8.BÖLÜM

30 1 0
                                    

Berna'nın anlatımından:


burada neredeyse İki haftadan beri hapisim, Yalın'ın arkadaşı Uğurdan hiçbir haber alamıyordum. belkide korkusundan yapamıyordu. ümidimi gittikçe kaybediyordum. günlük yazmaktan bıkmıştım. hemen hemen her gün aynı döngüyü yaşamaktan da sıkılmıştım. Yalınla başka eve taşınmıştık ve evi genel olarak düzenleyip temizliyordum çünkü Yalın böyle istiyordu. en azından ben oyalanıcak bir şey bulmuş oluyordum fakat bu yeterli değildi. hergün dediklerini yapıyordum ama hala beni dışarıya çıkarmamıştı. daha fazla dayanamıyordum. ona en azından beni dışarıya dolaştırmasını isteyecektim yoksa delirecektim bu kapalı kutu yerde. Yalın işe gitmişti ve ben her zamanki gibi evde yalnızdım.mutfağa gidip bulaşıklarıda hallettikten sonra koltuğa oturdum. bu sessizlik canımı çok sıkıyordu. hazır yalın yokken televizyon izleyebilme şansımı kullanmak istiyordum. komodinde duran kumandayı alıp açtım. haber kanallarına bakacakken arabanın kapanma sesini duymamla birlikte yerimden sıçradım. acaba Yalın'mı gelmişti? televizyonu kapatıp ayağa kalktım. cama doğru yaklaşıp baktığımda Yalın araba bagajından birşeyler çıkardığını gördüm. büyük beyaz poşeti taşırken  izlemeye devam ettim. Yalın kapının önüne geldiğinde poşeti yere bırakarak anahtarını çıkarıp kapıyı açıp içeriye girdi. ben bi anlık öfkeyle ona bağırmaya başlamıştım.

"iki hafta oldu dediklerini yapalı ama sen beni yine çıkarmıyorsun!ne zaman dışarıya çıkacağım. bıktım bu yerden, bıktım herşeyden.

"pekala. madem dışarıya çıkmak istiyorsun. bu kuralıda yap ve seni götüreyim.

elindeki koca poşeti uzatırken tek kaşımı kaldırarak konuştum.

"ama bu kural değil?

"dediklerimi yapman kural.

elindeki poşeti bi anda çekip aldım ve sordum:
" nereye götüreceğim?" 'yukarıdaki depo olan yere götür' deyince ağır poşeti yukarıya doğru taşıyıp koydum. içinde ne olduğunu merak ediyordum fakat poşet kalın iple bağlanmıştı. aşağı kata inerken yine sordum:

"neden erken geldin?

Yalın bana direk bakarken yanıma doğru yaklaştı. onun yaklaşmasıyla gerilmeye başlamıştım çünkü fazla yakındı bana belimden tutup
"gelmemi beklemiyor muydun?"diye sordu. kafamı 'hayır' anlamında sallarken bu sefer alçak sesiyle 'yakında alışırsın'dedi. ondan uzaklaşırken yalın elini belimden çekip yukarı kata çıktı. nefesimi dışarıya verirken su içmek için mutfağa gittim. elimdeki bardağı tutarken düşündüm. esirimin ikinci haftasında sanki bana garip davranıyor gibiydi. birgün ilgi gösterirken yarın ağresif ve bencil oluyordu. öbürsü günde beni düşünen ve sürekli ilgilenen biri oluyordu. bu davranışları beni korkutuyordu ama alışıyor gibiydimde. yeni plan daha yapmıştım. o bıçak gerçektende işime yaracayacaktı fakat bunu gerçekten yapmaya cesaretim varmıydı ondan halâ emin değildim ama mecburdum. Yalın mutfağa gelip bana sarılırken sordu.

"acıktın mı?birşeyler yapmamı ister misin.

şimdide ilgi manyağı oluyordu...

"olur sen yapmak istersen onu yiyeceğim.

"tamam.

yanımdan uzaklaşıp dolabı açarken bende yavaş adımlarımla salona geçtim. onun yüzünü daha fazla görmek istemiyordum. salona geçip oturdum ve kendi kendime düşünmeye başladım. son iki haftada nasıl hayatta kalabildim. istese beni şu anda öldürürdü fakat sevdiğini söylemişti. ona inanmıyordum fakat bazen düşününce sevdiğini her şekilde belli ediyordu. bazen aşırı abartılı severken bazen ise nazik ve yumuşak seviyordu. onu birazda olsa anlayabiliyorum çünkü geçen haftadaki anlattıkları empati duymama sebep olmuştu. bunu istemeden düşünmüştüm fakat Yalın bana karşı gayet dürüstüde. ayrıca iki haftadan beri düzenli olarak günlüğe yazılar yazıyordum. Yalın şimdilik şüphelenmemişti. elimden geldiğince onu gizli yerlere saklamaya çalışıyordum. genellikle hergün farklı yerlere koyuyordum. Yalın mutfaktan çıkıp bana seslendi.

28 GÜNWhere stories live. Discover now