5.Bölüm: ''Ay Çöreği Anlaşması''

200 46 313
                                    

Herkese merhaba 🧚🏻‍♀️ Yine, yeni bir bölümle geldimm :) Umarım beğenirsiniz 💘 Keyifli okumalar diliyorum...

Bu bölüm, opheliacigligi adlı kullanıcıya ithaf edilmiştir.

5. Bölüm : ''Ay Çöreği Anlaşması''

 Bölüm : ''Ay Çöreği Anlaşması''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şafak Akova

Küçükken hep şu içinde minik balerin figürü olan müzik kutularından isterdim. Yetimhaneden kaçar, yetimhanenin olduğu semte yakın olan nostaljik eşyaların satıldığı bir hediyelik eşya dükkanına heyecanla giderdim. Müdire hanımdan yiyeceğim azarlar umurumda olmazdı o zamanlarda. Nasılsa öylece dursam yine azar yiyecektim, bari azar yediğime değsin diye düşünür, fırsat bulduğum her anı yetimhaneden kaçıp yeni yerler keşfetmek için kullanırdım. Alacak param olmazdı, hoş alsam bile yurttaki oda arkadaşlarım tarafından imha edileceğine emindim çünkü onlara göre ben güzel şeylere layık değildim.

O balerinin Çaykovski'nin Kuğu Gölü müziğinin eşsiz tınısı eşliğinde kendi etrafında dönüp duran bir kar tanesi gibi süzülüyor olması beni o kadar etkiliyordu ki onu izlerken saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyordum bile. O zamanlar o balerini özgür sanırdım. Etrafında dönüp dilediğince bıkmadan dans ediyordu. Ben ise hep o yurda, acımasız insanlara mahkum kalacaktım. İçten içe o balerine özendim, ona benzemek hatta ve hatta o olmak istedim. Bir camın arkasından dilediğimce dans etmek camekanın önünden geçen insanların gözlerine hitap etmek istedim.

Sonra bir gün o müzik kutusunun oradan gittiğini gördüm. Yoktu, gitmişti. Sanırım biri onu aynı benim gibi çok beğenmiş ve satın almıştı. Camın önünde o balerini izlemeye o kadar alışmıştım ki kendimi bomboş hissettiğimi hatırlıyordum. Dükkanın önünde yere çöktüm ve müzik kutusunun yerine konulan beyaz renkteki oyuncak ayıya dolu gözlerle baktım. Balerinim gitmişti. Asla sahip olamadığım fakat orada hep olan, benim için dans eden balerin gitmişti.

Hüzünle gülümsedim. Onu görmeye, izlemeye bile hakkım yoktu. Gözümden akan damlalar yanaklarıma, oradan çeneme doğru inerken çöktüğüm yerde iyice büzüştüm ve yüzümü saklamaya çalıştım. Yanımdan birkaç insanın geçtiğini hissettim.

1

2

3

4

5

Sonrasını saymayı bırakırken burnumu çektim. İnsanlar görünmezmişim gibi yanımdan öylece geçip giderken müzik kutusunun olması gereken yerdeki ayıcığa tekrar göz ucuyla bakmıştım. Sonra aklımdan bir düşünce geçti. Balerin de belki de o kadar özgür değildi. Hep aynı müzikle, aynı giysiyle, aynı kutunun içinde ayrı hareketleri yapıp dönüyordu. Sahibinin isteğine göre de üzerine müzik kutusunun kapağı kapanacak ve derin bir karanlığa hapsolacaktı balerin. Belki de benden de yalnız ve kısıtlanmış durumdaydı. Küçük olan ellerimle o an gözyaşlarımı sildim ve ayaklandım. En azından camekandan hep aynı manzaraya doğru dans edeceğine başka bir yere gitmişti. Belki de daha mutlu olacağı bir yere. Bir daha da o dükkanın önünden geçmemiştim zaten.

Şafak Tanrıçası | Ruhların DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin