on yedi

8.2K 628 702
                                    

the neighbourhood - reflections

"sevgilim, bu buraya nasıl, iyi mi sence?"

"iyi bebegim de, şu tarafa, şöyle sola doğru çevir biraz."

felix sevgilisinin dediğine uyarak vazoyu çevirdi.

"evet şimdi daha iyi."

"e bitti o zaman." dedi felix,
vazoyu yerleştirdikten sonra.
hyunjin de o sırada tabloyu asıyordu.
tabloyu astıktan sonra ellerini sanki toz varmışcasına birbirine sürttü.
ardından usulca sevgilisinin yanına adımladı. felix girişte, bir kat yukarıda, duruyordu ve böylece salon daha iyi gözüküyordu.
kolunu sevgilisin beline atıp kendine doğru çekti. ikisi de beraber dekore ettikleri salona dikkatlice göz gezdirdi.
ikisinin de zevklerinin karışık uyumu hakimdi salona, yatak odalarına.
kısacası evin her yerine.

hyunjin'in hiç beklemediği anda felix,
sevgilisinin önüne geçip kucagına tırmandı, ardından bacaklarını hyunjin'e doladı.
burnunu sevgilisin boynuna sürttü, öptü.

"çok yoruldum."

felix'in kalın sesi, yüzü hyunjin'in boynuna gömülü olduğu için daha  kalın ve pürüzlü çıkmıştı.

"kedi gibi"

diye düşündü hyunjin.

ardından ellerimi felix'in kalçasına sabitleyip büyük kahverengi koltuğa kucağında felix ile birlikte oturdu.

"yorulduk, ama değdi sevgilim. baksana."

gözlerini felix'ten çekip salonda gezdirdi tekrardan.

ömrümün sonuna kadar burada sevgilisiyle yaşamak istiyordu.
hatta bazen elinde olsa felix'i kendine hapsetmek istiyordu. düşününce kulağa korkunç geliyordu ama art niyetli değildi sonucta.
kıskanıyordu.
korkuyordu ona bir şey olmasından.
felix,
sanki porselen bir bebek gibiydi.
dikkatle baksan çatlayacak,
herhangi bir rüzgarda kırılacak.
çok da güzeldi.
en güzel şeydi.
hyunjin'in bu kısacık ömründe gördüğü en güzel şey.
ona ait olan, onu seven en güzel varlık.
dışardan bakıldığında ne kadar kırılgan ve naif gözükse de felix,
gördüğü en tutkulu, en özgüvenli  insanlardan biriydi.
elinde olsa tapardı sevgilisine.

"sanırım tanrı gerçekten de var. tanrı var ve felix onun yarattığı bir sanat eseri."

"hayatımın sonuna kadar seninle burada yaşamak istiyorum."

hyunjin sonunda aklındakilerden sıyrılıp konuşmuştu.

sevgilisi böyle konuşup, bu tarz söylediği zamanlar, felix nutkunun tutulduğunu düşünüyordu.
aklından ona ne kadar hayran olduğunu, onun mükemmel bir insan olduğunu, onu çok sevdiği hakkında binbir şey geçiyordu.
ama aklından geçen o kelimeler, o cümleler bir türlü ağzından can bulup çıkamıyordu.

o da dudaklarını kapattı sevgilisinin dudaklarına.
ayrıldıklarında arkasındaki sehpaya uzanıp hyunjin'in hep kullandığı, sabah evi düzenlemeye başladıklarında kırmızı dudaklarına sürüp masaya koyduğu lip balmı aldı.

yavaşca kapağını açtı.
o sırada hyunjin de yüzündeki sırıtışla, dikkatlice sevgilisini izliyordu.
hyunjin'in kucağında sürtünüp biraz daha ileri kaydı felix.
ardından lip balmı dikkatlice sürdü dudaklarına.
sanki dünyadaki en önemli işi yaparcasına.

"çok detaycısın."

"shh, hyunjin konuşma bozuluyor."

"seni seviyorum." dedi bu sefer de hyunjin.

œil | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin