bölüm bir,bir şizofrenin gözünden.

73 13 45
                                    

Ruelle • Monsters

"Anlat."

Yüzü içine doğru çökmüş,gittikçe kafatasının şeklini almaya başlamıştı. Gözleri normalden büyük,daha yuvarlak ve patlak görünüyordu. Dudakları kuru ve aşınmıştı-büyük ihtimalle sürekli dudaklarını kemiriyordu.

Bir şeyden kurtulmak isteyip başaramayınca yetersiz olduğunu düşünüp kendini suçluyordu ve bu duygunun dışa vurumu da yetersiz gördüğü bedeninden parçalar koparmasıydı. Örnek,dudak kemirme.

Odamdaki aynaya bakmamaya çalıştı, gözü istemeden de olsa aynaya ilişince parmaklarını büküyordu.

Eisoptrofobisi olabilirdi.

"Neden aynaya bakmıyorsun?Saçın bozulmuş olabilir."dedim.

"Hayır,aynaya bakarsam bana küçük, tatlı çillerden bahsedecek ve tekrar beni zorlayacak. O aynalara ve ruhun arasındaki boşluklara girebiliyor,ve aynalardan beni izliyor."dedi.

"Anlat."dedim tekrar.

"Ne anlatabilirim?"dedi bana bakarak.

"Neyden kurtulmak için geldin buraya?"

"Benim yanımda o...Kafamız yanımızdadır değil mi?"dedi sandalyesinde öne eğilerek.

Başımı hafifçe salladım. Şizofren olmalıydı.

"O benim kafamda."dedi.

"Ne zamandan beri?"

"Sanırım seslere cevap vermeyi öğrendiğimden beri var,ama benimle bu kadar uzun konuşmuyordu hiç."dedi.

Buradan sonrasını kendisi anlatacaktı, benim konuşmama gerek kalmayacaktı.

"Ben,"dedi. "okula uyum sağlayamıyordum."

Liseli gibi duruyordu. Büyük ihtimalle on beş yaşlarındaydı.

"Liseye yeni başlamıştım ve gitti,o gitti.." dedi,ileri geri sallanmaya başlamıştı, duygusal nöbet geçirmek üzereydi. Yerimden kalkıp yanına gittim,elini tuttum,soğuk ve incecikti derisi.

"Kim gitti?"dedim.

"Annem."dedi.

Ne kadar büyük olursanız olun,annesini kaybetmiş bir çocuk sizden daha büyüktür.

"Ben artık asla konuşamayacaktım onunla,yoktu sesi,yoktu,yoktu. Anlıyor musun?Sessizdi o artık,ama böyle birini dinlerkenki sessizlik değil,uyurkenki sessizlik. Hani dürtersin de uyanmaz ya, uyanmıyor işte,uyanmıyor,duymuyor beni. Ben hep annemle konuşurdum,bak büyük kadın olacağım varsa da olamam ki artık. Şimdi o gitti ya toprağa,gitti ya..."

Dudakları titremeye başladı. Büyük gözleri dolmuştu,büyük ihtimalle boğazı da düğümlenmişti. Hemen ellerine baktım,eğer elleri etraftaki şeylere zarar veriyorsa,mesela sandalye döşemesine batırmışsa tırnaklarını,henüz kimseyle rahatça konuşamamıştı.

Parmaklarını birbirine kenetlemişti, neredeyse farkında olmadan birkaç parmağını bükecekti. Ellerini birbirinden ayırdım ve yüzüme bakmasını sağladım.

"Seslerden bahset."dedim.

"Annem gittikten sonra,"dedi gözlerini silip. "Kalbimde ve kafamda bazı sesler duymaya başladım. Ama çok tanıdıktı sesler,böyle sanki annem toprağın altından konuşuyor gibiydi. Başta hepsi benim kararlarımı destekleyip bana güç veriyordu...

Ama sonra,bilmiyorum,epey uzun bir zaman geçmişti,benden bağımsız konuşmaya başladılar,bazen rüyalarımda sesleri geldi,iki kişiydiler. Biri sürekli yaptığım şeylerin yanlışını buluyordu,diğeri ne yapmaya çalışıyordu bilmiyorum. Boğuluyormuş gibi sesler çıkarıyordu ikincisi çoğu zaman,beni rahatsız etmek için. Ha bir de hikayeler anlatıyordu bana,çoğunun sonunu anlatmıyordu da.

mauvais genre de papillons.Where stories live. Discover now