14.BÖLÜM

37.7K 1.4K 315
                                    


Serhat bir kahkaha daha koyuverdi. Aklım çok karışmıştı. Serhat'ın tam olarak Özgür ile problemi neydi?

Daha onunla bugün karşılaşmışlardı. Bir gün içerisinde Özgür Serhat'ın hoşuna gitmeyen neyi yapmış olabilirdi ki? Efsun'un da kafası karışmış olacak ki fısıltıyla

"Ne diyor bunlar ya? Ayrıca Hapishanedeki Psikoloğun burada ne işi var?" dedi.
Bende hiçbir şey anlamamıştım. Özgür, Serhat'ın abisinin canına nasıl zarar verdi?

Acaba tam olarak Yağız'dan mı bahsediyordu, yoksa Serhat'ın başka bir abisi daha mı vardı?

Adamlardan birisi bir tarafa doğru gitti ama nereye gittiğini göremedim. Çok geçmeden elinde bir bardak ile geldi.

Kovadaki kezzabı bardağa doldurdu. Doldurduktan sonra Serhat, adamın elindeki bardağı aldı. Alaycı ve bir o kadar da aksi bir ses tonuyla, "İçecek servisimiz de gelmiş. Kusura bakma ama içeceklerden sadece bu vardı. Merak etme zaten bu içtiğin son şey olacak." dedi ve Özgür'ün çenesinden tutup bardağı onun ağzına doğru yaklaştırdı.

"Cehennemdekilere selam söyle," dedikten sonra bardağı Özgür'ün ağzına daha da yaklaştırdı. Eğer Özgür'e onu içerirse ölürdü. Bir insanın ölümüne seyirci kalamazdım. Ne yapmalıyım diye düşünerken, "Dur Serhat" dedi.

Serhat onun sesini duyunca itaatkâr bir şekilde reddetmeden durmuştu. Şaşkınlık ile Ona bakıyordu.

Efsun'a bu cesaret nereden gelmişti böyle?
Serhat, her şeyi bırakmış yalnızca Efsun'a bakıyordu.

Efsun, Serhat'ın yanına doğru yürümeye başladı. Hey! Beni sattı mı bu yoksa? İkisi yalnızca birbirlerine bakıyorlardı. Ah hadi ama şu Hint dizisinin klişe bakışmaları gibiydi.

Ben de saklandığım yerden doğrularak ayağa kalktım. Onların tarafına doğru yaklaştım. Efsun, Serhat'ın elindeki bardağı aldı ve karşı duvara doğru fırlattı. Kırılan cam sesi boş depoda yankılandı. İşaret parmağını Serhat'a doğru sallayarak, "Benim sevdiğim adam nasıl olabiliyorda birinin canına kıyıyor? Söylesene bana! Söyle!"dedi Efsun.

Serhat yavaşça gülümsemeye başladı. Fakat hiçbir şey söylememişti. Yalnızca Efsun'a bakıyordu. Söylediklerine devam etti Efsun.
"İnsan öldürmek bu kadar kolay mı?"
Nazik bir ses tonuyla, "Demek beni seviyorsun?"

Hadi ama ya. Az önceki insan öldürmeye kalkışan adam şimdi neler söylüyordu. Efsun ise başını hafifçe sağa sola doğru sallayarak,"Şuan ki konumuz bu değil," dedi.

"Aynen, mesela şu an neden burada olduğunuzun hesabını verdikten sonra da beni sevdiğinden konuşabiliriz."

Tek kaşını kaldırarak bana bakarak, "Neden buradasınız?" dedi.

Özgür'e baktığımda, nefret eder gibi bana bakıyordu. Ağzı ile burnu yer değiştirmiş gibiydi. Yüzü kan ile doluydu. Kaşı patlamıştı.

Serhat'a doğru bir kaç adım attım.
"Önce sen anlat. Neden Özgür'ü dövdün?"
İlk başta hiç cevap vermeyecek falan zannettim ama çekinmeden, "Bugün sana zarar verdiği için, ve ağabeyimi aç ve susuz bıraktığı için," dedi Özgür'e bir yumruk atarak.

Bir anda çığlık attım. Neredeyse onu döve döve öldürecekti!

"Serhat, ne yapıyorsun sen?"

"Sen karışma Erva," diyerek bir yumruk daha attı. Özgür'ün ağzından kan gelmeye başladı.

Arkadaşıma,"Efsun bir şeyler yap," dedim.

"Yeter! Bu kadar, bırak artık onu," dedi Efsun. Serhat sinirden onu duymuyormuş gibiydi. Onu yumruklamaya devam ediyordu. Bir yumruk daha atacakken,
"Allah aşkına, lütfen yapma," dedi.

"Pis ağzına Allah'ın adını alma lan!" deyip bir yumruk daha geçirdi yüzüne.

Sinirle bize doğru yaklaşıp, "Hadi gidiyoruz," dedi.

Adamlarına, "Bu yaratığı bir hastanenin yakınlarına bırakın."

Özgür'e doğru yaklaşarak: "Eğer bir daha yanlışını görürsem, asla elimden kurtulamazsın Psikolog bozuntusu."

Serhat'ın tehditle karışık ısrarı üzerine arabasına bindik. Neden onu takip ettiğimizi sorunca, markete giderken tesadüfen gördüğümüzü anlattık.

"Tamam,  o zaman markete gidiyoruz," dediğinde Efsun'la ikimiz ona itiraz edince, "Daha fazla reddetmeye çalışmayın yoksa sizi arabadan aşağıya atarım."

Efsun ile birbirimize iri gözlerle baktık. Şayet ben bugün olanlardan sonra ondan korkmuyor değildim. Ona itiraz etmedik.

Markete geldiğimizde Serhat, market arabasına önüne gelen her şeyi dolduruyordu. Belki kendine alıyordur diye düşündüm. Biz ise Efsun ile abur cuburların olduğu yere gidip kendimize birer çikolata aldık.

Aldıklarımızı kasadan geçirdikten sonra, Serhat hepsinin fiyatını ödedi. Poşetleyip arabaya bindik. Evin önüne geldiğimizde, Serhat elindekilerinin hepsini içeriye taşıdı. Meğersem ki markettekilerin hepsini bize almış.

"Kendinize iyi bakın hanımlar," dedikten sonra arabasına binip gözden kayboldu.

İÇİMDEKİ TUTSAK (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin