Evet!

Evet onu seviyordum. Hemde çok seviyordum. Yıllardır. Ilk kez on bir sene önce görmüştüm onu. Daha minicikti, miniciktim. İlk kez o zaman onu görmüş ve ona aşık olmuştum.

Büyüdükçe dağa da güzelleşmiş ve de benimde onu çok fazla kıskanmama sebep olmuştu. Neredeyse her zaman onunla olmak isteyen bir adam vardı.

Birini hiç bir zaman unutamıyorum. Aynı benim gibi sürekli uzaktan izlerdi. Sürekli peşindeydi. Bir süre sonra onu görememeye başlamıştım. Birden ortadan kaybolmuştu. Ta ki bir kaç ay öncesine kadar.

Derin okuldan çıktığı zaman onu fakültenin önünde görmüştüm. Kendi kendine bir şeyler söylüyordu. Yanından geçmiştim onu duyabilmek için. "Sonunda karşına çıkacağız." diyerek arabasına binip gitmişti.

O öyle söyleyince o gün Derin'i  daha sıkı takip etmeye başlamıştım. Ya başına bir şey gelecek olursa? Ya ona bir şey yapacak olsaydı? Korkmuştum. Ona bir şey yapmasından çok korkmuştum.

Ama o beni şaşırtmıştı.

Çünkü bir daha ortaya çıkmamıştı. Ne o gün, ne de ondan sonraki geçen günlerde. Belki tehlike değildi, belki zararsızdı ama eğer karşısına çıktığı zaman aşkını itiraf edecek olsaydı belki Derin'i kaybedebilirdim. Umarım ortaya çıkmaz bir daha.

"Efkan beni duyuyor musun?" Derin'in yeniden konuşmasıyla ona odaklandım.

"Dalmışım." Bir adım ona doğru yaklaştım. "Nasılsın?" Gülümsemeye çalıştı. Zorla da olsa minik bir tebessüm oluştu dudaklarında. Zorlanıyordu, biliyordum.

"Üst üste iki yakın arkadaşımı kaybettim." Gözleri dolmaya başladığı zaman omzunu silkti. "Mükemmel bir yapıda gibi göründüğümü ya da öyle durduğumu sanmıyorum." Bir damla yaş aktığı zaman sağ gözünden, balkonun demirlerine doğru adım attı. "Ne kadar Karan, Ulus ya da Oğuz ile ve ya Büşra ile daha yakın görünsemde hepsiyle ayrı bir bağım var. Hepsiyle her şeyimi konuşabiliyordum ya da sığınabiliyordum."

Sinirle güldü ve kafasını iki yana salladı.

"Semra ve Kiraz?"

Ağlamaya başladığı zaman ona yaklaşıp elimi omzuna koydum. Bu temastan daha ilerisine gitmiştik onun isteği ile ama o istemeden ona dokunmak istemiyordum. Dokunsam bile ona zarar vermeyecek olduğumu anlayacak olduğu bir şekilde olmalıydı. Yaraları vardı. İstemeden o milyonlarca kabuk bağlamış yaraları kanatmak istemiyordum.

Kafasını kaldırıp, gözlerini gözlerime çevirdi. "Onlar benim sırdaşlarımdı Efkan." Burnunu çekti hıçkırarak. "Semra doktor olmayı benim için istiyordu. Seviyordu doktorluğu ama benim sayemde daha çok bağlanıyordu. Annemin hastalığını bulmak isterken, artık benim hastalığımı bulmak ister olmuştu."

Tekrardan kafasını caddeye çevirdi.

"Çok sessiz, sakin görünürlerdi ama benimleyken öyle degillerdi. Gülerdik, ağlardık, sevinirdik, mutlu olurduk, kahkaha atardık, kötü bir şey olunca destek olurduk birbirimize. Her şeyi yapardık birlikteyken. Ne zaman başıma bir şey gelse Karan'a değil, Kiraz'a sığınırdım ilk başta." Sinirle ellerini demire vurmaya başladığı zaman korkuyla ellerini çektim. Durmuyordu. Yeni bir kriz geçiriyordu.

"Kim?" diye bağırdı. "Kim özellikle onları almak istedi benden, bizden? Kim, neden yapıyor bunu bize?" Sakin olmasını sağlamak için gözlerime bakmaya zorladım.

"Derin." Israrla çırpınmaya devam etti. "Derin, bana bak güzelim." Ellerini sıkıca tutarak benden kaçırmış olduğu gözlerinde gezdirdim gözlerimi. "Bana bak güzelim." Ağlamaya devam ederek kafasını göğsüme yasladı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 29, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Psi-Komik  ☆düzenleniyor☆Where stories live. Discover now