1. Bölüm

26.7K 680 152
                                    

Bölüm şarkısı: " Yıkılmam asla " ✨

Sabah abimin beni dürteklemesiyle uyandım yine her zamanki gibi gereksiz bir güne uyanmıştım  her neyse üstümü değiştirip aşağıya indim. Kıyafet bana alırlardı gelen giden çok olduğu için özenli giyinmemi isterlerdi.

(Gözlük yok)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Gözlük yok)

Abilerim kahvaltı hazırlayıp odama indim, indim diyorum çünkü bana oda diye bodrum katını vermişlerdi odamın kapısını açar açmaz yüzüme soğuk rüzgar esti bu rüzgar her odama girerken oluyordu.  Odamda ince örtünün üstünde yatıyordum, üstümü de ince örtüyle örtüyorum iki tane yastık .  Yıkılmadım ayaktayım diyen dolabımdan krem alıp yaralarıma sürmeye başladım bitirip kremi aynı yere koyup bir kat yukarıya çıktım  abimlerin kahvaltısını toplamaya hepsini topladım bir tane tabak kalmıştı onu da aldım tam tezgaha koyacaktım ki başım döndü tabak yere düştü umarım çok kızmazlardı bu evde ki herşey benden daha değerliydi onların gözünde. Aşağı eğilip toplamaya başladım hızlı hızlı toplamaya çalışırken elimide kesmesem olmazdı  aslında sakar değilimdir ama şekerim düşmüş olabilir ki muhtemelen öyle olmuştu. Ben camları toplarken Berk abim mutfağa girdi .

Berk: " Napıyorsun lan sen şuranın haline bak beceriksiz düzgün yap işini birde seninle uğraşamam."Demişti her zaman ki gibi Nefret kokan sesiyle.

Güneş: " Tamam abi daha dikkatli olurum " başım daha şiddetli dönmeye başlamıştı deminde dediğim gibi büyük bir ihtimalle şekerim düşmüştü.

Umut: Mutfağa girdiğimde ise şok olmuştum güneş yerde yatıyordu.(Bende bim oldum)

(Yazarın Ağzından:)

Umut: "Abi noldu burda. " Dedi Genç adam sesinde ki şaşkınlığı ve merakı beli ederek. Daha önce çoğu kez Genç kızı baygın gürmüş ve bayıltana kadar dövmüşlerdi ama kendi kendine bayılınca. Herkesin içini bir Merak sarmıştı.

Berk: " Tabak kırmış gerizekalı bende işini düzgün yap seninle uğraşamam diyince bayıldı "

Demir: "Güneş bana kahve ya-" Yerde yatan Güneşi görünce Genç adam cümleleri yarıda kesilmiş ve gözleri şaşkınlık ile açılmıştı.

Demir: " Noldu buna? Kesin numara yapıyordur salak işte!" Aslında anlamıştı numara yapmadığını gerçekten bayıldığını ama belki tabağı düşüp kırınca korkuyla yapmış olabilir diye düşündü Genç adam.

Mert: Mutfağa giden ve geri gelmeyen abilerini.Merak edip mutfağa doğru yol Almıştı Genç adam.

Mert: "Abi noluyor burada herkese burada. Noldu buna?" Sesi meraktan uzak soğuk bir sesti.

Berk: "Birşey olmadı sadece bayıldı hastaneye götürmeye gerek bile yok burda bırakalım." Dedi soğuk sesiyle Genç adam.

Umut: "Abi geçende merdivenlerin başında durmuş gözleri kapalı eli başındaydı önemli birşey değildir de biz gene de götürelim" Dedi Genç kıza nefret ile dolup taşan bakış ile.

Demir: "Umut haklı Berk götürelim bu sefer." Kardeşine hak vermişti Genç adam sürekli eli başında geziniyordu evin içinde.

Berk: "İyi götürelim birşeyi yoktur ben kucağıma almam bu iğrenç şeyi!" Dedi hiddetle. Aslında gözüne çok tatlı geliyordu hatta bir keresinde bodruma Genç kızın yanına inip bir altını andıran sarı saçlarını okşadı zaten bir kere koca parmakları değmişti. Yumuşak saça temes edince bir daha bırakmak istemeyip sabah ezanı'na kadar orada koca parmakları Genç kızın yumuşacık saçlarında gezintiye çıkmıştı. Ama ezan okunurken aklına Annesi ve babası gelmiş Genç kızın saçını o an fazla sıkmış olacak ki genç kız korku ile gözlerini aralamış tı. Genç kız konuşunca Daha da sinirlenmiş. İki üç tokat bir kaçta tekme atıp odadan çıkmıştı.

Demir hemen Genç kızı kucağına alıp görevlilerin kapının hafif ilerideki arabaya doğru yürümeye başladılar. Genç kızın mis gibi lavanta kokusu burnuna geldi. Bu koku ona annesini hatırlatmıştı annesi de lavanta kokardı. Biraz daha soludu Genç kızın kokusunu. Kollarında adeta uçarken direğe çarpıp ta kanadı kırılan bir serçe gibiydi. Masum su çok masum du ama işte anlamaları için geç olması lazımdı. Arabaya binip hasteneye doğru yol aldılar. 

Hastaneye gelmişlerdi Umut sedye diye bağırınca orta yaşlarda bir kadın ve daha bu işe yeni başladığını beli eden bir genç adam gelmişti koşar adımlarda.

Demir, Genç kızı sedyeye yatırınca ne kadar küçük kaldığını gördü. Küçük tü çok küçüktü. Şiddet için, ağlamak için ama hayat küçük büyük demeden hepimizin bir kanadını alıp götürüyordu.

Kocaman isimlerle yazılmış olan Acil yazısından içeriye almışlardı içeriye. Genç adamları oraya almamışlar di. Yarım saat orada beklediler. Bir anda sürgülü otomatik kapı açıldı ve dışarıya beyaz önlüklü, orta yaşlarda bir adam geldiğini gördüklerin de hepsi merakla doktorun önüne toplaşmıştı. Aslında bunu korktukları veya ona birşey olacak korkusu değildi bu sadece. Meraktı merak duygusu dördünde de başa gelmişti.

Doktor:

Merhaba!

Yorum ve oy vermeyi unutmayın.

Sizleri seviyorum 🐧

Kanatsız MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin