bölüm on dokuz¹⁹

Start from the beginning
                                    

"Garip gelebilir ama üşümeyi de."


Başımı tekrardan ona çevirdiğimde Jeno'nun yavaşça korkuluğa yaslandığını fark ettim, bedenini bana doğru çevirmiş ve ellerini dar pantolonunun ceplerine soktuktan sonra gözlerime bakmaya başlamıştı. İçeriden gelen beyaz ışık yüzünün bir kısmını aydınlatıyorken diğer kısmını da gölgede bırakıyordu.

"Öyle mi? Sever misin?"

İlgilendiği kanısına varacağım bir tavırla sorduğunda kafamı aşağı yukarı salladım hızla.

"Evet." İç geçirdim.
"Kar yağdığında daha çok severim hatta,
üşümemek için bir sürü kalın kıyafet giyerim
ama üşüdüğüm zaman daha mutlu olurum.
Böyle garip bir döngü işte."

Kıkırdadığımda dirseklerimi yaslamayı keserek soğuk demirlere tutundum ve ona baktığımda hâlâ aynı şekilde durduğunu fark edince duraksadım hemen. Yüzündeki hafif tebessüm orada durmaya devam ediyorken dikkatli bakışları gergince devam etmeme sebep oldu.

"Sen sever misin?"

Biraz düşünmüştü. Kafasını manzaraya çevirdi önce, ardından yeniden bana döndü.

"Severdim,"

Ardından iç geçirdi ve kafasını hafifçe sola doğru eğerken bana bakmaya devam etti.

"Bilmiyorum, birkaç şey hariç sevdiğim şeyleri unutmaya başladım sanırım."

Küçük gözlerinde dolanan bakışlarımla birlikte belirsiz birkaç duygu hissetmeme sebep olduğunda gözlerimi manzaraya çevirdim. Böyle düşünmesinin sebebini sormak istediğimde bu sorumu bir kez daha tarttım ve bugün yeterince karışık hissettiğini düşünerek daha mantıklı bir soruda hakkımı kullanmaya karar verdim.

"Hatırladıkların neler peki?"

Beraber pek fazla vakit geçirmemiş olsak dahi ilk kez birbirimiz hakkında konuştuğumuz için olsa gerek, içerisinde bulunduğum durum tuhaf gelmişti. Ama emindim ki, asla kötü hissettirmiyordu.

Merakla ona bakarken sorumu çok düşünmeden yanıtlayışına odaklandım.

"Acı kahve."

Yine gülümsedi, bir öncekinden daha geniş olduğunda saklamaya çalışmaması bana daha iyi hissettirdi. Aklıma onunla kahve içerken yürüdüğümüz yollar geldiğinde ben de gülümsedim ve konuştum.

"Alınma ama, tadına baktığım zaman
ağzımdan püskürtmüştüm."

Jeno daha geniş gülümsediğinde ufak gözlerinin kısılışı benim de gülüşümü genişletmeye yaradı. Ona daha sık bunu yapmasını söylemeliydim sanırım, gülümsemenin kendisine ne kadar yakıştığını bilseydi yapmayı bırakmazdı belki de.

"Sen unutmadığın için unutmadım."

Söylediği cümle üzerine yüzümdeki gülümseme soldu yavaşça, ne dediğinin farkında oluşu beni daha da gerginleştirse de devam etti.

"Bir şeyi daha," Yavaşça konuştu.
"Bu sevdiğim tek şey diyebilirim.
Yapmayı en çok sevdiğimi fark ettiğim şey;
hatta dinlemeyi, düşünmeyi ve... izlemeyi."

there is a superhero in our school 英雄 jenoWhere stories live. Discover now