11. BÖLÜM.

16 1 0
                                    

Medya: Yalın Karabağ
Fallulah- Give Us a Little Love

Berna sabahtan beri yataktan çıkmamıştı. aynı uyuyor poziyonda kalıp gözleri uzağa dalıp gitmişti. Yalın ona şansını tamamen kaybettiğini söylemesinin ardından sabaha kadar kafasını buna kurcaladı. "acaba çıkabilir miyim hâlâ?" diye düşündü sürekli. Yalın günlük defterinden herşeyi öğrenmişti zaten. bıçağın yerini bile bulmuştu bide üstüne alay ederek Berna'nın canı daha çok yanmıştı. Yalın'ın arkadaşından da ümidi kesmişken en fazla daha ne olabilir ki diye geçirdi içinden. Berna yataktan doğrulup cama baktığında hava sisliydi. camda sisten başka görüntü yoktu. yataktan kalktıktan sonra elini sıcak suyla yıkayıp duruladı. Yalın çoktan işe gitmişti ve Bernayı uyandırmadan kahvaltı hazırlayıp gitmişti elbette. Berna bunu umursamamıştı bile. üstüne kazak ve kot geçirdikten sonra aşağı kata inebilmişti.

masa olduğu gibi dururken Berna ilk önce çayın sıcak olup olmadığını kontrol etti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

masa olduğu gibi dururken Berna ilk önce çayın sıcak olup olmadığını kontrol etti. ılık olduğunu anlayınca çaydanlığı ocağa koyup ateşi yaktıktan sonra salona geçti. kumandayı eline alıp açma düğmesini bastığında ekranda bir şey gözükmemişti. berna birkaç defa denedikten sonra pillerini kontrol etti. Yalın galiba pilleride alıp gitmişti. Berna sinirle kumandayı yere fırlatırken saçını dağıtıp koltuğa oturdu. Yalın'dan daha çok nefret ediyordu. sadece bunun için değil, hayatınıda çaldığı için nefret ediyordu. asla pes etmek bilmeyecekti ve bu onun son düşüşüde olmayacaktı. kendisini yine moralini düzeltmeye çalıştı. birazcık işe yaramıştı ama Dünkü olayı hala unutamıyordu. bir kaç dakika sonrasında ocaktaki ateşi söndürüp çay bardağını çayını koyduktan sonra masaya geçip oturdu. ilk defa kendi başına kahvaltı ediyordu ve Bernayı huzursuz etmişti. Berna her zaman ailesiyle kahvaltı eder, akşam yemeği yerdi. şimdi durumlar daha kötüydü. berna ağlamamak için kendini sıktı. ellerini yumruk yapıp kaşlarını çatarken sadece tek şey düşündü...pes etmemek. Berna pes etmek istemiyordu. annesi gibi cesur ve atılgan olmak istiyordu. ne olursa olsun, ne zorluklar yaşıyorsa yaşasın yinede pes etmek istemiyordu. Berna hızlıca kahvaltısını edip apar topar masayı toplayıp buzdolabına kahvaltılıkları koydu. bulaşıkları yıkamak istemediği için evde her zaman yaptığı gibi dönüp durdu. bazen bodrum katına indi bazen ise yukarı kata çıkıp odaları gezdi. sadece tek bir odaya girememişti buda kilitli odaydı. bu odanın gizemini merak ediyordu çünkü dün akşamda sanki birisi kapıyı tırmalıyormuşçasına sesler çıkıyordu. Berna sırf bu yüzden uykusundan olmuştu. sabaha kadar gözlerini açık tuttu ve nihayetinde sesler sabaha karşı kesilmişti. Berna kilitli kapıda dururken kapıyı inceledi. kapı ahşaptı ve neredeyse kırılmak üzereymiş gibi duruyordu. ayrıca çokça paslanmış izlerde vardı. berna elini kapıya koyarken bi anda güm diye kapıdan ses geldi. Berna yerinden sıçrarken kendine gelip bu seferde kulağını kapıya yaslanıp dinledi. ses kesilmişti ama Berna çok korkmuştu. bir süre boyunca ses gelmesini bekledi. tekdüze sesler duyuyordu ama bunu anlam veremiyordu. daha çok sürtünme sesleri geliyordu ve o anda Berna da beyaz ışık yanmıştı "yalın bu evde başka kızlarıda mı tutuyor?" bunu düşününce vücudu elektirik almış gibi sarsıldı. eğer öyleyse bile Berna onlarıda kurtarması gerektiğini düşündü. tüm cesaretini toplayıp kapıya iki defa vurdu. ses gelmeyince ard arda vurmaya başladı yine güm sesi geldi. Berna kapıya daha çok yaklaşıp cılız sesiyle konuşmaya çalıştı;

28 GÜNWhere stories live. Discover now