Tekrar gözlerimi açmaya çalıştım. Bu sefer bir ses beni uyandırdı ama etrafı bulanık görüyordum. Halal akşam olduğu belliydi ve konuşam kişiye bakınca Dean'ı gördüm. Ne dediğini anlayamıyordum. Fakat önemli şeyler söylüyor gibiydi. Sonrası ben ne olduğunu anlayamadan etraf yine karanlık oldu.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hoperlörden gelen ses ile uyandım. 

MÜDÜR : Günaydın öğrenciler, sabah oldu! Kalkın artık !

Bu müdür ne zamandır sabah anonsu da yapıyor ya? Kendimi çok garip hissediyorum. Dün gece olanlar aklıma deldi. Hemen yataktan çıkıp kan ya da kesik var mı diye üzerimi kontrol ettim. Eskisi gibiydim. Peki ne yani her şey rüya mıydı? Bıçak benim dolabıma koyduğum bıçaktı. Ne olur n olmaz diye onu kontrul etmeye, masama doğru yürümeye başladım. Masanın anına geldiğimde çekmeceyi açtım fakat bıçak yoktu! Demekki bunlar rüya değildi. Dün gece gerçekten de biri beni öldürmeye çalıştı. Peki Dean neden odamdaydı? En iyisi onunla konuşmak.

Odamdan çıktım. Kantine doğru yürüyordum. Kim o bıçakla bana saldırmaya çalışmış olabilir ki? Daha da önemlisi odama nasıl girdi? Bizimkilerle de konuşsam mı acaba? Ama bu kritik anda dikkatsizce bir şeyler söylememek en iyisi. Kantine geldim fakat kimse yoktu. Buraya gelirken de kkimseyi görmedim. Belki soyunma odasındalardır diyerek oraya doğru yürümeye başladım. Oraya geldiğimde içeriye baktım fakat orada da değillerdi. Nerede olabilirler ki?

O sırada aklıma spor salonu geldi. Zaten 6 kişiyiz yaklaşık. Bu kocaman okulda 6 kişinin genellikle gittiği yer spor salonu. O zaman oraya bakmalıyım.

Koşa koşa en alt kata yani spor salonuna gittim. Kapı açıktı. Kapıdan içeriye baktığımda Blake, Eva , Christie ve Zach'i bir telefonu parçalarken gördüm. Telefonu neden parçalıyorlar ?!

VİCTORİA : Hey! Ne yapıyorsunuz siz?! Madem telefon buldunuz yarım istesenize birinden!!

BLAKE: Sakin ol. Bu telefon bizim müdürün telefonu. Bu okulun gerçek müdürüyle konuşmak ve ondan görev almak için kullanıyor. Bu sabah buraya geldim  bu telefonun yerde durduğunu gördüm. Yaklaştıığımda da kırıldığını anladım. 

CHRİSTİE: Sana söyemek için odanın kapısını çaldım fakat cevap gelmedi.

Uyuya kalmışım sanırım çünkü hiç duymadım.

VİCTORİA : Fena uyuya kalmışım. dedim gülümseyerek.

ZACH: Biz geceden beri uğraşıyoruz. Hey şuna bakın!

Zach elindeki tornavidayı yere bıraktı ve telefonun içinden küçük bir şey çıkardı.

EVA: Bu da ne?

BLAKE: Mini bomba.

Hepimiz şaşırdık. Mini bomba da ne?

CHRİSTİE : Mini bomba da ne?

BLAKE: Hani vardır ya filmlerde ajanlar bir mesaj gönderirler daha sonra telefon kendi kendini imha eder. Onlardan.

Zach elindeki küçük bombaya bakıyordu ve birden paniğe kapıldı.

ZACH : Ne yani şimdi bu bomba çalışıyor mu?!

CHRİSTİE : Mini bomba ne kadar zarar verebilir ki? En fazla elin acır.

BLAKE: Bomba bombadır. Ne kadar can acıtacağını tahmin bile edemezsin. Bu sırada sanırım o bomba titreşim sezebiliyor yani sakın elini titretme.

Sırlar OkuluWhere stories live. Discover now