0.0

41 5 6
                                    

Ona çok aşığım Tae, onun için yaşayacak kadar aşığım.

Ve bu hiç iyi hissettirmiyor.

İşler hangi ara bu kadar sarpa sardı bilmiyorum. Başta her şey güzeldi, yemin ediyorum ki güzeldi. Gözleri çok güzel bakıyor, ama beni görmüyor. Ağzı çok öpülesi, içim gidiyor Tae.

Canım yanıyor.
O çok güzel seviyor... Ama beni değil.

01.01

Bir kaç ay önce:

"Geç kaldık anasını satayım." Tae'ye göz devirirken konuştum.

"Ben mi dedim hediyeyi son güne bırak diye?"

"Ne yapayım Jimin? Ben meşgul bir insanım."

"Evet tüm gün yatmakla meşguldü..." İşleri fesata çekerken güldü.

Kafasına bir tane geçirecekken elimi tutup hafifçe ısırdı.

"Salak herif."

"Hadi Jim. Bas gaza." Zifiri karanlıkta gaza basarken arabanın tekerleri boş sokağı inletti.

Dağın başındaki tek apartman göz açımıza girince hızımı biraz yavaşlattım.

"Doğum günü kimindi, Tae?"

"Jungkook'un. Beni yalnız bırakmadığın için teşekkür ederim Jim."

"Ne teşekkürü asalak, borçlandın bana." Arabayı durdurup el frenini çektiğimde gülerek aşağıya indi. Arkasından indiğimde, hızlı adımlarla kapıya yöneldik. İçerisi karanlıktı, tahminen pasta kesilecekti. Yetişebilmiştik, kapıyı hafifçe ittirip loş mekana girdik.

Görebildiğimiz kadarıyla içeriye adım attığımızda tüm mekan aydınlandı. Salonu alkış sesi doldurmuştu.

Başımı kaldırdığımda, Jungkook tam karşımda mumları yeni söndürmüş, ruh görmüş gibi bana baktığını farkettim. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım, aniden gerilmeye başladığımda Taehyung kolumdan tutarak beni Jungkook'a doğru sürüklemeye başladı. Üstümde bir şey mi var diye kontrol etsem de anormal hiç bir şey görmemiştim.

Jungkook gözlerini bir an olsun inatla benden çekmezken o da bize doğru gelmeye başladı. Adımlarımı yavaşlattığımda Tae'nin gözlerinin bende olduğunu farkettim. Aslına bakarsanız tüm herkesin gözleri bizdeydi.

Jungkook tam önüme gelip durduğunda buraya geldiğim için içimden milyonuncu lanetimi dilemiştim. Kesinlikle gerilmeye gelemiyorum ben abi.

Saçlarımda bir el hissettiğimde ne zaman eğdiğimi farketmediğim başımı kaldırdım. Birden yerden yükselince ağzımdan bir küfür kaçtı. Ulan Tae, sen naneyi yemedin mi?

Jungkook'un kucağında beni bırakması için debelenirken beni dışarıya çoktan çıkarmıştı. Omzunun üzerinden arkaya baktığımda Tae'nin koşarak sinirli adımlarla buraya geldiğini gördüm.

Arabaya bindirildiğimde bir kahkaha patlattım, resmen kaçırılıyordum?





Jikookla kalın ♡











You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 28, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ONLY YOU° JİKOOKWhere stories live. Discover now