Seonmi olumlu anlamda kafa salladığında masanın üstünden telefonunu alan Hana Donghyun'u aramış ve telefonu açmasını beklemişti.

Kısa süre sonra telefonu açıp "Efendim aşkım?" diyen Donghyun'a "Donghyun... Seonmi hasta oldu da onu hastaneye götürmeliyiz. Otobüslerde perişan olmasın dedim. Bizi gelip alır mısın?" diye sormuştu.

Donghyun "Nesi var ki?" diye sorunca "Midesi bulanıyor ve çok iştahsız. Yemek yiyemiyor ve halsiz. Doktora götürmekte fayda var" demişti.

"H-hamile olabilir mi?"

Hana olumsuz anlamda kafa sallayıp "Test yaptık ama negatif." dediğinde "O testin hiç bir geçerliliği yok" demişti
Donghyun. Hana ise "Nasıl yani?" diyerek göz ucuyla yatakta oturup telefonundan Taehyung'un çektiği resme bakan bakan Seonmi'ye bakmıştı.

"Seonmi eğer hamileyse bu hiçbir testte belli olmaz. O bir insandan hamile kalmadı Hana. Eğer hamileyse onun karnındaki insan değil"

Hana gözlerini hayretle açıp Seonmi'ye döndüğünde gözlerini Hana'ya çeviren Seonmi "Ne oldu Hana?" diye sormuştu merakla. Hana ise "T-tamam da ne yapacağız?" demişti Donghyun'a.

Seonmi ayağa kalkıp Hana'nın yanına gelince Donghyun "B-bilmiyorum" demişti.

"Bunu herhangi bir şekilde anlayamayız ki. Ben... Büyücü değilim, nasıl anlayayım?"

...

Seonmi elini kalbine götürdüğünde gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı.

Kalbi sıkışıyor ve nefes almakta güçlük çekiyordu Seonmi. Bunu fark eden Hana ise "Seonmi, iyi misin? Ne oldu?" diyip onun yanına gelmişti.

"B-bir şey oldu... Kesin bir şey oldu!"

Taehyung soğuk zeminde kanlar içinde yatarken gelen gardiyan "Zamanı geldi" demiş ve Taehyung'un yüzüne bakmıştı.

Taehyung öksürerek doğrulduğunda parmaklıkların kilidini açan gardiyanın yanından iki gardiyan geçmiş ve Taehyung'un kollarına girmişlerdi.

"N-ne... Zamanı?"

"İnfaz"

Gardiyanlar Taehyung'u ayağa kaldırdıklarında direnmeye çalışan Taehyung "H-hayır!" demişti güçlükle.

"S-Seonmi... Seonmi! Bırakın beni! O beni bekliyor!"

Kapıdaki gardiyan Taehyung'a yaklaşıp "Kim?" diye sorunca "K-karım" demişti Taehyung dolu gözlerle.

"Her şeyim..."

Gardiyan "Üzgünüm dostum..." diyip doğrulduğunda Taehyung'u götürmeye başlamışlardı. Taş koridorla ilerlerken kralın emriyle onun odasına gelen Taehyung'u diz çöktürmüşlerdi gardiyanlar.

Kral ise "Siz çıkın" diyip gardiyanları çıkartmış ve kardeşi Taehyung ile yalnız kalmıştı.

"Sen... Adi bir pisliksin"

Taehyung'un kardeşi Jeong Gyu ayağa kalkıp "Bir kralla nasıl konuşacağını bilmiyor musun? Hele ki senden büyük biriyle?" dediğinde sinirle gülmüştü Taehyung.

"Buruşmuşsun Jeong Gyu? Kral olmuşsun ama, içindeki pislik dışına çıkmış"

Jeong Gyu "Kes!" diye bağırdığında "Eğer kaçmasaydın çoktan ölmüştün" demişti sinirle.

Mirror ❦ KTH ✓Where stories live. Discover now