30.BÖLÜM

27.9K 1K 399
                                    

Endişeyle arkama dönüp yola baktım. Arkamızda bir araba vardı. Ama Yağız o arabanın bizi takip ettiğini nereden anlamıştı?

"Takip edildiğimizden nasıl emin olabiliyorsun?"

Cevap vermiyordu. Dikiz aynasından yolu takipliyordu. Direksiyondaki elleri daha da sıklılaştı.

"Eminim çünkü okuldan çıktığımızdan beri peşimizde."

Arkama dönüp baktığımda, arabayı kimin sürdüğünü göremiyordum.

Kadın mı ya da erkek mi hiçbir fikrim yoktu. Çünkü arabanın camları oldukça koyu renkteydi. Bu sebeple görmek imkânsızdı.

"Belki de bizi takip etmiyordur."

Söylediğim saçma sapan cümle ile kafama vurasım geldi. Ne kadar da güzel bir bahane bulmuştum öyle. Bir an Yağız'ın beni azarlayacağını falan düşünmüştüm ama bunu yapmadı.

"Şimdi iyi izle" dediğinde, arabayı sürüşünü yavaşlattı. Aramama dönüp baktığımda, arkamızdaki araba da yavaşlamıştı. Kesinlikle bizi takip ettiği belliydi. Yağız ana yoldan çıktıktan sonra bir sokağa girdi.

Fakat arkamızdaki araba, girdiğimiz sokağa girmemişti. Ve doğruca ana yolda ilerlemişti. Yağız'a dönüp baktığımda, arabayı durdurdu.
Başını sıvazlamaya başladığında konuştum:

"Sence arkamızdaki arabayı kim sürüyordu? Şüphelendiğin birisi var mı?"

Başını iki yana sallayarak:

"Şüphelendiğim belli bir kişi yok. Etrafımda iyiliğimi istemeyen pek çok insan var ama takip edildiğimiz açıkça belli. Bizi takip ettiğini fark etmememiz için sokağa girmedi. Ki, zaten bunu yapsaydı aptallık olurdu."

Sokağın başında, arabanın içinde öylece duruyorduk. Kim Yağız'ı takip etmek isteyebilirdi ki?

Benimle bir alakam olduğunu düşünmüyordum. Ama yinede hayatta neyin olacağı belli olmazdı.

"Kesin okuldaki kızlardan biridir." Diye mırıldandığımda, onun beni duymayacağını sanıyordum ama maalesef öyle olmadı.

"Okuldaki kızlar mı? Bu da nereden çıktı şimdi?"

Anlamamış gözlerle bana baktığında ellerimi birbirine kavuşturup arkama yasladım. Gerçekten de dediklerimi anlamamış mıydı? Yoksa anlamamazlıktan mı geliyordu?

"Okuldaki kızların sana olan bakışlarını fark etmişsindir diye tahmin ediyorum. Bence senin ağzının içine daha da düşmek için takip etmiş falan da olabilirler. Beklerim ben onlardan."

"Sana öyle gelmiş. Kimse bana bakmıyordu."

Söylediklerimi kestirip atarken, gözlerini sokağa dikti. Umursamazlığıyla sinirlenmiştim.

"O yüzden mi sınıftaki bütün kızlar yanıma gelip senin kim olduğunu sordular!"

Sinirle ağzıma geleni söylerken iyice gerilmiştim. Kendime hakim olamıyordum. Bu duyguya çok yabancıydım ben.

Paylaşmamak, paylaşmak istememek her zaman cimrilik miydi yoksa, bu duygunun altında farklı bir şey yatıyor olabilir miydi?

Peki onu paylaşmayı neden istemiyordum? Kafam allak bullak olmuştu. Çıkmaz bir sokağa girmiş gibiydim. Ve sanki bu sokaktan hiç çıkamayacakmış gibi hissediyordum.

"Yoksa sen beni kıskandın mı?"

Pişmiş kelle gibi sırıtırken, alttan alttan onu kıskandığını imâ edici bakışlarıyla bunu söylemişti. Onu kıskandığımı bu kadar belli etmiş miydim? Ya da onu kıskanmış mıydım?

İÇİMDEKİ TUTSAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin