UFAK BİR SAMİMİYET(Bölüm 4)

57 7 0
                                    

Sabah uyandıktan sonra kapının çaldı;

     Ben: "Kim o?

     Anonim: '' Ben ''

Ses biraz tanıdık geldi ama çıkaramadım.

     Ben: '' Pardon, çıkaramadım. ''

     Anonim: '' Pardon benim hatam, kim olduğumu söylemeliydim.Azad ben Azad KOCA. ''

     Ben: '' Evet, kusura bakmayın sesinizi tam çıkaramadım.Bir dakika geliyorum. ''

Üstümü giydim, kapıyı açtım ve;

     Ben: "Buyurun."

     Azad: '' Kusura bakmayın rahatsız ediyorum, şey kahvaltı yaptınız mı?"

     Ben: '' Yok estağfurullah.Hayır daha yapmadım, neden sordunuz?"

     Azad: '' Bende yapmadım da, benimle birlikte kahvaltı etmek ister misiniz acaba?"

     Ben: '' Olur. Siz büfeye inin ben geliyorum. ''

     Azad: '' Tamam.Aşağıda görüşürüz. ''

     Ben: Görüşürüz. ''

Açıkçası heyecanlanmıştım, aşık olduğum çocuk bana yürüyordu.

Büfeye indiğim de masayı donatmıştı bir kuş sütü eksikti.Gözlerine bakarak masaya doğru yürüdüm.

     Azad: '' Kusura bakmayın, kahvaltıda ne yediğinizi bilmediğim için her şeyi söyledim.Umarım kızmazsınız."

    Ben: '' Gerek yoktu, ama teşekkürler. ''

 Masaya oturdum ve kahvaltımızı yaptık.Sonra;

    Azad: '' Size göre değildi ama umarım beğenmişsinizdir. ''  

     Ben: '' Yok estağfurullah da neden bu kahvaltı bana göre olmasın? ''

     Azad: '' Zengin birine benziyorsunuz benim param ile anca bu kadar oluyor. ''

     Ben:''Yok yok tam bana göreydi.Böyle düşünmeyin lütfen.Çok teşekkür ederim kahvaltı için. ''

     Azad:''Çok iyi birisiniz, bir şey isteye bilir miyim acaba?

     Ben:''Tabi ki buyurun '' 

     Azad:''Sizli bizli konuşmasak mı artık?

     Ben: '' Benim için bir sorun olmaz. ''

     Azad:''İyi. "

Uzun bir süre birimize baktık kimse bir şey demedi sonra;

     Azad:''Nasılsın? ''

     Ben''İyiyim teşekkür ederim sorduğun için sen nasılsın da neden öyle birden sordun. ''

     Azad:''Hiç öyle birden nasıl öğrenmek istedim olamaz mı? ''

     Ben:''Olabilir, birden sorman şaşırtıcı olduğu için sordum. ''

Bir süre sesini çıkartmadı. Sonra;

     Azad :"Bugün müsait misin?"

     Ben :"Evet."

     Azad: "Biraz gezelim mi?"

     Ben: "Gezmek ilgi alanım değil teşekkür ederim."

     Azad: "Bu kötü oldu."

     Ben: ''Üzgünüm.''

Bir süre  üzgün üzgün baktı yüzüme.Sonra;

     Azad:''Nelerden hoşlanırsın,neler yaparsın,yemek olarak neleri seversin.''

    Ben:''Pek bir şeyden hoşlanmam yemek yerim genellikle yemek yemek güzel,evde otururum pek bir şey yapmam,yemek olarak lahmacun ve kebap severim profiterol yerim bir şeyler yemeği çok severim.''

     Azad:''Bakıyorum da baya seviyorsun yemek yemeği.''

Güldüm ve;

     Azad:''Oha.''

     Ben:''Ne oldu?

     Azad:''Senin gamzen varmış,senin dişlerin varmış,sen güle biliyor muşsun.''

     Ben:''Ne sandın canım.''

     Azad:''Canım mı?

     Ben:''Rahatsız olduysan bir daha söylemem.''

     Azad:''Yok yok biraz şaşırdım birazda hoşuma gitti.''

     Ben:''Hoşuna gitmesine sevindim.''

     Azad:''Bir daha der misin?''

     Ben:''Canım.''

     Azad:''Bir daha.''

     Ben:''Canım.''

Yine güldüm ve;

     Azad:''Gamzen çok güzel.''

     Ben:''Teşekkür ederim.''

     Azad:''Rica ederim canım.''

Uzun  bir süre bakıştık;

     Ben:''Ben gideyim artık.''

     Azad:''Tamam,ben seni bırakayım odana.''

    Ben:''Gerek yok ya yorulma sen.''

     Azad:''Ne yorulması ya ,seninle yolda yürürken cennet yürüyüşü yapıyormuş gibi mutlu ve huzurlu oluyorum, beni bu güzel histen alı koymazsın öyle değil mi?

     Ben:''Hayır koymam.''

Odama kadar sadece yürüdük,kapıya gelince;

      Azad:''Seni ikindi saat 4 sularında almaya gelebilir miyim?

      Ben:''Nereye gideceğimize bağlı.''

      Azad:''Sürpriz.''

     Ben:''Tamam gelebilirsin.''

     Azad:''Bay bay.''

     Ben:''Bay bay.''

BedelOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz