2.0 final ☆

1K 86 57
                                        

Taeyong'un sertleşmiş göğüs uçları açlıkla öpülürken, özlediği bu hisle nefesi kesilmiş gibiydi. Jaehyun'un her bir dokunuşu altında ufak iniltileri otel odasında yankılanırken, dünyadan soyutlanmış, tüm her şey yok olmuştu sanki. Sanki sadece tenine dokunan sıcak dudaklar ve belinde usul usul daire çizen ince uzun parmaklar vardı.

Jaehyun Taeyong'u iyice kucağına çekti. Dili minik göğüsleri aylar sonra tekrardan keşfederken, yakışıklı adam tüm dünya onun ayakları altına serilmiş gibi hissediyordu. Hasretini çektiği beden dudaklarının altında kıvranırken, zevkle kapanmıştı gözleri.

İkilinin vücutları aylar sonra bile uyum içindeydi. Jaehyun usulca sertliğini Taeyongun içine yollarken ona ilk defa sahip oluyormuş gibi hissediyordu.

''Tanrım, Taeyong...'' doktorun dudaklarından derin bir inilti duyuldu.

Taeyong aylardır ilk defa biriyle birlikte oluyordu bu yüzden sıcak dar duvarları doktorun aklını başından almıştı.

Taeyong sıkıca sevdiği adamın omuzlarına tutundu. Parmakları doktorun süt beyazı tenine gömülmüş, dudakları zevkle aralanmıştı. Doktorun yaptığı her darbede kendinden geçiyor gibiydi. Beyni uyuşmuş, adeta sarhoş olmuştu. Vücudunda dolaşan zevk titreşimleri canını yakıyordu fakat bu iyi bir şeydi.

''Sevgilim hızlan...'' Taeyong doktorun kulağına doğru fısıldamıştı istekle. 

Jaehyun, Taeyong'un belindeki ellerinin baskısını artırmış hareketlerine hız katmıştı.

Otel odası ikilinin vücutlarının birbirine çarpma sesleri ve iniltilerle dolmuştu. Bütün kıyafetler etrafa saçılmış, yatak hiç olmadığı kadar dağılmıştı.

Taeyong sevgilisine tekrar kavuşmanın verdiği tutkuyla yanıyordu, aynı zamanda tutkusu özlem dolu sevgilisini de cayır cayır yakıyordu.

''A-ahh...'' Sarışın hissettiği duyguyla bir an ölecek gibi oldu. Beli kıvrılmış, dudakları aralanmıştı. Tüm vücudu zevkten titrerken hissettiği patlama, tüm her şeyi unutturmuştu bir an. Kendini titreyerek sevgilisinin karnına bırakırken, Jaehyun'da sevgilisinin duvarlarına salmıştı sıcak sıvısını.

Nefes nefese kalan sevgilisinin dudağından ıslak bir öpücük alırken, ''Tanrım, seni öyle özledim ki...'' diye söylendi kısık bir sesle. ''Bir an çıldıracağım sandım.''

Taeyong yorulan bedenini sevgilisinin geniş vücuduna yasladı. Her yeri hâlâ ateş gibiydi, asla sönmeyecek bir yangınla çevrelenmişti.

''Keşke daha erken gelseydim...''

Keşke daha erken gelseydi diye düşündü Taeyong fakat bu önemli değildi. Sevdiği adam ne olursa olsun kaç zaman geçerse geçsin onu bırakmamış ve ondan vazgeçmemişti önemli olan buydu.

''Geldin ya o yeter değil mi?''

Jaehyun gülümsedi. Dudaklarının altındaki yumuşak saçları öptü. Tüm kötü şeyler yok olmuştu artık... artık sadece güzel şeyler vardı, Taeyong ve Jaehyun vardı. Yalnız ikisinin birbirine duydukları tutku ve özlem vardı.

''Yarın sabaha kadar çıkmayalım buradan. Sabah olunca da gidelim, sizi almaya geldim.''

Taeyong gülümsedi kafasını yasladığı göğüsten çekerken.

''Geleceğimizden bu kadar eminsin yani?''

Jaehyun neşeli bir gülüş verdi. ''Artık bensiz 1 saniye bile yaşayamazsın Lee Taeyong.''

Öyleydi gerçekten de. Taeyong onsuz artık 1 saniye bile yaşayamazdı fakat Jaehyun'da öyleydi.

''Ve tabi ben de sensiz artık 1 saniye bile yaşayamam.''

Taeyong kendini öyle şanslı hissediyordu ki. Huzur bulduğu kişinin yanında olmak ve kollarını ona sarmak gerçekten de mükemmel bir histi.

Jaehyun Taeyong'un alnında dolaştırdı dudaklarını usulca, burnundan dudaklarına doğru bir yol çizdi ve ince biçimli dudaklarında durdu. Kiraz gibi tatlı dudakları öpmeden önce, ''Özür dilerim.'' demişti yeniden. ''Seni kırdım.''

Taeyong doğruldu ve Jaehyun'un suratını elleri arasına aldı. ''Hani daha fazla özür yoktu?''

Jaehyun'un gözleri kusursuz suratta dolaşırken, pişman hissetti. ''Sadece seni kırdığım için pişmanım... benim canım yandığı için senin de yansın istemiştim...''

''Ben de seni kırdım. Söyledin ya senin de canın yanmıştı, artık bunlar geride kaldı.''

Geride kalmıştı değil mi? Jaehyun buraya en başından başlamak için gelmişti. Elleri yaramazca Taeyong'un kalçalarında dolaşırken onları sıktı usulca. Taeyong beklemediği bu hareket karşısında gözlerini aralarken, Jaehyun birden tekrar içine girmişti Taeyong'un.

''Fırsatçı.'' diye söylendi Taeyong, içinde hissettiği sertlikle. ''Şimdi hareket et.''

Jaehyun gamzelerini gösterircesine gülümserken, sevgilisinin içindeki hareketlerine başladı. Taeyong'u yine zevkten kıvrandırırken dudaklarından büyükçe bir öpücük almış ve usulca fısıldamıştı, ''Seni seviyorum Lee Taeyong...''

Taeyong'un başı dönerken geniş omuza yaslandı ve boğukça söylendi. ''Ihmm, ben de seni seviyorum Jung Jaehyun.''

⸻ ♡ ⸻

Yine final yine ben, allahım boşluk hissi... En sevdiğim ficlerimden birine veda ediyorum. Cidden severek yazıyordum bunu. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Beni yalnız bırakmayacağınızı biliyorum o yüzden diğer ficlerime davet ediyorum sizi. Öpüyorum kocaman. Jaeyongu sevin daima <33

 Jaeyongu sevin daima <33

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
breaking point // jaeyongWhere stories live. Discover now