Jaemin öfkeyle seslendi, sabahtan beri evin her yerini aramış fakat sevdiği ayakkabılarını bulamamıştı.
"Biliyorsun onlar benim şanslı ayakkabılarım sınava onları giyerek gireceğim."
Taeyong gözlerini devirerek mutfaktan çıktı. Jaemin'in odasına girmiş, yatağının altındaki kahverengi kutuyu çıkarmıştı.
Jaemin'in bakışları abisini takip ederken kutudan çıkan ayakkabıyla gülümsedi.
"Al burada işte."
"Kahramanım."
Taeyong göz devirdi.
"Abartma, hadi akşam yemeği vakti."
Taeyong tekrar mutfağa girmiş, yemekleri servis etmeye başlamıştı. Yarın büyük gündü. Seoul'den taşınalı tam 5 ay olmuştu. Yarın Jaemin'in üniversite sınavına gireceği gündü. O yüzden evde bir kaos ve heyecan havası hakimdi. Ya da sadece Jaemin kaos ve heyecan yaratıyordu çünkü Taeyong gayet sakindi.
"Çok heyecanlıyım hyung... her şeyi unuttum sanırım."
"Saçmalama Jaemin neden heyecan yapıyorsun? Sakin ol derin bir nefes al ve odaklan."
Jaemin kafa salladı.
"Geri döneceğiz değil mi?"
Taeyong'un suratı ifadesizleşti bu soruyla.
"Mutlu değil misin burada?"
"Hayır çok mutluyum, burası sakin huzur verici ve yeni arkadaşlarımı seviyorum ama..."
"Ama Seoul'ü özlüyorsun?"
"Evet, sen özlemedin mi? Bir kez bile gitmedik 5 aydır. Sadece Ten ve Johnny hyung geldiler. Bir de Hyuck..."
Jaemin'in sesi sonlara doğru kısılmıştı. Taeyong, Jeno'nun onu hiç ziyarete gelmemesine içten içe üzüldüğünü biliyordu Jaemin'in.
"Özledim tabi." dedi usulca. "Sınavı atlattıktan sonra gidebiliriz istersen?"
Jaemin'in gözleri ışıldadı.
"Sahiden mi?"
"Evet, hadi şimdi yemeğini ye ve dinlen. Yarın erken uyanacaksın biliyorsun."
Jaemin kafa sallayarak birkaç dolu kaşığı ağzına tıkıştırmış, "Doydum bile." demişti. "Fazla iştahım yok, heyecandan sanırım."
Jaemin tabaklarını lavaboya bırakıp hızla odasına giderken, Taeyong içinde hissettiği sıkıntıyla derin bir nefes aldı. Jaemin'in bahsettikleri aklına Jaehyun'u getirmişti. Onu unutmamıştı. Taeyong ondan gittiğini sanıyordu ama gidememişti. Kalbi artık acımıyordu. Kötü sözler artık canını yakmıyordu Taeyong'un, fakat içinde baş edemediği bir şeyler vardı hâlâ. Belki hâlâ ondan hoşlanıyordu ya da onun bir kez daha peşinden gelmesini beklemişti? Belki de artık ona dair hiçbir şey hissetmiyordu fakat aklından tamamen nasıl sileceğini bilmiyordu... Ona karşı bir şeyler hissettiğinde bunun yanlış olduğunu biliyordu fakat hislerini kale almamıştı. Bunun sonucu ise kalbinin kolayca kırılmasına ve canının yanmasına sebep olmuştu...
⸻ ♡ ⸻
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.