strangers

874 90 43
                                    



senin işten gelme saatine göre molamı ayarlardım, yazacağım şeyleri bitirir sen geldiğinde sevmek ve  sevilmek için hazır bir şekilde beklerdim.

bir süre sonra senin iş saatlerin değişti, benim mola saatlerim,

sanırım sadece iş saatlerin değil işin de değişti.

bir gün su içmek için kalktığımda sen eve gelmiştin, aramız yine bok gibiydi. yorgun gözlerini bulduğun her fırsatta övdüğün esmer vücudumda gezdirdin, ben de gözlerimi günden günde zayıflayan ince bedeninde gezdirdim.

ellerinde ve tişörtünde kanlar vardı, çok korkmuştum, hemen sana bir şey olduğu düşüncesiyle ellerinden tutup banyoya soktum. bana karşı çıkmaya çalışıyordun.

"hoseok, siktir git başımdan." diyordun, gidebilsem bu siktiğimin evinde bir saniye bile durmazdım.

ama o kanlar sana ait değildi, bunu fark ettiğimde kendimi odamıza kilitlediğimi hatırlıyorum.

seni çok seviyordum yoongi, bu inkarlarım o yüzdendi. kabullenmek istemiyordum.

senin değiştiğini, artık bana aşkla bakmadığını, gözlerindeki yaşam sevincinin gittiğini, birilerine zarar verdiğini, bu evliliği artık zorundalık olarak gördüğünü kabullenmek istemiyordum.

sadece sana yardım etmek istiyordum ama senden ürküyordum, ya bana da zarar verirsen?

sabah uyandığımda seni soğuk banyo zemininde uyurken bulmuştum.

gi sen benim ilk aşkımdın,

sen bizi yok ediyordun, sana soru sormama izin vermiyordun.

ben de bir süre sonra üstelemeyi bıraktım çünkü senden korkuyordum, eski sen yoktu.

gözlerine baktığımda sadece karanlık görüyordum, her an üstüme atlayıp beni parçalara ayırabilecekmişsin gibiydin.

kaç gece seni beklerken koltukta uyukladım bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı, ben senin içinden siliniyordum.

bensiz uyuyamadığını söylerdin, kendimi banyoya kapatıp saatlerce ağlıyorum geceleri, bazen bilerek fazla sesli ağlıyorum ama sen gelmiyorsun, hiçbirinde gelmiyorsun.

benim için öleceğini söylüyordun ama bana yalan söyledin.

sen benden sevgini alamazken yaşayabiliyordun ama ben yaşayamıyordum, sevgilim.

hiç yazmadığım kadar yazıyor ve kitabıma odaklanıyordum.

intihara meyilli değildim ama kitabımda kendi yerime koyduğum karakter boynuna ipi geçirdi.

korkuyorum sevgilim, boynuma ipi geçirmekten korkuyorum.

çok sevdiğin gamzelerim artık unutulmaya yüz tutmuş bir şiir sayfası gibi, eski, yıpranmış ve kimse okumuyor.

bana neden böyle davranıyorsun, benden sakladığın yeni hayatında neler yaşıyorsun?

bana neden böyle davranıyorsun, benden sakladığın yeni hayatında neler yaşıyorsun?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

üzmeyin artık oğluşumu, yeter.

said you'd die for me but you lied to me | sope✓Where stories live. Discover now