1. Bölüm "Eve Hoşgeldin"

7.9K 525 161
                                    

"Burası mı?"

Benim şirin evime, şirin bahçesinden giriş yaptığımızda, bir an için arkamda olduğunu unuttuğum misafirimin sesiyle cebimden anahtarımı çıkarma işime ara verip arkamı dönmüştüm. Yüzünde tonla yarası, üstünde havalı giysileri, suratının perişan halini örten dalgalı koyu kahverengi saçları ve kısacası tüm ihtişamıyla Jongin'di.

"Evet." Anahtarımı çıkarıp kapıya yaklaştım. "Yoksa beğenmedin mi?"

Ben anahtarımla kapıyı açmaya çalışırken yanıma gelip etrafa bakarak cevap verdi.

"Hayır, sadece okula yakın dediğinde, şu üst caddedeki rezidanslar canlanmıştı aklımda. Jung Gil'in satın aldıkları."

Ağzımı ve gözlerimi kocaman açıp gülerek kafamı yanımdaki masum, dayak yemiş ve hayal kırıklığına uğramış çocuğa çevirdim.

"Demek öyle prens hazretleri!"

Ben gülerken o garip surat ifademe bakıyordu merakla. "Üzgünüm ama gördüğün gibi anahtarımı sokacak delik aradığıma göre..." Gülümseyerek gözlerimi kırpıştırdım.

"Babası zengin ama kalacak bir yer arayıp ev sahipleri tarafından sokak serserisi diye anılan bi üniversiteli değilim."

Kapıyı açıp elimle reverans yapar gibi ona içeriyi gösterdiğimde cevap verecek kadar enerjikti hala .

"Yanlış anladın." Gülümseyip önüme geçti ve asansöre yürümeye başladı. "Okulda gördüğüm kadarıyla zengin ve gösterişli bi tiptin."

Yürürken yavaşlayıp bana çevirdi yüzünü.

"Yoksa ev sahibi tarafından sokak serserisi diye anılan birinin seçme şansı olduğunu savunmuyorum."



Arkasından bir kaç saniye şaşkınlıkla bakmıştım yürürken. "Vay anasını..." diye mırıldandım, "Hem suçlu hem güçlü yaralı züppe." demek yerine.

Yanımda söylediklerime hızlı cevap veren birini görmemiştim uzun zamandır Baek ve bazen Chanyeol dışında. Gerçi... Lanet olsun. Chanyeol'ü hatırlamamla bile irkilmiştim. Bir de o mesele vardı şimdi.


Üç katı asansörle çıkıp, benim dairemin olduğu geniş alanda Jongin karşılıklı duran iki kapı arasında afallayınca elimle soldakini işaret ettim.

"Burası. Gel bakalım."

Her zaman yaptığım gibi kapıyı açmaya çalışırken arkamdaki kapının açılma sesini duyduğum anda işlemimi ışık hızına çıkarmaya çalışmıştım. Bayan Jung çıkıp beni kapıda dikecekti çünkü dakikalarca.

"Sehun! Günaydın."

Elimdeki anahtarı sertçe kapıya saplayıp yakalanmanın verdiği rahatsızlıkla arkamı döndüm aniden gülümseyerek.

"Ahjumma! Nasılsın?" Gereğinden fazla bir sevgi gösterisiyle sırıtmıştım kadına karşı. "Dizlerin nasıl bu sabah?"

"Bu kim?" Jongin kadına gülümserken hafifçe kulağıma eğilip sordu.

"Karşı komşum." Aynı şekilde yüzümü kadından çevirmeden fısıldadım. "İnsanları yarım dakikada barınağını değiştirme isteğiyle doldurmaya programlanmış."

Jongin hayretle gülüp bana bakarken, kadın kapısının eşiğinde dikilip ikimizi inceliyordu şaşkınlıkla.

"Ben iyiyim." Tuhaf bir şey görmüş gibi bakıyordu Jongin'e benimle konuşurken. "Peki sen nasılsın? Hasta filan değilsindir umarım."

Channie Says SpecialHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin