SENİ ÖZLEDİM LUCİFER

627 40 4
                                    

            

AYNI GÜN KULE'de


Üç gün olmuştu ve Lucifer'dan asla haber alamadım enerjisini hissedemedim.  Marcus galiba Lucifer'a birşeyler yapmıştı.

Günlerdir, yemek yemiyordum. Bizi tuttukları odaya sürekli Marcus ve babam geliyordu ama hiçbiri ile konuşmuyordum.  Kleo'da benden farksız değildi aklı Camael'deydi ve burdan kurtulmanın bir planını arıyordu.

"Sence onlar iyi mi?" Diye sordum camdan bakan Kleo'ya.  O ise dudaklarını büzdü "Ben birşey yapmadığını düşünüyorum, çünkü Marcus'un boynunda ki taş Lucifer'a işlemiyor." Dedi.  "O taş ne işe yarıyor ki?" Diye sordum.  Kleo yanıma çömelip "Sonsuzluk taşı.  Onun gücüne güç katıyor." Dedi.  O sırada içeri iki tane melek girmişti.  "Baş melek Abel seninle görüşmek istiyor" dedi içlernden bitanesi.  Kleo'ya baktığımda gitmem için kafasıyla onay verdi.  Bende zorluk çıkarmadan Meleklerin peşinden gittim.

"Sakın dokunma bana!"

Babamın odasına geldiğimizde, Marcus'ta oradaydı. Koltuklardan birine oturmuş ayaklarını masaya uzatmıştı.  "Ahh kızım hoşgeldin." Diye bağırmıştı Babam.  Ona bakıp gözlerimi devirdim "Sen daha ölmedin mi?" Diye alaylı bir ses tonuyla sordum.   Marcus gülmüştü bu cümle ile, babam bozuntuya vermemişti ama yüzü oldukça düşmüştü "Seni buraya neden çağırdım biliyor musun? Diye sorduğunda Marcus uzattığı ayaklarını indirip oturur pozisyona geçmişti.  

Ona cevap vermeden sadece baktım.  "Marcus ile birlikte olacaksın ve Lucifer'dan olan bebeğine Marcus'un güçlerini katacaksın." Dediğinde şok olmuştum.  Bir baba kızına nasıl bunu söylerdi. Ve ben hamilemiydim?  "Ne saçmalıyorsun sen ahmak herif!" Diye bağırdım.  Hırsımı alamamıştım üzerine doğru yürürken muhafız melekler beni tutmak istediysede onları bi güçle birbirine vurup başka bir yöne fırlattım.  O sırada Marcus beni kolumdan tuttmuştu.  Çok güçlüydü ama bende ona direniyordum.  "İşte bu!  bebeğiniz sayesinde tüm dünyanın hakimi olabiliceğim." Dediğinde, ona doğru gitmeyi bıraktım. Marcus'ta beni kucaklamıştı artık kurtulamazdım "Sen büyük orospu çocuğusun!" Diye bağırdım ve ona doğru tükürdüm.   Babam Marcus'a gitmemiz için işaret yaptığında Marcus beni omuzuna atıp odadan çıktı..

Büyük bir odaya geldiğimizde Marcus beni yatağa fırlatırcasına bıraktı.  "İnanır mısın çok güzelsin. Ama asla birlikte olacağım biri değilsin." Dedi Marcus üzerini düzeltirken.   Ona cevap vermedim sadece ters ters baktım.  "Babanın ne kadar piç kurusu olduğunu biliyorum. Ayrıca hamile halinle sana zarar veremem. Bebeğin doğduktan sonra nasılsa öldüreceğim seni" Dedi ve yatağın yanında  duran tekli koltuğa oturdu.  "Hamile olduğumu nereden biliyosun?" Diye sordum.  Marcus ise eline bardakta duran yarım şarabı alıp "Ben normal bir adem soyu değilim. Hislerim kuvvetlidir." dedi.  Şok olmuş şekilde anlattıklarını dinliyordum.   "Sen hamile olduğunu bilmiyor muydun? Ya da hiç aklına gelmedi mi ben insan değilim neden midem bulansın?" Deyince, kafamda oluşan taşlar yerine oturmuştu.  Lilith Lucifer'a hamile olduğumu söylerse Lucifer burayı darma duman ederdi...


Ben yatakta otururken, Marcus bana doğru gelip üzerinde ki yerel kıyafeti çıkarttı.  "Ne yapıyorsun sen?" Diye sorduğumda "Canım kardeşim Lucifer'ın karısının tadına bakıyorum." Dedi ve beni bileklerimden yakalayarak altına aldı.  Kafamı camdan tarafa çevirdiğimde Lucifer'ı  kocaman bir ejdarha benzeri varlığın tepesinde gördüm. Çok heyecanlanmıştım,  üzererimde ki Marcus'un  hayalarına sağlam bir diz darbesi vurduktan sonra, cama çıkıp Lucifer'a beni görmesi için bağırıp el salladım.  "Lucifer beni gördüğünde ejdarhasını bana doğru çevirip buraya hızla uçmaya başladı.

Marcus yerde debelenirken, ona bir tekme daha geçirip odadan çıktım ve yukarıya doğru uçmaya başladım.  Bizi hapis ettikleri odada Kleo'ya "Geldiler. Kleo hadi!" Diye bağırdığımda Kleo bacaklarında bulunan hançerleri çıkarıp arkamda duran iki muhafızın kafasını kesti. "En başından beri onlarla mıydın sen?" Diye soru sorduğumda "Bu anı bekliyordum." Dedi.  Hızla el ele tutuşup merdivenlerden aşağı indik.   Biz tam aşağı inerken kule çok şiddetli şekilde sallandı ve içeri milyonlarca cehennem bekçisi girş yaptı.  Ve onlardan sonra Lucifer.   Onu görünce boynuna atladım "Yaşıyorsun! Lucifer" dedim.  Lucifer'da bana sarılıp "Seni bırakıp ölüme bile gitmeyeceğim" dedi.

Hep birlikte bahçeye çıktığımızda, önümüzü Marcus kesmişti.  Lucifer beni arkasına aldıktan sonra Camael yanına geldi "Hayır. Beni yalnız bırakın." Dedi. 

Lucifer bu cümleyi kurduktan hemen sonra kılıcı çıkarıp Marcus'un üstüne koştu.  Aynı şekilde Marcus'ta kılıcıyla Lucifer'a saldırdı. İlk darbeyi Lucifer vurduğunda Marcus'un kılıcı oldukça uzağa düşmüştü. "Adil bir dövüş olucak Kardeşim." Dedi Lucifer ve kılıcını uzağa fırlattı.  Birbirlerine yumruk tekme şeklinde giriştiler.  Ben onları izlerken, babam Lilith'e saldırmıştı.  Onlara doğru gittiğimde yerde ki kılıcı kaldırıp babama saldırdım. Neye uğradığını şaşırmıştı ama durmamış bana saldırmıştı.  Uzun süre çarpıştıktan sonra babamın kılıcı kırılmış yok olmuştu.  Bana korku dolu gözlerle bakarken, kulede bana söyledikleri aklıma geldi ve hiç düşünmeden kılıcı tam kalbine batırdım...

Ani bir ışık parlaması ve babamın ordusu yok oldu..

Herkes durmuş bizi izlerken Lucifer'da Marcus'un boş anını yakalayıp, onun karnına bir tekme attı. Marcus havaya uçtuğunda ise  kalbine kılıcı sapladı...

Yorucu bir savaş oldu.  Herkes bi yerde oturmuş bir zamanların cennetine bakıyorlardı..

İyi okumalar arkadaşlar.

Savaş sahnesi yazmak çok zormuş. Beynim şuan çalışmıyor resmen, ama siz tatlı okuyucularım okusun diye iflas edene kadar yazıcam :)

ŞEYTANLAR VE MELEKLER OKULU.Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum