Taeyong büyük hastaneden içeri adımlarken gergindi. Onun karşısına çıkmak iyi bir fikir değildi belki de, Jaemin'in söylediği gibi komik göründüğüne de emindi fakat elinde değildi. Dün geceden beri onu görmek için yanıp tutuşan bir taraf vardı Taeyong'un içinde. Tüm gece uyumamış ona bir şey olup olmadığını düşünüp durmuştu. Bu yüzden buraya gelirken hiç şüphe etmemişti.
Vezne çalışanından Jaehyun'un odasının olduğu katı öğrendi Taeyong hızla. Asansöre adımlarken ona her yaklaştığı adımda kalbi biraz daha hızlanıyordu sanki. Taeyong ilk kez böyle hissediyordu. Normalde umursamaması gerekirdi. Hiç düşünmemesi... Fakat ilk karşılaştıkları geceden beri Jaehyun Taeyong'un aklına kazınmış gibiydi. Taeyong ne kadar silmeye ya da karalamaya çalışırsa çalışsın Jaehyun'un adı silinmiyordu oradan.
Jaehyun'un odasının olduğu kata vardığında, kararlı adımlarla görevliye doğru attı adımlarını.
"Merhaba, ben randevu alabilir miyim doktor Jaehyun'dan?"
"Kimlik alabilir miyim?"
Taeyong görevliye kimliğini uzatırken bakışları etrafı tarıyordu. İki kapı ötesi Jaehyun'un odasıydı. Taeyong kapının yanında onun ismini gördüğünde kalbi tekrar hızlanmıştı.
"Muayne ücreti 15 dolar."
Taeyong derin bir nefes aldı. Cüzdanından kredi kartını çıkarırken dudaklarını büzdü üzgünce. Bu parayla yeni bir gömlek alabilirdi.
"Buyurun, 2 hasta sonra girebilirsiniz."
Taeyong kimliğini, kredi kartını ve görevlinin uzattığı kağıdı almış, Jaehyun'un kapısının önündeki koltuklardan birine oturmuştu. O sırada telefonun titremesiyle cebinden telefonunu çıkardı.
jaemin:
Hyung ne yaptın?
jaemin:
onu gördün mü?
jaemin:
iyi miymiş?
jaemin:
yoksa seni tanıdı mı?
jaemin:
hadi cevap ver!
Taeyong göz devirdi.
taeyong:
daha girmedim sakin ol,
beni tanımayacak merak etme
çıkınca ararım.
Mesajını gönderip arkasına yaslandı, umuyordu ki Jaehyun onu tanımazdı.
Bakışlarını ekrana çevirdi, bir diğer hastadan sonra sıra ondaydı. Vücudu heyecandan terlerken, odanın kapısı açıldı usulca. Hasta çıkarken Taeyong istemsizce ayaklandı. Ekranda kendi ismi yanıp sönerken, heyecandan bayılmak üzereydi.
Usulca odaya adımladı. Geniş odanın ortasında durduğunda, "Lee Taeyong?" diye sordu Jaehyun. "Lütfen oturun."
Taeyong usulca koltuğa geçerken Jaehyun gülümsedi samimi bir ifadeyle.
"Lütfen rahat olun, şapkanızı ve gözlüğünüzü çıkarabilirsiniz."
Taeyong yutkundu, kafasını iki yana sallarken, "Teşekkürler." demişti. "Böyle iyiyim."
"Peki..." Jaehyun ellerini masasının üzerinde birleştirdi. "Şikayetiniz nedir?"
Ne söyleyecekti? Gerçekten kalbinin ağrıdığını mı? Bu ciddi bir şeydi. Bu tarz bir yalan ağır olurdu fakat Taeyong'un söyleyecek başka bir şeyi yoktu. Siyah gözlüklerini düzeltirken, "Şey..." demişti. "Benim sanırım kalbim ağrıyor."
YOU ARE READING
breaking point // jaeyong
FanfictionTaeyong cazibesini kullanarak insanları kandıran ve paralarını çalan kurnaz biriydi. Çalmak onun için çok basitti ta ki dolandırdığı yakışıklı doktor planlarını suya düşürüp hayatını altüst edene kadar. #1 jaeyong ©jaeyongmylemondetox
