Pillowtalk

2.3K 244 136
                                    

*Taehyung

Busan'a gelmek benim için terapi gibi olmuştu. Ailemle vakit geçirmeyi severdim özellikle de abim ve babamla. Birlikte oyunlar oynar, maç izler, dışarı çıkardık. Birlikte annem için yemekler, tatlılar yapar hafta sonları ise Jeonlar ve Kimlerle birlikte piknik yapardık. Babamla her konu hakkında konuşur ondan tavsiyeler alırdım. Annemle ise ayrı bir iletişimimiz vardı. Öncelikle onların aşkına hep imrenirdim ve annem bununla çok alay ederdi. Bir erkek arkadaşımın olmasını benden bile çok isterdi. Hatta bi ara benim adıma Tinder hesabı bile açmıştı. Neyse ki sorun olmadan silmiştim hesabı. Hep bir kızı olsun istemişti fakat Byulyi noonadan sonra bu isteğinden vaz geçmişti. Byulyi noona artık onun kızıydı.

Annem ve babam ben geldiğim içi şirkete biraz geç gitmeye karar vermişlerdi ve birlikte kahvaltı yapmıştık. Ardından onlar işe gitmiş biz de abimle takılmıştık biraz. Takılmak dediğim de o aynı oda içinde telefonla oynamış arada birbirimize laf atmıştık. Akşam üzeri ise bahçede bizimkilerle toplanmış oturmuştuk. Jungkook'un kardeşi Jisung tam bir belaydı. Peşimden ayrılmamış benimle uğraşıp durmuştu. Birbirimizi hırplamıştık baya. Akşam ise yemekten sonra ailemle oturmuş sonra ise odama geçmiştim. Taehyung'la gün içinde konuşmamıştık çünkü sınavları vardı ve onu çok yormak istememiştim.

Şimdi ise sabaha karşı saat dörttü ve berbat bir kabus görmüştüm. Terden sırılsıklam hale gelmiştim ve gözlerimi her kapattığımda kabus tekrarlanıyordu sanki. Komodini üzerindeki telefonumu aldım ve direkt Taehyung'u aradım. İşte olmadığını biliyordum ve muhtemelen bu saatlerde müsaitti. Bir kaç çalıştan sonra açtı.

''Hey,'' diye mırıldandım fakat sesim titremişti. Arkadan bir kaç konuşma sesi geliyordu.

''Jimin? İyi misin? Bir sorun yok değil mi?'' sesi endişeliydi. Kapı sesi duydum sonra etraf sessizleşmişti.

''Aniden aradım ama müsait miydin?''

''Senin için her zaman müsaidim güzelim. Ne oldu anlat bana. Sen beni bu saatte ders çalışmadığın sürece aramazsın. Ayrıca sesin titriyordu.''

''Sadece çok kötü bir kabus gördüm ve seni aramak istedim.''

''Ne gördün, anlat hadi bana.'' derin bir nefes aldım.

''Aslında çok karışık. Neredeyse iki tane rüya gördüm diyebilirim. İlkinde ailemle birlikteydim ve her şey çok güzeldi fakat bi anda etrafta maskeli adamlar belirdi ve ailemin hepsini gözümün önünde katletti. Herkes kanlar içindeydi Taehyung. Kafayı yiyecektim resmen.  Yanlarına gidiyordum hepsi ölmüştü Taehyung. Diğeri ise kocaman bir bahçedeydik ve herkes vardı sen bile vardın fakat kimse beni duymuyor, görmüyordu sanki ben hayatınızda yokmuşum gibiydi. O kadar kötüydü ki...''anlatırken ağlamıştım.

''Benim en büyük korkularımdandır sevdiklerimin ölmesi ve yok sayılmak.''

''Gece, uyumadan önce bunlarla alakalı bir şey düşündün mü?''

''Evet... İstemsizce aileme bir şey olduğunu düşündüm.''

''Cevabı kendi kendine verdin aslında. Gece düşündüklerin bilinçaltına işledi ve böyle bir rüya gördün.''

''Yine de çok kötüydü.''

''Büyükannem der ki rüyaların tersi çıkar. Ailen her zaman seninle olacak, güzelim lütfen böyle şeyleri düşünüp kendi mental sağlığını tehlikeye atma.'' sesi oldukça derin geliyordu ve beni mayıştırmıştı bile.

Montana / VminWhere stories live. Discover now