Yirmi Altı

253 19 34
                                    

Uyandığında kendine gelebilmek için bir süre öylece boşluğa baktı. Mira yatağın kenarında oturuyordu ve biraz önce onun öpüşüyle uyanmıştı.

"Günaydın uykucu!"

"Saat kaç?"

"Altı buçuğa geliyor."

"Senin bu saatte ne işin var ayakta?"

"Esas senin ne işin var bu saatte yatakta? Güneşle birlikte kalkardın. İyice tembel oldun."

Bora kendini yukarı çekerek yastığına yaslandı. "Kimin yüzünden acaba?" deyip esnedi. Eskiden erken uyanır ve şirkete gidene kadar bir sürü şey yapardı. Şimdilerde Mira ile sabah uykusunu tercih ediyordu.

"Bunda birazcık kabahatim olabilir, kabul ediyorum. Bu sebeple erkenden kalktım ve hazırlandım."

"Ne için?"

Mira kıyafetlerini işaret ederek konuştu. "Sabah koşusu için."

"Sen?"

"Hiç spor yapmazmışım gibi konuşma."

"Pek sevmezsin de."

"Bazı insanlar sevmedikleri şeyleri sevdikleri için istemeseler de yaparlar. Değil mi Bora?"

"Öyle." dedi Bora ama aynı anda bunun öylesine bir soru olmadığını hissetti. Altındaki manayı çözmeye çalışırken Mira konuşunca dikkati dağıldı.

"Ben de artık seninle o çok sevdiğin sabah koşularına geleceğim. Sağlıklı menülerine de varım." İşaret parmağını sallayarak devam etti. "Ancak pazar sabahları sucuklu yumurtamı yerim."

"Arada öyle küçük kaçamaklar olur, kabul." Memnun bir tavırla gülümsedi. Yaslandığı yerden ileri doğru geldi. "Kabul de Mira, nereden çıktı şimdi bunlar sabah sabah?"

"Hayatımızı bir düzene sokmalıyız. Bunlar başlangıç olsun. İtirazın olmaz herhalde?"

"Asla!"

"Öyleyse kalk hemen. Elini yüzünü yıka. Ben de gidip ayakkabılarımı bulayım. Yarım günde ev boşalttırdın bana Bora! Neyi nereye koyduğumu bilmiyorum."

Bora bu kez keyifle gülümsedi. Sahiden aile oluyorlardı. Mira'ya yaklaşıp alnının kenarını öptü, biraz da yanaklarını sevdi. "Beş dakikaya hazırım." Üzerindeki örtüyü atıp yataktan çıktı.

***

Mutfağın kapısından içeriye bir bakış attığında Hacer Hanım'ı kahvaltıyı hazırlarken gördü Mira. Bugün geleceğini biliyordu. Biraz da bundan dolayı Bora'yı acele ettirmemiş ve elinden geldiğince onun temposuna uymaya çalışmıştı. Bora da ilk günden onu zorlamak ve aldığı karardan soğutmak istememişti. Eve peş peşe girmişlerdi.

"Günaydın!" dedi Mira. "Yardım lazım mı?"

"Günaydın Mira Hanım. Çok teşekkür ederim, ben hallediyorum. Siz gidip üzerinizi değiştirin."

"Hemen duşa girsem iyi olacak aslında. Çabucak gelirim."

"Lütfen acele etmeyin."

"Peki." dedi Mira, minnettarlıkla gülümsedi. Kapının önünden ayrıldı ve merdivene yöneldi.

Çok geçmeden Bora geldi kapının önüne, içerideki kadını selamladı. Masaya birkaç adım yaklaşıp hazırlığı kontrol etti. Tek başına ettiği kahvaltılar gibi hazırlanmıştı.

"Mira Hanım bana mesaj atıp kahvaltıyı sizin sevdiğiniz gibi hazırlamamı istedi. Ayrıca alış veriş listesi de yapmış. Nedim'i gönderdim."

İki AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin