Medyadaki çeviri kanalını çok beğeniyorum,destek olabilirsiniz ^-^)

"Kapı sesi. Tabak sesi. Zil sesi."dedi karşımdaki genç kız. Ona olan tuhaf bakışlarımı fark etmiş olacak ki açıklamaya girişti.

"En nefret ettiğim üç ses."dedi omuz silkerek.

Devam etmesi için başımı salladım.

"Yastığımın altında çınlayan minik zil. Bir gün sıra sana da gelecek."dedi kin dolu bir sesle. Önümdeki deftere not aldım. Auditory hallu-cination,işitsel halüsinasyon.

"Bugünün nasıl geçiyor?"dedim onu rahatlatmak için hafifçe gülümseyerek.

"Güzel,bulutlu bir gün."dedi omuz silkerek. Ona sorduğum soruları sürekli böyle geçiştirmeyi düşünüyor olmalıydı.

"Bulutlu günleri sever misin?"dedim,onun cümleleri üstünden gitmeyi amaçlayarak.

"Güneşi sevmem,fazla beyazdır. Bulutlar gözlerimin acımaması için gökten gönderilmiş minik yumuşak gözlükler gibi geliyor bana."dedi. Sanırım bu sefer oldukça iyi bir cevap almıştım. Ayrıca soyut nesneleri somutlaştırmaktan hoşlanıyordu.

"Hem Güneş'in yakıcı beyazı bana işkence edilen insanların seslerini anımsatır."dedi,bir şeyleri anlamamı bekliyormuş gibi gözlerime bakarak.

Ve anlamıştım da. Sinestezikti. Yaklaşık her yirmi bin kişiden biri sinestezik olmasına rağmen çok azı bunu fark edebiliyordu,karşımdaki genç kız kendisindeki hu durumun farkındaydı. 

 "Sinezteziğim ben."dedi,anladığımdan emin olunca. "Yunanca synaistesia,yani 'birleşik his',ne hoş bir kelime."

Şimdi hastalığını açıklamasına izin verme zamanıydı. Elimi buyur dercesine uzattım. Konuşmaya başladı.

"Tabii ki siz bunun ne olduğunu biliyorsunuz, ama yine de anlatmak istiyorum. Kısaca benim hastalığım,siz 'normal' insanlara göre hastalık oluyor bu ama,bu aslında aşırı derecede gelişmiş çağrışım gücüdür. Matematiksel olarak zekâm tavan yapmıştır, çünkü beynimdeki sinirler arası bağlantı çok güçlüdür. Sayıları çarparken bile renklerle aklımda tutarım,hesap makinesi derlerdi bana arkadaşlarım. Arkadaşlarım dediğime bakmayın,tüm 'arkadaşlarım' beni dışlayan ama benimle arkadaşlık etmek tuhaf olduğu için yanımda duran kişilerdi. İlkokulda bile,tahtada problem çözerken "Mavi ile beyazı çarptım ve yirmi oldu." dediğim,beş ve dört yerine mavi ve beyaz dediğim için tuhaf bakışlar almıştım.

Sinesteziklerde,yani bizlerde,biliyorsunuz ki bir algı birden fazla kanalı uyarır. Yani kısaca,birden fazla algı sistemi aynı nesneye kendi yorumlarını aynı kuvvette verirler.

Ama aslında,siz ne kadar bizi anormal görmek isteseniz de,biz normaliz,ve beynimiz de oldukça 'normal'. Bu bizdeki durum,istatiksel olarak çok nadir rastlansa da 'normal' bir beyin fonksiyonu.

"Her beyinde gerçekleşen bir sürecin bazı insanlarda bilinç yüzeyine yansımasından kaynaklanıyor." demişti önceki psikoloğum. Kaç psikoloğa gittiğimi soracaksınız. İki. Birincisi önceki,ikincisi de siz. 

Çok fazla psikoloğa gitmedim,bir kez yetmişti aslında,çünkü hasta olmadığımı biliyorum,akıl hastanesine falan yatmam gerekmiyor algı sistemim güçlü olduğu için. Size sadece insanların tuhaf bakışlarından nasıl kurtulabilirim, nasıl daha 'normalmiş' rolü yapabilirim öğrenmek için geldim. Çünkü neden bilmesem de çevremdeki insanlar herkesin kendilerine benzemediğini, herkesin aptalca ezberler yapmak zorunda olmadığını kabullenemiyorlar."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 17, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

mauvais genre de papillons.Where stories live. Discover now