you are my love •2•

113 12 8
                                    

Ten'in doğum gününden 21 saat önce

-Ah, hoş geldin Taeyong. Nasıl olmuş ortam? Elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştık.

Etrafı incelerken adeta büyülemiş, arkadaşlarımın bu kadar kısa bir sürede bunu yapabilmesine şaşırmıştım. Üstelik herhangi bir aksilik çıkmadan? İlginç... Tamam çok klasik bir süslemeydi fakat yarın burayı Ten'in gülüşlerinin dolduracağını hayal ettiğimde Cennet'te bir kaç saat geçirmekle eş değer olduğunu düşündüm.

-Olmuş kanki. Size ne kadar teşekkür etsem az gerçekten, tek başıma bunların hiçbirini yapamazdım.

-Lafı bile olmaz Taeyong. Siz mutlu olun da...

Johnny elinde ki balonları şişiriyor, Yuta masalara tabak, çatal, bıçak gibi yerleştiriyor, Mark ve Haechan kavga ederek duvar süslerini yapıştırıyordu.

-Ya Mark yamuk yaptın. Gel, in aşağı bak nasıl yamuk.

- Oradan elime süs tutuşturmakla olmuyor Haechan Bey. Çık sen yap beğenmiyorsan.

-Olur. Bak şimdi nasıl yapıyorum

Mark sinirle merdivenden aşağı inerken ayağı takıldı ve Haechan'ın kucağına düştü.

Arkada bar düzenlemesi yapan Lucas delirmişçesine bağırırken sesi duyunca mutfaktan Doyoung, Kun geldi.

"Koşun küçük Mark vefat etti." Hala bağırarak gülmeye devam eden Lucas gülmesini kesmeye çalışırken aynı zamanda konuşmaya devam ediyordu.

-Lan şimdi nasıl  şey yapacaksınız, ulan gitti haşmetli.

-Aah belim. Belim gitti. Kalk gerizekalı üstümden, şimdi şu genç yaşımda felç kalacağım.

Haechan acı içinde bağırırken Kun olay yerine bir anne edasıyla geldi ve Mark'ı kaldırdı. Doyoung'da Haechan'ı kaldırırken bir şeyler yapmam gerektiğini hissettiğimden yanlarına gittim.

-Ulan Ten! Gitti kıymetlim, gitti.

-Sus ulan sus. Ne diye düzgün inmezsin ki? Körsün kör.

Sözde yardım etmeye gitmiştim ama kahkahalarımı tutamadım.

Göbeğim çatlarcasına gulerken diğer herkes bana katılmıştı.

Kısa bir gülüşmeden sonra herkes işlerinin başına geri döndü. Duvar süsleme işini ben devralıp ikiliyi mutfağa yardıma gönderdim. Gerçi sanırım mutfak daha mı tehlikeli olmuştu?

-Mark bu ne?

-Kurabiye hyung. Nasıl, çok iyi olmuş değil mi?Şef olacak adamım da işte sürünüyorum sahnelerde.

-MARK KIRMIZI OLSUN DİYE SALÇA MI KOYDUN BUNA SEN? BOK BEYİNLİSİN BAK GERÇEKTEN BOK BEYİNLİSİN

-Abi gıda boyası zararlı. Kimyasal basıyorlar onun içinde bir ton. Doğal yollarla salçadan yapayım dedim ben de. Hem ne var değişik oldu işte. Denesene bir, aç bakayım ağzını.

-At bunu çöpe çabuk. Gözüm görmesin. Çekil ben yaparım. Doyoung çabuk bana un, şeker, yağ falan getir.

-Kun abi bence çok hoş olmuştu. Bırak Haechan atma ben yerim.

Yüksek desibelde konuştukları için her şeyi gayet net duyabiliyorduk. Duvar süslemesini bitirip aşağı inerken burnuma aşırı kuvvetli bir yanık kokusu doldu.

message | taetenWhere stories live. Discover now