love with fight [MinChan]

36

chan sohbet konusunu minhoşt olarak değiştirdi.

jisung
yine ne oldu lan

chan
bugün 3. yıl dönümümüz

felix
trip atıyorsan gözümden fena düşeceksin

chan
hayır aq
sabah kavga ettik
barışırız diye çok üstüne gitmedim
YA ANNEMLE KALKTIK TENCERE TENCERE YEMEK YAPTIK ANNEM TEYZEME GİTTİ YALNIZ KALALIM DİYE
minho bey
sikine takmıyor bizi
oturup tüm yemeği kendim yiyeceğim çok sinirliyim

jisung
niye kavga ettiniz
ve niye seni takmıyor

hyunjin
yine bomboş bir sebep verecek bak izle gör

chan
:(
bugünü unuttuğumu sandığı için kavga çıkardı ama
bugünün ne olduğunu da hiç söylemedi
hala hatırlamadığımı düşünüyor bu yüzden açmıyor telefonlarını

felix
seungmin'i ara

chan
onun da telefonu kapalı aq

hyunjin
yalvarırsan yardım ederim

chan
sikerim seni
yardım edin

felix
ben yalvarmasan da ederim
telefonu aç sadece yakışıklı

chan
umarım işe yarar

Felix Minho'yu aramış, açtığında gülümsemişi. "Ne var?" dedi bed sesiyle diğeri.

"Sana da merhaba Minho. Nasılsın?"

"Sik gibi. Söyle ne söyleyeceksen? Jeongin'e ulaşamadıysna falan, haberim yok benim. Keyifsizken hiç çekilmiyor bebek suratlı." Felix iç çekmiş, göz devirmişti. Sorusunu sorarken Chan'ı konferans görüşmesiyle aramıştı.

"Neyin var?" Chan telefonu açtığında Minho konuştuğu için susmuştu genç.

"Ağzına tükürdüğümün çocuğu özel gümleri hatırlamıyor. Bugün üçüncü senemizdi. Geçen sene de unutmuştu." dedi Minho huysuzca. "Pasta almıştım oysaki."

"Aptal, unutmadım." dedi Chan sakince. "Sabahtan beri bu akşamı kutlamak için bir şeyler yapmaya çalışıyordum." dedi Chan aynı sakinlikle.

"Felix çok hainsin."

"Barış sevgilinle. Bıktım sizin kavga gürültünüzden." demişti. "Telefonu odama bırakıp çişe gidiyorum, konuşmanız bittiğinde kapatırsınız." diyerek odadan çıktı. Lavaboya gidip işini hallettikten dakikalar sonra kapı çaldığında evde tek o olduğu için gidip kapıyı açmıştı. Elinde çikolatalardan oluşan bir buketle bekkeyen sevgilisini görünce güldü. "Hayırdır?"

"Bugün instagramda gezerken elalemin atttığı romantik şeylere bakıp çok iç çektin. Üzgünüm senin kadar romantik olmadığım için." dediğinde Felix gülmüştü.

"Önce telefonunu ver." dedikten sonra telefonun kamerasını açıp Jeongin'in fotoğrafını çekmiş, onu kendine atarken çikolata dolu buketi alıp içeriyi işaret etmişti. "Rahatsız etmeyeyim aileni."

"Annemle babam bu hafta boyu Avustralya'da olacak." dedi Felix. "Akşam yemeğini tek başıma yemek istemediğim için geçiştirecektim ama madem geldin beraber yiyelim."

"Olur." Felix gülümsemiş, elindekini işaret etmişti. "Odama bırakacağım. Buzdolabındaki kırmızı tencereyi ocağa koyar mısın?" Jeongin onu onaylayarak mutfağa yöneldiğinde Felix elindekini odasına çıkarıp yatağına bırakmış, çoktan kapanan telefonunu eline alıp Jeongin'in resmini üzerine bir şeyler yazarak paylaşmıştı.