''Hayır hayır var öyle bir şey. Evet çok sosyal birisi değildin fakat ben Namjoon'la sevgili olduktan sonra daha da arttı bu. Ben bir aptalım Jimin. Namjoon'da aptal. Nasıl fark edemedik bunu. Çok özür dilerim Jimin, lütfen beni affet.'' ağlamaya başlamıştı. Benim de gözlerim dolmuştu hemen.

''Jeongguk, sana yok öyle bir şey dedim. Siz benim kardeşlerimsiniz nasıl kızabilirim ki zaten size?'' bana sarıldığında ben de ağlamaya başlamıştım. Resmen sarılarak ağlıyorduk. Birbirimizden ayrıldıktan sonra göz göze gelince kahkaha atmaya başladık. 

''Şuna bak! Kalıbımızı gören güler bu halimize.'' hem ağlıyor, hem de gülüyorduk resmen. 

''Aptal.'' gülmeye devam ederken odaya aniden Jisung girdi.

''Bensiz ağlama partisi ha?''

--

Saat gecenin dördüydü ve biz o saate kadar Jeonnguk'la vakit geçirmiştik. Şimdi ise Jeonguk'un çift kişilik yatağında yatıyorduk. Jeongguk dayanamamış uyuyakalmıştı. Gülümsedim ona doğru ve ben de uyuyabilmek için gözlerimi kapattım fakat  o sırada telefonuma gelen bildirim yüzünden gözlerim hemen açılmıştı. Taehyung'a özel bildirim sesim vardı ve hemen o olduğunu anlamıştım. Hızlıca doğrulup telefonumu aldım. Gün içinde fazla konuşamamıştık ve onu özlemiştim. Bana bir video atmıştı. Neyse ki Jeongguk'un uykusu ağırdı ve kolay kolay uyanmazdı. Videoyu açtığımda Taehyung'un sahnede olduğunu ve şarkı söylediğini fark ettim. Loş ışıkların aydınlattığı sahnede o kadar güzel gözüküyordu ki onu sadece ekrandan görebiliyor olmam boğazımı düğümlendirmişti. Şarkıyı söylerken kendinden geçiyordu ve aksanı o kadar güzeldi ki saatlerce dinleyebilirdim onu. Daha sonra şarkıya odak verdiğimde Papaoutai'yi söylediğini fark ettim. Bu şarkını  bende yeri o kadar ayrıydı ki her dinlediğimde gözlerim dolardı. Ezbere bilirdim bütün sözlerini. Taehyung öyle güzel söylüyordu ki gözlerim yine dolmuştu. Yaklaşık 3-4 defa izledim videoyu. Bir kaç damla yaş feda etmiştim bu sürede. En sonunda Taehyung'a mesaj atmaya karar verdim. 

--

Taehyung:

*Video*

Yoongi senin için çekmiş bu videoyu 

Sabah uyandığında bunu görüp mutlu olursun umarım Jiminnie

(04.12) 

Jimin:

Bu şarkı ben aşırı etkiliyor 

ve sanırım

ağladım biraz

(04.25)

Taeyung:

Bekle

Ne 

Arıyorum

--

Anında telefonum çalmaya başladığında bekletmeden açtım telefonumu.

''Jimin? Tanrı aşkına neden ağlıyorsun?'' sesi panikliydi ve pişman olmuştum ağladığımı söyledğime. 

''Özür dilerim, seni de meraklandırdım.''

''Ne zaman benden özür dilemeyi keseceksin?'' sesi normalden bir tık daha sert gelmişti. 

''Elimde değil. Farkındaysan son zamanlarda hep ağlıyorum ve  bu hiç hoş değil. Seni boğuyormuş gibi hissediyorum.'' muhtemelen hala bardaydı ve sahnesi vardı. Yine de benim aptal ağlamam yüzünden bana vaktini ayırmıştı.

''Bunu son kez söylüyorum, mon beau. Sen beni asla boğmazsın ya da rahatsız etmezsin. Asıl benimle paylaşmazsan üzülürüm, anlaştık mı?'' mon beau... Anlamını biliyordum. Güzelim benim demekti ve kalbim resmen maraton koşarcasına atmaya başlamıştı. 

''Anlaştık.''

''Şimdi anlat bana, neden ağladın? Çok mu duygusal söylemişim? Çok kısa bir aram var acele edersen çok mutlu olurum.'' kıkırdadı kendi kendine. Benimde yüzümde aptal bir gülümseme vardı her zamanki gibi. 

''Eh yani ama sebebi sen değilsin. Şarkının anlamı.'' bir süre sessiz kaldık. 

''Jimin, bildiğim kadarıyla babanla aran çok iyi.'' derin bir iç çektim. Bunu çok dile getimeyirmeyi sevdiğim bir konu değildi aslında. 

''Evet babamla çok iyi aram fakat Park Minho benim öz babam değil. Benim öz babam Kim Baekhan. Annemle dedemler istedikleri için evlenmişler. Aralarında hep bir sorun varmış abim işitme engelli doğunca daha da artmış bu sorun. Daha sonra annemi aldatmış ve annem de bunu anlayınca hemen boşanmışlar. Beni ise boşandıktan sonra fark  etmiş. Bu yüzden babayla alakalı şeyler beni üzüyor biraz.''

'' Mon bébé sensible, bunu bilmiyordum ve bu şarkıyı attığım için çok üzgünüm.''

''Sakın üzgün olma. Nereden bileceksin ki?''

''Haklısın. Peki Minho babanla annen ne zaman evlendi?''

''Ben 1 aylıkken evlenmişler. Annemle babam aynı şirkette çalışıyor ve babam hep annemi seviyormuş. Evlense bile... Ayrıldıktan sonra annemin yanında olmuş hep sonra beni öğrenince babam her şeyi söylemiş. Annem de kabul etmiş bir süre sonra. Babam beni de abimi de kendi çocuğu kadar çok sevdi. Onun maalesef küçükken geçirdiği bir kazadan dolayı çocukları olmuyor.''

''Bence sen de abin de babanın şansı olmuşsunuz. Neyse hadi bu tatsız konuyu kapatılım. Sen neden ayaktaydın bu saatte?''

''Jeongguk'ta kaldım bugün. Onunla vakit geçirdik uyuyor yanımda şimdi. Ben de tam uyuyacaktım. 

''O sana aşık olan çocuk da mı sizinle şimdi?'' 

''Taehyungie, onun bir adı var, Jisung. Ayrıca bana aşık değil.''

''Biliyor musun adı gram umrumda değil.'' güldüm onun bu hallerine. Kendimi umutlandırmak istemiyordum ama elimde değildi işte. 

''Öyle olsun. Kendi odasında o.''

''İyi. Sürekli seninle o çocuk.'' kıskanıyordu beni. Bu beni heyecanlandırmıştı. Bizim bir şansımız olabilirdi yani!

''İyi anlaşıyoruz çünkü.''

''Benim de iyi anlaştığım insanlar var ama ben sürekli birlikte değilim onlarla. Tu es la seule personne avec qui je veux être de toute façon. '' 

''Ne diyorsun hiç anlamıyorum.''

''Anlama diye Fransızca konuşuyorum zaten.''

''Çok sinir bozucusun, Victor Kim!'' kahkaha atmıştı. O kadar güzel kahkaha atıyordu ki mest olmuştum resmen. 

''Neyse, beni sahneye çağıyorlar. İyi geceler, La personne avec qui je veux avoir un amour infini.'' iç çektim. Alışmıştım artık.

''İyi geceler.''

--

Merhabalar!

Hepinizi çok seviyorum! Sınırı bir günde geçtiniz resmen

Müsait olamadığım için erken yazıp atamadım çok çok üzgünüm

Bu arada çeviri iyi ki var yoksa ne yapardım ben

sınır +30 oy +30 yorum 

sevgilerle, Arielle!

Montana / VminWhere stories live. Discover now