Bilgilendirme
Bu bölüm jk azından olacaktır
***
Gözlerim dakikalardır irislerimden ayrılmayan kırmızılardaydı yanan bir ateş misali parlak olan gözlerin saniye saniye maviden kırmızının en koyu tonuna dönüşüne şahit olmuştum
İçimi ürperten bu bakışlar bende korkudan başka duygularında belirmesine sebep olurken bedenimin kontrolünü kaybetmiş gibiydim
Ruhum kafesinden kurtulup özgürlüğünü ilan eden bir kuş edasıyla hafiflerken adımlarım kontrolüm dışında barda yanında siyahlar içindeki kadınla oturan ve sadece bakışlarıyla bedenimi ele geçiren adama doğru ilerledi
Bir ruh gibiydim çalan müzik sesler kahkahalar uyumsuz bir senfoni misali kulaklarımda boğuklaşıp kafamın içini tırmalarken titreyen bedenimi güçsüzleşen baçaklarımı taşıyamaz olmuştu
Attığım her adımda daha da titreyen bacaklarım yavaşça yere çökerken yüzümde sebepsizce oluşan gülümseme ile karşımdaki bedene bakıyordum
İrislerim odağını her saniye daha da kaybederken her yer bulanıklaşıyor yıkılıyor darma dağın oluyor gibi hissettiriyordu
Gözlerim kapanıp bedenim yavaşça yere yığılırken belimi saran soğuk eller bilincimi kaybetmenin sınırına getiriyirdu beni
Ne olduğunu çözemeyeceğim bir hızla beni kollarının arasına alıp taşıyan bedenle kendimi birden ikinci kattaki odalardan birinde bulmam çok hızlı bir şekilde gerçekleşmişti
Büyük bir gürültüyle kapanan kapının sesi kulaklarıma dolarken sırtımın soğuk duvarla buluştuğu saniyelere zıt oranla zihnim olanları idrak etmekte bir hayli zorluk çekiyordu
Bedenimin her yerinde dolaşan soğuk eller geçen her saniyede dahada nefesimi keserken siyahlarım yüzümün her yanını inceleyen kızılları buldu
Bir ateş misali yanan irisler bedenimde tarif edilmez hislerle bırakırken belimi saran soğuk eller akan zamana inat yavaşça önce kollarımı ardından yüzümü buldu
Küçük dudakları soluk gül kurusu rengindeydi minik burnu kırmızı irislerin süslediği çekik gözleri ve bir cesetten bile daha beyaz olan teni nefes kesiciydi
Yüzünü yavaşça boynuma gömerken sesli solukları kulaklarımı dolduruyordu dudakları usul usul tenime değerken kokumu bir kez daha içine çekti " bu koku " dedi titrek bir sesle sıcak dilini boynumun üzerinde hissettiğim anda dudaklarımdan firar eden kısık mırıltı tenime geçen sivri dişlerle önce çığlığa ardından sık nefes alışlara dönüştü
Ellerim kontrolsüzce önümdeki bedenin saçlarını bulurken bedenimi kaplayan şehvet ve zevkle onu saçlarından kendime daha çok çekiyor bilinçsizce bacaklarımı beline doluyordum
Boynumda kendi krallığını kuran adam her saniyede beni daha da güçsüzleştirirken ayakta durmak daha da zorlaşıyordu bunu anlamış olacak ki elleri beline dolamış olduğum bacaklarımı buldu
Hafif bir tüy edasıyla beni kaldırıp soğuk saten çarşafların bulunduğu yatağa yatırırken üzerindeki yerini alarak işine devam ediyordu elimi kaldıracak güçüm kalmamıştı ne çığlık atıp yardım isteye biliyor nede üzerimdeki bedeni ite biliyordum