36. Bölüm 🌾

1.7K 169 50
                                    

Yukarıya bir adet Denizman bıraktım sjfjsvjdfjsjfjdj sınavlar bana baya yaradı.

🌱🐞

Üzerime açık mavi, salaş bir bluz giyinip altıma da siyah kot şortlarımdan birini giyindim. Hava oldukça sıcaktı bugün. Saçlarımı dağınık bir topuz yaptıktan sonra küçük siyah sırt çantamı taktım.

Aras'ın dedesi beni aramıştı. Düzeltiyorum Aras'ın dedesi beni Aras'ın telefonundan aramıştı ve Aras'ın iyi olmadığını söylemişti. Nedenini sorduğumda ise söylememişti. Sadece Aras'ı çok aradığım için onun çok yakın arkadaşı olduğumu düşünmüş ve beni aramıştı. Tabi evlerinin konumunu atıp beni evlerine çağırmaktanda geri durmamıştı.

Kapı'nın önüne geldiğimde ayakkabılıktan ayakkabılarımı aldım.

"Annee ben çıkıyorum. Aras pek iyi değilmiş bir onu görüp gelicem."

Annemin cevap vermesini beklemeden kendimi dışarı attığımda hızla merdivenlerden indim. Otobüs durağına doğru ilerlerken bir yandan da evlerinin konumuna bakıyordum. Pek uzak değildi.

Duyduğum korna sesiyle başımı kaldırdığımda Denizle gözgöze geldim. Araba kullanıyordu. Bu ne zaman ehliyet almıştı ki?

"Ne var Deniz?"

"Nereye?"

"Aras'ı görmeye gidiyorum."

"Gel ben bırakıyim."

Şüpheyle yüzüne baktım. Deniz'e hiç güvenmiyordum.

"Ehliyetin var mı?"

Elini ensesine atıp yüzüme kararsızlıkla baktı.

"Yani yok ama var gibi."

Kaşlarımı 'ne saçmalıyorsun' der gibi kaldırarak yüzüne baktım.

"Yani ehliyet kursuna gidiyorum ama daha bitmedi. Hem ben zaten kullanabiliyorum merak etme öldürmem seni."

Omuz silkdim.

"Canımla kumar oynayacak değilim. Otobüse binicem ben."

Yürümeye devam ederken o da benimle beraber arabayı hareket ettiriyordu ve bir yandan da kornaya basıyordu. Camda ki mahalle teyzelerinin cık cık'lama sesleri korna sesi yüzünden duyulmasa da kınayan bakışları bizim üzerimizdeydi. Daha doğrusu Deniz araba da olduğu için benim üzerimdeydi. Oflayarak durup Deniz'e baktım. Bağırarak,

"Tamam kes şunu seninle geliyorum." dediğimde küstah bir tavırla gülüp elini kornadan çekti.

Cidden bu çocuğun derdi ne anlamıyordum.

Arabaya oturduğumda Deniz'e konumu gösterdim. Arabayı çalıştırdığında camdan dışarıya baktığımda Şafak amca'nın bakkalının önünden geçerken kaşlarım çatıldı. Ne zamandır bakkal'a uğramıyordum. Umarım Şafak amca fırsattan istifa de edip çocuklara kazık atmıyordur.

"Pişt küs müyüz kızıl kafa?"

Bakışlarımı Deniz'e çevirip baktıktan sonra kafamı koltuğa yaslayıp ön camdan önümüzde ki arabalara baktım.

"Yoo niye küs olalım ki."

Aklıma gelen şeyle güldüm.

"Deniz şu arabanın arka kısmına baksana kızgın surat gibi duruyor. Farları göz..." derken sözümü kesip kendi tamamladı.

"Plakası da ağzı gibi."

Başımı onu onaylar şekilde salladığımda gülüp ilerde ki bir aracı gösterdi.

"Şu araba'nın yüzü daha sinirli duruyor sanki Şafak amca gibi."

⏳⌛

20 dakikalık yolculuğun ardından aynı renkte olan sitelere vardığımızda Arasların olduğu apartmanı, Deniz sağolsun pek kolay olmasa da bulmuştuk. Arabadan inip

"Sağol Deniz." dediğimde gözkırpıptı.

"Rica ederim Kızıl kafa."

Başımı iki yana salladıktan sonra güvenliğe Aras'ın ismini ve soyismini söyledim. Güvenlik haber verdikten sonra binaya girip asansöre bindiğimde bir yandan da ayağımla ritim tutuyordum. Stresli olduğumda yaptığım hareketlerden biriydi bu.

Asansör açıldığında çıkmamla beni karşılayan benim yaşlarımda ki kızla gözgöze geldim.

"Sen Cemre olmalısın. Gel hadi."
dedikten sonra eliyle içeriyi gösterdiğinde ona doğru ilerledim. Ben ön de kız arka da kapıdan girdiğimizde

"Dede, Cemre geldi." diye seslenmesiyle yanımıza 50'li yaşlarda bir adam geldi. Bana gülümsediğinde ben de gülümsedim.

"Hoşgeldin kızım. Gel içeride oturalım biraz istersen?"

Soru tarzında söyledikleriyle başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.

"Hayır teşekkürler ama gerek yok. Buraya Aras'ı görmeye geldim. İzninizle ilk önce onu görmek ve iyi olduğundan emin olmak istiyorum. Sonuçta buraya onun için geldim."

Aras'ın dedesi bana gülümseyerek bakıp başını salladığında yanımda ki kıza baktı.

"Sanem, Cemreyi Aras'ın yanına götür." dedi.

Adını yeni öğrendiğim Sanemle beraber koridorda ilerleyip köşede ki odanın önünde durduğumuzda kapıyı iki kere vurup içeriye girdi. İçeriye baktıktan sonra kısık sesle,

"Sen konuş onunla, biz salondayız. Ha bir de çok zorlama olur mu?"

Sorusuyla başımı 'tamam' anlamında sallayıp içeri girdim. Gözlerim Aras'ı bulduğunda pencerenin önüne bir sandalye çekmiş oturuyordu. Masasının orada ki dönen sandalyelerden birini de ben alıp yanına çektim. Yanına oturduğumda dışarıyı izliyordu. Sanırım beni fark etmemişti.

" Seni çok merak ettim."

Odada ki sessizliği bozup konuşmamla bir an da bakışları bana döndü ve ben yutkunmama engel olamadım. Mavi gözlerinin çevresi kırmızıya boyanmıştı. Beyaz teni ise oldukça soluk görünüyordu.

"Cemre." dediğinde tiz çıkan sesiyle yüzünü buruşturdu. Bir şeyler söylemek için dudaklarını araladığında bakışları gölgelendi. Gözlerini kapatıp açtı. Kurumuş dudaklarını yaladıktan sonra tekrar araladığında gözlerine bakarak omuz silkdim.

"İyi olup olmadığını kontrol etmeye geldim. Açıklama yapmak ya da anlatmak zorunda değilsin. İçin nasıl rahat edicekse öyle olsun."

Dudaklarını birbirine bastırıp başını salladığında burnu kızardı sonra ise gözleri doldu. Elimi tutup bir an da bana sarıldığında yüzünü boynuma gömmesiyle bir kaç saniye nefes almayı unuttum. Ama beni asıl sarsan boynumu ıslatan Aras'ın gözyaşlarıydı.

Bölüm Sonu.🌱

Arkadaşlar biliyorum bu ara pek bölüm yazamıyorum ya da bölümeler çok kısa oluyor ama elimden gelen bir şey yok. Sınav haftam ve çok yoğunum. Bu bölümü biraz uzun tuttum biraz telafi etmek için.

Diğer bölüm hafta sonu gelir galiba bilemiyorum.😕

Yorumlarınızı lütfen esirgemeyin.🙏

Ben gidiyor felsefe çalışmak siz ise bölüme vote atmak.👍

Hadi Allah'a Emanet.💚

Umut Dolu Güler Dilerim.❤

BAKKAL | TamamlandıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora