• 16.BÖLÜM •

1.4K 54 43
                                    


"İyi okumalar!"


⚪️

Müge alarm sesinin kulaklarına ulaşmasıyla birlikte gözlerini araladı ve uykulu bir şekilde doğrulup telefonundaki alarmı kapattı. Saat sekize doğru geliyordu ve annesi çoktan işe gitmiş olmalıydı. Gözlerini ovuşturup gerindikten sonra yavaşça yatağından kalktı ve odasını havalandırmak için penceresini sonuna kadar araladı. Üniversitesinin ara tatili nihayet sona ermişti ve bugün itibariyle dersler yeniden başlıyordu. Kısa bir aradan sonra okula yeniden gideceği için mutluydu.

Hafta sonunu İlayda ve babasıyla birlikte geçirip aynı zamanda babasıyla birlikte doğum gününü yeniden kutlamıştı. Çok keyifli ve eğlenceli bir hafta sonu geçirmişti onlarla birlikte. Dün İlayda babasıyla birlikte İzmire geri dönmüştü çünkü İlaydanın da okulu bugün itibari ile başlamış olacaktı.

Lavaboda işlerini hallettikten sonra kendisine sütlü kahve yapmak için mutfağa geçti. Kahvesini hazırlamasından sonra elindeki yeşil fincanıyla odaya geldi ve fincanı komidinin üzerine bıraktı. Dağınık olan yatağını topladı ve yatağının üzerine oturup komidinin üzerinde duran yeşil fincanını eline alıp sütlü kahvesinden bir yudum aldı.

Sütlü kahvesinden bir yudum daha almasının ardından birden bire kendi kendine heyecanlandı. Baranla aynı ortam içerisinde olmayı özlemişti ve bugün yeniden onunla aynı ortam içerisinde olacaktı. Aklına gelen bir fikirle birlikte kendi kendine gülümsedi. Baranı eve kahvaltıya çağırsaydı gelir miydi acaba? Sadece Baranı değil tabii, Beratı da çağıracaktı. Berat yakın olduğu bir arkadaşıydı, Baran ise yakın arkadaş olarak görmüyordu. Baran kendisi için farklı bir konumdaydı. Belki Tarık da gelirdi onların ikisi ile birlikte müsait olursa eğer. Tarık'la yeni tanıştıkları için henüz aralarında pek bir yakınlık olmazsa da o da iyi anlaştığı birisiydi. Eğer Nisa ile araları iyi olsaydı onu da davet ederdi fakat Nisa kendisine nedensizce tavır alıp kendisinden uzak durmayı tercih etmişti.

Beratı aramaya karar vererek telefonunu eline alıp Beratı aradı ve çok geçmeden çağrı cevaplandı.

"Efendim Müge!"

Müge telefonun diğer ucundan Beratın hızlı hızlı nefes alıp verdiğini işitirken "Berat niye nefes nefesesin?" diye sordu.

"Sabah koşusuna çıktım da. Baran da benimle beraber."

Baranın Beratla birlikte olduğunu öğrenip heyecanlanırken "Ben rahatsız etmemişimdir umarım." diye konuştu Müge.

"Hayır Müge ne rahatsızlığı! Olur mu öyle şey?"

Müge Beratın itiraz eder sesini duyar duymaz sevinerek "Ee nasılsınız?" diye sordu.

"Sabah sabah koşuya çıktık işte Baranla. E biraz yorulduk." Müge bu cümlelerin ardından Beratın Barana söylediği cümleyi işitti. "Kardeşim Mügeyle konuşuyorum." Baranın kaba tınısını işitti hemen bu cümlenin ardından. "Ben ne yapayım?"

Müge, Baranın alışkın olmaya başladığı her zamanki bu kaba tavrına aldırmazken "Ben şey diyecektim. Sizi kahvaltıya davet ediyorum da. Müsaitseniz gelebilir misiniz? Bizde kahvaltı ettikten sonra direkt okula geçeriz." dedi sevimli bir tonda.

"Tabii, tabii geliriz." Müge telefonun diğer ucundan Baranın "Nereye gidiyoruz?" dediğini işitti.

"Kahvaltıya gidiyoruz." Beratın Barana cevap niteliğinde olan cümlesini işitirken yine Baranın sesini duydu. "Ne işimiz var kahvaltıda?"

İLK GÖRÜŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin