Bölüm 2: Savaş

113 39 22
                                    

Roseanne her gün olduğu gibi annesinin yumuşak sesiyle uyandı. Annesi Roseanne'in uyandığı görünce ona sıcak bir gülümseme verip odadan çıktı. Roseanne hızlıca yatağından kalktı ve okul formalarını giydi. Banyoya gidip hemencicik saçlarını taradı ve dünden hazırlamış olduğu çantasını alıp evden çıktı. Çıkarken annesine bir öpücük vermeyi de unutmadı.

Yavaşça okula doğru yürürken yolunun üstünde bir çiçek bahçesi gördü, ancak bahçedeki çiçeklerin çoğu solmuştu. Roseanne solmuş bir gül alıp kokladı. Gülüyle beraber okula doğru yürümeye devam etti.

Okul binasına varınca hemen okulun arka bahçesine doğru koştu ve gülü bahçedeki boş bir alana dikti. Çantasından matarasını çıkarıp güle biraz su verdi, bitkilerle uğraşmak onu mutlu ediyordu.

Gülü orada bırakıp matarasını yeniden çantasına koydu ve okul binasından içeri girdi. Dördüncü kattaki sınıfına çıkıp yerine oturdu. Bir süre sonra öğretmen sınıftan içeri girdi. Sınıftaki tüm öğrenciler aynı anda ayağı kalktı. Bunun üzerine Bayan Lee "Oturabilirsiniz çocuklar." dedi ve ayaktaki tüm öğrenciler yavaşça yerine oturdu.

Bayan Lee çok stresli ve üzgün görünüyordu. Roseanne Bayan Lee'yi çok severdi ve önemserdi, onun böyle üzgün olmasına katlanamazdı. Hemen elini kaldırdı ve Bayan Lee'nin ona söz vermesini bekledi. Bayan Lee Roseanne'in havadaki elini fark etti ve parmağıyla Roseanne'i işaret etti.

Roseanne elini indirip "Bayan Lee,  bugün biraz üzgün görünüyorsunuz. Sorun olmazsa ne olduğunu sorabilir miyim lütfen?" diye sordu büyük bir merakla. Bayan Lee daha da paniklemiş gibiydi. "Şimdi söyleyemem ama birazdan anlarsın Roseanne." dedi ve derse geçmeden önce ona sıcak bir gülümseme verdi.

Bu konuşmanın üzerinden biraz zaman geçmişti ki okulun koridorlarında yankılanan bir anons duyuldu: "Ani bir haberle okuldaki tüm öğrencilerin evine gitmesi gerektiği kararına varılmıştır. Tüm öğretmenler okul başkanının ofisine lütfen." Bu anons üzerine herkes bir şeyler mırıldanmaya başladı. Roseanne'in kafası karışmıştı, acaba bu anonsun Bayan Lee'nin söyledikleriyle bir alakası var mıydı?

Bayan Lee öğrencilere arkasında sıralanmalarını söyledi. Sınıftaki tüm öğrenciler az bir zaman sonra Bayan Lee'nin arkasında uzun bir sıra oluşturmuştu. Öğrenciler Bayan Lee'nin önderliğinde yavaşça sınıftan çıktı ve karşı sınıftaki öğrencilerle birlikte merdivenlerden inmeye başladı. Her taraftan fısıldşmalar ve mırıldanmalar duyuluyordu, Roseanne bundan biraz rahatsız olmuştu.

Bütün okul okuldan çıkmayı başarınca öğretmenler öğrencileri bahçede sıraladı, Roseanne sıranın en arkasına geçti ve olacakları beklemeye başladı. Bayan Lee arkasını dönüp çocuklara sessiz olmalarını aksi taktirde müdürü duyamayacaklarını söyledi. Sıradaki tüm öğrenciler suspus oldu.

Müdür bahçenin en kenarındaki küçük kürdüye çıkarak boğazını temizledi. Konuşmak için ağzını açtı ama sonra hemen kapadı. Birkaç dakika boyunca konuşmak için hazırlandıktan sonra sonunda kendini hazır hissetti ve okulun duvarlarında yankılanacak bir tonda konuşmaya başladı.

"Okulumuzun öğrencileri ve öğretmenleri, ilk olarak hepiniz hoş geldiniz. Bugünkü zamansız anonsun neden yapıldığını hepiniz merak ediyorsunuzdur." Öğrencilerden yine mırıldanmalar yükseldi. "Öğretmenlerimizin çoğunun bu konuyu bildiğini düşünüyorum, olayı öğrencilere anlatan öğretmenler de vardır büyük ihtimalle. Eğer olayı önceden biliyorsanız yine de söyleyeceklerimi dikkatli bir şekilde dinleyin lütfen."

Bütün öğrenciler sessiz bir şekilde müdürün konuşmasını dinliyordu, herkes neler döndüğünü çok merak ediyordu. Bir süre sessizlikten sonra müdür konuşmasına devam etti: "Biliyorsunuz ki ülkemizin öbür tarafı Kuzey Kore olarak adlandırılıyor ve birkaç aydır Kuzey Kore'yle ilişkilerimiz pek kuvvetli değil." Müdür bunları söyledikten sonra yine cesaretini kaybetti ve susup boğazını temizledi.

"Bu yüzden iki ülkenin başkanı da birbirlerinden pek hoşlanmıyor. Topraklar konusunda anlaşmazlıklar yaşandığı için Güney ve Kuzey Kore arasında bir savaş başladı. Savaş şu an küçük bir bölgede gerçekleşse de zamanla ülkenin dört bir yanına yayılacak gibi duruyor. Bu yüzden okulumuz olarak savaş bitene kadar evlerinizde kalmanızın daha iyi olacağı kararına vardık."

Müdürün konuşmasını bitirip kürsüden inmesi üzerine tek bir çıt bile çıkmadı. Herkes dilini yutmuştu sanki, kimse olayın etkisinden çıkamamıştı. Bir süre böyle sessizce durduktan sonra öğretmenler öğrencileri servislere bindirdiler ve tüm servislere iki tane nöbetçi öğretmen koydular. Servisten tek bir çıt bile çıkmıyordu, normalde herkes bu olay hakkında konuşurdu ama şimdi kimse konuşmak istemiyordu.

Roseanne normalde servisten ilk inen kişi olurdu. Evi okula o kadar yakındı ki çoğu zaman okula yürüyerek giderdi. Ancak bu sefer Roseanne uzun bir süre serviste kaldı ve en sondan üçüncü inen oldu. Evin önünde onu babası bekliyordu. Roseanne sevinçle babasına koştu ve ona şefkatle sarıldı. Arkalarındaki servis diğer öğrencileri bırakmak için uzaklaştı ve sadece Roseanne'le babası kaldı.

Bay Park biraz stresli görünüyordu. Roseanne'in gözlerinin içine bakıp "Bugün neden okul olmadığını biliyor musun?" diye sordu tereddüt ederek. Roseanne mutlu bir şekilde "Evet babacım, eminim ki bu savaş bizi çok etkilemeyecektir, çabucak geçip gider zaten." dedi.

Keşke çabucak geçip gitseydi, keşke...

Impossible, Chaennie.Where stories live. Discover now