4

149 11 154
                                    

Minseo'nun gözünden:

Hepimiz minibüse binmiş,alışveriş merkezinin yolunu tutmuşken camın dışarısını izlemeye karar verdim.Zaten dışarıya bakmaktan başka çarem yoktu.Kızların ısrarıyla öne,Changbin'in yan koltuğuna oturtulmuştum.

"Minseo yanında küçük bi kısım var.Oradaki parfümü verir misin yoksa bayılacağım."

Seungmin'in dediği yere bakıp küçük şişeli parfümü alacakken benden önce davranan Changbinle ellerimiz üst üste geldi.

Elimi direkt çektim ve yanaklarımın kızardığını görmesin diye tekrar kafamı cama çevirdim.

Ama arabayı sürerken sırıtarak bana baktığını hissedebiliyordum...

Changbin şişeyi Seungmin'e uzattıktan sonra yaklaştığımızı söyleyerek rahatlamamı sağladı.Bu acılı anlara daha fazla dayanamayacağımdan epey bi sevinmiştim.

"Minseo ne oldu yüzün bi kırmızı hasta mısın ?"

Yun'un dediğiyle bu sefer sinirden kızarırken koltuktan arkaya bakıp onu döveceğimi anlatan yumruğumu yüzüne doğru salladım.

"Kaşınma istersen."

Gülerek ağzına hayalden fermuar çekince yanındaki Hyunjin omzuna hafiften vurdu,diğer eliyle de burnunu kapatıyordu.

"Hareket ettikçe koku daha fazla geliyor dursana !"

"Az kaldı dayansana !"

Onların yanındaki Felix ile Jihye'nin ise hiç ses çıkmıyordu.

"Felix az kaldı.."

"Felix ?"

"Arkadaşlar Felix uyanmıyor kokudan bayıldı galiba."

Jihye Felixi dürterken sonunda alışveriş merkezinin otoparkına giriş yapabilmiştik.

Özgürüz...

Changbin minibüsü tamamen park ettikten sonra hepimiz indik.

Felix hariç.

"Ciddili bayıldı galiba."

Jisung ve Jeongin kahkaha atarken Chan her zamanki koruyucu tavrıyla minibüse girdi ve Felixle beraber geri indi.

"Burnum koku almıyor...."

"Abart biraz daha Felix..."

Jihye hafiften bozulmuş gibi önden ilerleyince gülsem mi gücensem mi bilemesem de sürü psikolojisi deyip kızlarla hep birlikte önden yürümeye başladık.Erkeklerin adımlarından, arkamızdan geldiklerine emin olduktan sonra sürü gibi durduğumuzu düşünerek kendi kendime sırıttım.

Okul gezisine gelmiş gibiydik...

"Para miktarımız bolca olsa bile lütfen kendinizi kaptırıp abartmayın kızlar."

"Chan sana oradan doyumsuz gibi mi gözüküyoruz ?"

Yun Chan'a hafiften çıkışınca Chan afallasa da yüzündeki gülümseme sönmedi.

"Anlaşılan bugün üstünüze gelmemek daha iyi olacak."

Kapıdan girdikten sonra karşımıza çıkan ilk mağazaya girip etrafı kolaçan etmeye başladık.Gerçekten ihtiyacım olan şeyleri olabildiğince hızlı gözüme kestirmeye çalışıp,elime aldığım sepete atıyordum.Ayrıca üstümüzdeki kıyafetler ciddi anlamda kokuyordu.Hemen değiştirmek istiyordum.

"Yardıma ihtiyacın var mı ?"

Changbin yanıma gelince gülümseyip teşekkür ettim.

"Pijama koymamışsın sepetine."

orenda:skzWhere stories live. Discover now