《 8 》

922 104 102
                                    

   Diline dolanan bir şarkıyı mırıldanırken fırından, içindeki çöreklerin çıkarılmaya hazır olduğunu haber veren o sesin geldiğini duydu Jennifer. Hemen tezgahın üzerindeki eldivenleri eline taktı ve fırının kapağını yavaşça açtı. Kapağın açılmasıyla birlikte etrafa yayılan kokuya bakılırsa iyi iş çıkarmış olmalıydı.

Ev yapımı iken bile bu kadar güzel bir kokuya sahip olan çöreklerin, pastanede yapılan hallerinin tadını tahmin bile edemiyordu. Dave'in çörekler konusunda zevk sahibi olduğuna kanaat getirmişti artık. Ancak kendi yaptığı tarçınlı çörekleri ne kadar beğenirdi bilemiyordu.

Michelle'in nefes nefese mutfağa girmesiyle birlikte Jennifer, yaptığı çöreklerle gereksiz bir yakınlık içerisinde olduğunu fark etti ve boğazını temizleyerek yanına eğildiği tepsiden uzaklaşıp doğruldu.

Kadının, kendisini sanki ilk defa hamur işi yapmışçasına çörekleriyle arasında tuhaf bir bağ kurduğu düşüncesine kapılması isteyeceği son şey olabilirdi.

"Kusuruma bakmayın Bayan Russell. Alarmımı kurduğumu sanarak uyumuştum ancak sabah uyandığımda kurmayı unuttuğumu fark ettim. Bir dahakine daha dikkatli olmaya çalışacağım." diyerek özür diledi Michelle.

Jennifer, yüzüne kadının bu hatasını sorun etmediğini belli eden bir gülümseme takındı ve "Sorun değil Michelle. Hangimizin başına gelmiyor ki bu tür şeyler?" deyip eline aldığı çöreklerden birini ikiye bölüp kadına uzattı:

"İster misin? Fırından yeni çıkardım."

Michelle çekinerek çöreği aldı ve tadına baktıktan sonra "Lezziz olmuş!" dedi heyecanla. "Bay Russell sizin gibi mutfakta yetenekli biriyle evli olduğu için çok şanslı." diye ekledi ardından.

Jennifer, alçak gönüllü bir kadın gibi görünmeye çalışarak "Utandırma beni, Michelle. Yetenekli bir eş olsaydım mutfağımda ne işin olacaktı sanki!" dedi ve bir kahkaha patlattı.

Kadının, yaptığı şakadan pek de hoşnut olmadığını fark ettiğinde "Öyle demek istemedim, lütfen yanlış anlama." dedi ancak sözünün devamını getirememişti. Böyle bir pot kırdıktan sonra ne şekilde toparlayacağı hakkında hiçbir fikri yoktu.

Michelle'in herhangi bir tepki vermediğini görünce sanki az öncesinde Michelle'in iltifatına verdiği cevabı hiç vermemişçesine "Aslına bakarsan..." diye başladı söze. "Bu çörekler Chris için değil. Bunları çok yakın olduğum bir arkadaşıma hediye etmek için yaptım. Aramız son bir araya gelişimizden sonra limoniydi, bilirsin. İlk denememdi ve sanırım başardım. Umarım o da çörekleri senin gibi beğenir."

"Beğeneceğinden eminim çünkü beğenmemek elde değil!" diye karşılık verdi Michelle, keyfi yerine gelmişe benziyordu. "Pekala," diye devam etti soru sormaya çekinir gibi bir tavırla. "Bu çok yakın arkadaşınız geçen gün evinizde ağırladığınız kilolu adam mıydı?"

Jennifer, bu soruyu duyunca huzursuzca saçını kulağının arkasına aldı ve pencereye doğru ağır adımlarla yürüyüp sessizliğini korudu.

O camdan dışarı bakarken Michelle endişeli bir şekilde elini ağzına doğru götürüp kapatmıştı. "Kusura bakmayın Bayan Russell. Bunun beni ilgilendirmediği gerçeğini görmezden gelerek düşüncesizlik ettim. Bu soruyu size sormamam gerekirdi." diyerek ellerini karnında birleştirdi ve başını eğdi.

Jennifer ellerini eğer bunu sorun etmediğini söylemezse neredeyse ayaklarına kapanacak olan Michelle'in yanaklarına koyarak başını kendine doğru çevirdi:

"Sadece bir anlığına aklım ona gitti Michelle, seninle ilgili bir şey yok. Ayrıca evet, aramın limoni olduğu kişi Dave ve bu konuda elimden hiçbir şey gelmiyormuş gibi hissediyorum. O kadar çaresizim ki, baksana! Şu çöreklerle onun yanına gidip beni affetmesini umuyorum. Belki de onun gözünde bu çörekler kadar bile değerim yok. Ancak ben onu hala eskisi gibi-" eğer cümlesinin sonunu getirseydi ne kadar büyük bir hataya sebep olabilecek olduğunu düşününce sözünü yarıda kesmek zorunda kaldı.

Çörekler Ama Tarçınlı OlanlardanWhere stories live. Discover now