33 - YES

2.7K 272 129
                                    

33 - YES

Slughorn'un yine anlamsız bir bahaneyle düzenlediği partiye katılmak için hazırlanan Jennifer yüzünü asmıştı. Slughorn iyi bir iksir öğretmeni olabilirdi ancak öğrencilerine zorla dayattığı bu yemekler ve partiler tam anlamıyla kabustu.

Üzerine gözleri gibi safir mavi elbisesini geçirip düzeltirken aynada kendine baktı. İnce vücuduna tamamen oturan uzun elbisenin üzerine dökülen sarı dalgaları güzel gözüküyordu. Yüzünü renklendirmek için ufak bir makyajla uğraştıktan sonra işinin bittiğine kanaat getirip daha açık bir mavi olan cüppesini üzerine geçirdi.

"Betty, ben çıkıyorum." dedi arkadaşına. Betty mor elbisesini boyundan bağlamaya çalışırken Jennifer'ı onayladı ve sarışın cadı odadan çıkıp ortak salonun çıkış kapısına ilerledi. Regulus'la koridorun sonundaki merdivende buluşmak için sözleşmişlerdi ve Jennifer onu bekletmemek için aceleci davranıyordu.

Sonunda merdivenlerin başında bekleyen Regulus'u gördüğünde kalbi küt küt attı. Bir buçuk yıldır onu her görüşünde kalbi böyle atıyordu, alışacağını sandığı bu kalp çarpıntısına alışamamıştı ancak bundan şikayetçi olduğu da söylenemezdi.

Topuklu ayakkabıların sesini duyan Regulus başını yerden kaldırıp kendisine yaklaşan güzeller güzeli sevgilisine baktı ve yutkundu. Nefesi kesilmişti yine. Hiç bıkmadan her seferinde nefesini kesmeyi başaran bu kıza bakarken üzerini aceleyle süzdü. 

Masmaviydi. Gözlerindeki maviye aşık olduğu gibi üzerindeki maviye de aşık olmuştu Regulus o anda. 

"Çok beklettim mi?" diye sordu Jennifer yanına geldiği anda.

Regulus gülümseyip onun dudaklarına eğildi ve yumuşak bir öpücük bıraktı. Alt dudağını bir kez daha öpüp ondan uzaklaştığında "İşte şimdi beklediğime değdi." dediğinde Jennifer hafiften kızarmaya başlamıştı.

"Yapma şöyle." diye mırıldandığında Regulus onun elini tutmuş, parmaklarını birbirine kenetlemişti. Çoktan merdivenlerden çıkmaya başlamışlardı.

"Niye utanıyor musun?" Regulus yandan bir bakış attı Jennifer'a, yüzünde bir sırıtış vardı. Genç kız göz devirdi. "Susmak istiyorum." dediğinde Regulus'un sırıtışı büyüdü, elbette utanmıştı güzel sevgilisi.

Bu gece onu iyice utandıracaktı o halde.

Partinin olduğu kapıdan içeri girdiklerinde başlar onlara döndü. Bunda bir Black'in ve bir Veela'nın aynı anda içeri girmesinin etkisi büyüktü. 

Slytherin masası ve Hufflepuff masası aynı anda hareketlendi. Regulus, Jennifer'a baktı soran gözlerle. İkisi de arkadaşlarıyla vakit geçirmek isterlerdi elbette ancak aynı ortamda bulunması çok zor iki binadan bahsediyorlardı burada.

"Boş bir masaya geçelim." dedi Jennifer. "Ama istersen arkadaşlarının yanında da oturabiliriz." Sorarcasına bakan safir mavilere karşı gülümsedi Regulus ve onu boş bir masaya sürükledi. 

Jennifer'ı biliyordu, Regulus isteseydi eğer Slytherin masasında otururlardı elbette ancak Regulus, Hufflepuff masasında oturamazdı. Melezlerin ve muggle doğumluların arasında olmak onun itibarını kötü etkilerdi. Bu yüzden Jennifer'ın tek taraflı bir fedakarlık yapmasını istememişti.

Ayrıca bu gece arkadaşlarıyla olmaktansa onun güzel yüzüne olabildiğince yakından bakabilmek daha cazip gelmeye başlamıştı.

Önlerindeki kadehleri tutup birbirlerine baktılar. Regulus "Sana." dediğinde Jennifer gülümseyip "Sana." dedi ve kadehlerini tokuşturup ince bir cam sesinin aralarında yankılanmasına izin verdiler.

𝐁𝐄𝐓 𝐎𝐍 𝐇𝐄𝐑「Regulus Black」Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon