• 𝗕𝗹𝘂𝗲 𝗝𝗲𝗮𝗻𝘀

185 30 151
                                    

merbaa <333

-

Döndüğümde mavi gözlü, siyah uzun saçlı kadın bana küçümser bir şekilde bakıyordu ve sinir bozucu bir şekilde sırıtıyordu. Bu kadın ciddi anlamda tam bir aptaldı, kendini ne sanıyordu ki? Veya bana neyi ima etmeye çalışıyordu? Söylediği sinir bozucu cümleyi sadece dinlemekle kalmayacak, bunun hakkında onunla tartışacaktım, ne olursa olsun umursamadan dudaklarımı araladım.

"Pardon?"

"Ne 'pardon?' açıkça anlatamadım sanırım. Diyorum ki, daha yeni gelmişken bu büyük görevi sana vermeleri saçmalık."

Söylediği cümleler sinirlerimi daha da germişti. Sinirden gülerek cevap verdim.

"Demekki iyi bir iş başarabileceğime inanıyorlar ki bu görevi bana veriyorlar."

"Hahaha bu görevi bana verselerdi harika bir iş çıkarır-"

Sözünü yüksek bir sesle kestim.

"Sen yap o zaman." dedim görevli avukatın bana verdiği dosyaları önüne fırlatarak. Gözleri fal taşı gibi açılmış bana bakıyordu.

"Öküzün trene baktığı gibi bakmasana, madem çok başarılı olacaksın hadi yap!" dediğimde cevap veremeden sadece bana bakıyordu.

"Hanımlar! Sakin olun!" diye sesini yükseltti görevli olan avukat ve adını bilmediğim kadından dosyaları alıp bana geri verdi.

"Bu görev senin Millie, başkalarının karışmasına izin vermemelisin."

"Pekala." dedim ve önüme döndüm. Oysaki hala sinirimi alamamıştım fakat bu durumda sessiz kalmam ikimiz içinde daha doğru olurdu sanırım.

"Ayrıca sen Luna, yaptığın davranışın yanlışlığını kabullenmelisin, bir daha böyle bir şey yaptığını görmeyeceğim. Anlaşıldı mı?" dedi görevli avukat sert bir ses tonuyla.

"Anlaşıldı..." dedi adı Luna olan kadın başını hafifçe öne eğmiş şekilde. Sanırım konuşmanın buralara gelebileceğini tahmin bile etmemişti.

"Evet, şimdi asıl konumuza geri dönebiliriz. Millie'nin yanında bu davaya kim eşlik edecek."

O anda bir sessizlik oldu, görevli avukat herkesin üstünde gözlerini gezdirdikten sonra durdu ve tekrardan konuşmak için dudaklarını araladı.

"Finn, (çok klasik biliyorum lmao-) Millie'e bu davada yardımcı olmanı istiyorum, ikinizinde iyi bir iş çıkaracağına inanıyorum ve lütfen benim güvenimi boşa çıkarmayın."

"Güveninizi boşa çıkarmayacağız Bay Nessinger bundan emin olabilirsiniz." dedi Finn benim konuşmamı beklemeden.

"Güzel." dedi Bay Nessinger hafiften tebessüm ederek, gözlerim Finn'e kaydığında bana baktığını gördüm ve gülümseyerek önüme döndüm.

-

Toplantı odasından çıktığımızda saatin 19:45 olduğunu gördüğümde gözlerim büyümüştü, umarım Ellie beni merak etmemiştir diye umarak telefonuma gözlerimi diktiğimde Ellie'den gelen 10 tane cevapsız arama olduğunu gördüm. Elim ayağıma dolandı ve hemen boş bir tekli koltuğa oturarak Ellie'i tekrar aramaya başladım. Telefon çaldı, çaldı ve çaldı. En sonunda telefonu açtığında sinirli sesini duydum.

You Get Me So High | fillieWhere stories live. Discover now