Bölüm 1: Farklı Hayatlar

190 44 153
                                    

Roseanne Park, Güney Kore'de yaşayan genç bir kız...

Dört dörtlük bir hayatı vardı, kimin görse kıskanacağı bir hayat... Her şeye sahipti, kocaman bir evi, sevgi dolu bir ailesi ve harika bir okulu vardı. Hayatı gibi dört dörtlüktü Roseanne, herkese karşı kibar davranırdı, komikti ve herkesi güldürmeyi başarırdı. Ayrıca çok da zekiydi, bütün dersleri kendisi gibi mükemmeldi. Anlayacağınız, her şeyi vardı genç Roseanne'in. Yani kendisi öyle sanıyordu...

Hiç kimse arkadaş olmak istemiyordu Roseanne'le. Herkes onun gibi olabilmek için can atardı, ancak kimse onun yanında olmak istemezdi. Nedeniyse herkesin onu kıskanmasıydı, şu ana kadar onu kıskanmayan biriyle karşılaşmamıştı. Belki de hata ondaydı.

Roseanne iki hafta öncesine kadar buna hiç takmazdı ama son zamanlarda sırlarını paylaşabileceği bir arkadaşa ihtiyacı olduğunu hissediyordu. Yine de bunu çok umursamamaya çalışıyordu çünkü böyle bir neden için kendini üzmek istemiyordu. Sadece mutlu olmak istiyordu, diğer herkes gibi...

Ülkenin öbür tarafında çaresiz bir kız yaşıyordu: Jennie Kim.

Kuzey Kore çok sert kuralları olan ve bu kuralları çiğnersen idam cezası alacağın türden bir yerdi. Tüm vatandaşlar gibi Jennie de Kuzey Kore'de yaşamaktan nefret ederdi. Jennie çok küçükken ailesi onu da yanına alarak Kuzey Kore sınırlarından çıkmaya ve Güney Kore'ye gitmeye çalışmaışlardı, yani kaçmışlardı. Ancak Kuzey Kore sınırlarındayken yakalanmışlar ve idam cezası almışlardı.

Jennie o gün uyuyamamıştı, yarın öleceği düşüncesi o kadar korkunç geliyordu ki... Kabuslar peşini bırakmamıştı o gece. Sabah olmamasını tüm benliğiyle diliyordu, ancak bu kaçınılmazdı ve dört saatlik uykunun ardından ne yazık ki sabah olmuştu.

Kim ailesi kelepçelerle bağlanarak idam odasına götürülmüşlerdi. Jennie'yi küçük bir sandalyeye oturtmuşlardı ve onun gözlerinin önünde ailesini acımasızca katletmişlerdi. Bunun ardından Jennie hiçbir tepki vermemişti, gözünden bir damla yaş bile gelmemişti. Ancak içi adeta parçalanmıştı, bir daha iyileşmemek üzere...

Tüm bunlardan sonra sıra Jennie'ye gelmişti. Görevliler onu kucaklarına almıştı ve idam koltuğuna oturtmuşlardı, ancak Jennie o kadar masum görünüyordu ki, ona acımışlardı ve Jennie'yi serbest bırakmışlardı. Jennie o gün ölmediği için çok sevinmişti ama şimdi yaşadıkları yerine ölmeyi tercih ederdi.

Jennie o zamandan beri ev hapsi cezasına çarptırılmıştı ve bileğine onu takip eden bir cihaz takmışlardı. Cihaz canını çok acıtıyordu ama alışmıştı artık, yıllardır bileğindeydi cihaz. O günden bu yana her gün idam odasına götürülüyordu ve işkence ediliyordu. Jennie'nin bugüne kadar yaşaması bile bir mucizeydi aslında.

O gün yatağında bunları düşünüyordu Jennie. Bu düşünceler onun cesaretini toplamasını sağlamıştı. Yarın bilekliğini bir şekilde çıkarıp kaçacaktı bu cehennemden, artık geri dönüş yoktu.

Bu kadar farklı kişilerin bir gün birbirlerine muhtaç olacağını kim bilebilirdi ki...

Impossible, Chaennie.Where stories live. Discover now