Sırf kendime bir yalan aradığımdan yolda geçen zaman kısılmıştı. Kendimi bir anda evimizin kapısında buldum. Sıkıntıyla parayı ödeyip taksiden inerken hafiften bir kalp çarpıntım başlamıştı sanki.

"En fazla ne olabilir Eylül?"

Asansörde kat düğmesine basıp kapıların kapanmasını izledim. "Yıllar sonra popişime terlik darbesi almam herhalde." Aynadaki aksim gülerek kafasını yana yatırınca önüme döndüm kabul etmişlik hissiyle. "Aladabilirim."

Yüzleşmemizi daha ne kadar uzağa atabilirdim emin değildim. Kapının arkasında beni bekleyen annemi görüyorum desem abartmış olmam sanırım. Derin bir nefes verip anahtarımı çıkarttım çantamdan. Evet hâlâ yüzleşmeyi geciktirebileceğimi düşünüyorum.

Sessizce kapıyı açıp içeriye süzüldüm. Olabildiğince ses çıkarmadan hareket etmeye çalışıyordum. Lisede annemden izinsiz evden çıkmayı hiç denememiştim ama öyle bir şey yapmış olsaydım şimdikinde daha becerikli olabilirdim.

Ayakkabılarımı da çıkarıp içeri tam olarak girdiğimde mutfak kapısındaki annemle göz göze geldim. Korkuyla kendimi geriye atarken ellerimi kalbime bastırdım. "Ödümü koparttın anne!"

"Daha başlamamıştım oysa ki."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Sen şimdi hemen beni paralamadan ben anlatayım sana durumu."

"Anlat bakalım. Neredeydin dün gece?"

"Şimdi şöyle oldu," dedim ayaklarımın üzerinde yaylanırken. "Dün gece lunaparka gittik ya, geç saatlere kadar orada kaldık. Sonra Çağlar dedi ki bir kahve içelim gel! Ben de dedim, olmaz geç oldu annem bekler. Ama sen Çağlarsın bir ısrar etti anlatamam. El mecbur tamam deyiverdim. Sonra da işte ben pat diye uyuyakalmayayım mı?"

Annem kaşlarını yukarı kaldırınca duraksadım. Tabii ki inanmazdı, karşısında çocuğa masal anlatır gibi bir şeyler anlatıyordum ve tecrübesine takılmıştım şüphesiz. Omuzlarımı düşürdüm. Gerçeği söylesem ne olacaktı ki? Yanlış bir şey yapmışım gibi davranmam saçmaydı asıl.

"Oturalım mı? Anlatayım olanları."

Birlikte üçlü koltuğumuza yerleştiğimizde heyecanla nereden başlamam gerektiğini düşündüm. Liseden beri bu gibi durumları hiç saklamamıştım. Hoşlandığım çocuklar hakkında bildiklerimi annem her zaman bilmişti. Ama bazı şeylerin ciddileşmesi anlatmayı zorlaştırıyordu sanki.

Aklıma geldikçe detaylarının değiştiği dün geceyi eksiksiz anlattım. Çağlar'ın bana söyledikleri, o anda neler hissettiğimi ve gelecek hakkındaki endişelerimi bir bir olduğu gibi ona söyledim. Biliyordum ki benim için en iyisini isteyerek konuşacaktı.

Ona karşı dürüst olmam ifadesini kırmıştı. Sessizce beni dinledikten sonra derin bir nefes aldı.

"Benim bildiklerim babandan öteye geçmedi hiç. Çağlar gerçekten iyi bir adam ve umarım seni çok mutlu eder."

Yutkunup gülümsemeye çalıştım. Kendimi bir anda duygusal hissetmiştim ama mutlu olduğumu biliyordum.

"Gelecek hakkında sana bir garanti veremem. Bazen hayat istediklerimizden daha farklı koşullar sunar bize. Ama bu koşulların sonunun daha iyi olmayacağını kim söyleyebilir ki?"

Tebessümüyle birlikte elime uzandığında sımsıkı tutundum ona. Sanki hala minicikmişim gibi kolları arasına çekti beni.

"İyi ki varsın."

Alnımı öptüğünde gözlerimi yumdum. Babam belki çok erken bırakmıştı beni annem benimleydi. Ve ben annem yanımdayken babamın da beni sarıp sarmaladığından adım kadar emindim.

Bir Küçücük Civciv | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin