"Abi!" diyerek açtım telefonu.

"Eylül!" Abim neden telefonunu yanında taşımıyordu.

"Meriç Abi sen miydin?"

"Ne oldu cadı beğenemedin mi?"

"Yok ya sadece abimin telefonu olunca şaşırdım. Nasılsın?"

"İyiyim güzelim sen nasılsın?"

"İyiyim bende. Abim nerede?"

"Onun işi vardı o yüzden dışarıda. Telefonu evde bırakmış." Burnuma kötü kokular geliyordu. Sanki bir şeyler karıştırıyorlardı.

"Anladım. Ne zaman geliyorsunuz?" diyerek sordum sevinçle. Aklıma geldikçe mutluluktan dans etmek istiyordum.

"Güzelim biz seni sonra arayalım. Benimde çıkmam gerekiyor. Görüşürüz. Öptüm." Ve pat! Telefon kapandı. Neden ben sorduktan sonra telaşla telefonu kapattı ki? Aklımdaki kötü düşünceleri kovdum. Demek ki işleri vardı ki konuşamamışlardı. İki gün sonra görüşecektik zaten.

Kapımın çalınıp açılmasıyla Rüzgar içeriye geldi. Sanırım siniri geçmişti. Öyle görünüyordu yani.

"Nasılsın?" diyerek sordum tereddütle. Siniri geçmemiş olabilirdi mesela.

"İyiyim güzelim merak etme. Annemle aramızdaki sorunu hallettik. Sabahta Sedefi o alacak" İçimden sessiz bir oh çektim. Çünkü Rüzgar sinirliyken gerçekten korkutucu oluyordu.

"Benden korktun mu yoksa?" Şaşkınlıkla Rüzgara döndüm. O da aynı şaşkın ifadeyle bana bakıyordu. Ne yani içimi mi okumuştu.

"Hayır sevgilim dışından konuşuyorsun." İnanamıyorum nasıl bir aptallık yapmışım böyle.

"Onu bırak da gerçekten seni korkuttum mu?" Rüzgar biraz üzgün ve biraz kırık bir ifadeyle bana bakıyordu. Şimdi köşeye sıkışmıştım işte. Gerçeği söyleyip onu üzmek istemiyordum ama yalan söyleyip güvenini de kırmak istemiyordum.

"Sadece sinirliyken birazcık korkunç oluyorsun o kadar. Ama sadece birazcık." diyerek masum ve sevimli bakışlarımı kullandım. Kesinlikle üzülmesini istemiyordum.

"Seni korkuttuğum için üzgünüm. Ama sakın benden korkma. Herkese zarar veririm ama asla sana kıyamam. Bundan sonra da daha dikkatli olurum." Bana zarar vermeyeceğini biliyordum zaten. Gülümseyerek başımı salladım.

"Hadi bakalım yatma vakti!" diyerek yatağıma doğru gitti. Şaşkınlıkla ona baktım. Benim yatağıma gidiyordu?

"Sen hayırdır?" diyerek şaşkınlıktan komik bir cümle kurdum. O da tepkime kahkaha atmıştı.

"Yemem merak etme. Sen uyuyana kadar durucam. Ondan sonra kendi odama geçerim." Benim için hava gayet hoştu. Sadece bir tane daha yakalanma riskini göze almak istemiyordum.

Bende yatağıma gidip Rüzgar'ın yanına gittim. Hemen o güvenlik kalkanı gibi olan huzurlu kollarını bana sardı. Bende başımı göğsüne koyup ona sarıldım. Uykum gelmişti bile. Rüzgarda saçlarımı okşamaya başlamıştı. Uykuya dalmadan hemen önce isteksizce,

"Sadece uyuyana kadar." diye mırıldandım.

..

Sabah gözlerimi açtığım zaman yatağımdaydım ve yanım boştu. Demek ki Rüzgar sözünü tutup ben uyuduktan sonra gitmişti. Üzerimi değiştirip aşağıya indim. Tahminlerime göre Sedef gelmiş olmalıydı. Merdivenlerin başına onu gördüm.

-5 Sene Önce-

Okuldan çıkıp Rüzgarla beraber onların evine gitmiştik. Bu sene sınava gireceğimiz için ders çalışacaktık. Eve gelince kapıyı çaldık ve Rüzgarların evinde çalışan Sedef açtı. Bu kızı hiçbir zaman sevememiştim. Sürekli Rüzgara çok yakın davranıyordu ve beni gördüğü zaman iğretiyle yüzüme bakıyordu.

DÖNÜŞحيث تعيش القصص. اكتشف الآن