KAÇIRILDIK!

674 39 14
                                    

       

(Aksiyon içerikli bölümlere geldik. Bu bölümlerde sinir krizi geçirebilirsiniz.)

Sabah, herkes bir işle uğraşırken Lucifer Camael ile birlikte, plan yapıyordu. 

"Hayır Lucifer dünyaya inip orada yaşamayız! Doğamızda yok."

"Camael. Hayır, eğer dünyaya inmezsek burada ölüme mahkum edilirsin.  Abel'in ordu toplamadığını mı düşünüyorsun!"

"Ordu ile savaşabiliriz."   Lucifer güldü.

"Ordu ile savaşamayız! Camael, biz elli kişiyiz ve yarımız sakat."

"Planın ne Lucifer korkup kaçmak mı?"  Bu cümle Lucifer'ı çok sinirlendirmişti.  Lucifer elinde tuttu bardağı fırlatıp.

"Ben kimseden korkmam kardeşim!! Ben sizi korumaya çalışıyorum.!" Diye kükredi.  Parmağını tehditkar şekilde Camael'in yüzüne savuruyordu.   Camael geri çekilmemişti, ama oldukça sakindi.

"Yakında tacizlere başlayacaklar. Bu büyü bizi bi süre idare eder...  O yüzden herkes yavaşça toplansın, dünyada kimsenin olmadığı bir kesime iniş yapmamız gerekli." Diye devam etti Lucifer.   "Girdap oluşturamayız bunu engelleyeceklerdir,  okulda Hades'in odasında güç taşı var. Bizi dünyaya gönderip, olası büyülerden koruyacaktır." Dedi Camael.  "O zaman okula gidiyoruz." Diye lafa girdiğimde Lucifer'ın sert bakışlarını üzerimde hissettim.  "Sen değil. Ben ve Camael gidiyoruz." Dedi.  "Hayır Lucifer. Bende geliyorum, siz taşı alırken sizi korumaya çalışırım." Dediğimde Kleo arkadan atlayıp "Bende geliyorum.. hiçbiriniz benim kadar kılıç kullanmayı bilmiyorsunuz." Dedi. Bende Lucifer'ın gözlerinin içine baktım.  "En ufacık bir çatışmada buraya gelip saklanacaksınız anlaştık mı?" Dedi Lucifer.  Bende zaferle gülümseyip kabul ettim..

Kısa süre içinde üzerimize bizi koruyacak şeyler giyip kılıçları  hançer ne varsa aldık ve okula gitmek için havalandık..

"Toplandıkları yer okul değildir.  Kulede veya yer altında toplanıyorlardır." Dedi Lucifer.   Camael ise etrafı inceliyordu. "Yer altın daha mantıklı bir saklanma alanı. Kulenin sığınağında olabilirler.  O yüzden okula arkadan giriş yapmamız lazım."

"Peki cehennemdeki muhafızlara bize yardım edemez mi?" Diye sorduğumda Lucifer beni elimden tutup yanına çekti. "Onların ordan çıkması yasaklandı, ayak bileklerinde zincirleri var." Dedi.  Göz göze geldik ve onu gözlerimle onayladım.

Okula geldiğimizde, çatıya iniş yaptık ve etrafı incelemeye başladık.  Okul sağlamdı hiçbir sorun yoktu, ama  etraf çok sessizdi kimseler görünmüyordu.  Lucifer konuşmadan, elleriyle işaret etti.  O Ve ben içeri girecektik Camael ve Kleo'da arkamızı kollayacaktı.   Dediğini yapmıştık, Lucifer ile okulun içine girdik. Heryer darmadağınık ve dökülmüştü.  Bütün odaların kapıları açık içleri bomboştu.

Yemek salonunun oradaydık, Hades'in odası ise  koridorun sonundaydı.  Lucifer rahatlamış şekilde nefes aldığı sırada, odalardan birinden meleklerden biri çıktı ve bağırmaya başladı.  Üzerime kılıçla koşuyordu benim ise ayaklarım kilitlenmişti sanki kıpırdayamıyordum.

Melek bana kılıcı saplayacağı sırada, Lucifer beni kendine doğru çekip kanatlarını bize siper etti. Elinde ki kılıcı gelişi güzel salladığında meleğin bağırması kesilmişti.  Kanatlarını açınca Lucifer'ın meleği tam kafasından kılıçladığını gördük.  "Vay be iyi isabet." Dedi Lucifer ve kılıcı yerine koydu.  "Arkamdan gel ve beni koru odaya sadece ben giricem" diye devam etti ve yavaş adımlarla Hades'in odasına girdi.

Bi kaç yere baktıktan sonra, Lucifer  taşı elinde tutup bana gülümsüyordu.  Bende ona gülümsediğim sırada, Mimi Lucifer'ın üzerne atlamıştı.  Lucifer ise tam o sırada Taşı Camael'e fırlatabilmişti.  Ben hemen Mimi'nin üzerine atlayıp onu Lucifer'dan ayırmaya çalıştım.  "Diğer kanadınında kopmasını ister misin?" Diye bağırdığımda Mimi beni üzerinden itmişti.  Belimde ki hançeri çıkarıp Mimi'ye fırlattım ve onu tam kanadının olduğu yerden hançerledim.  Acıyla inleyip geriye çekildiğinde, Lucifer ona sağlam bir tekme geçirdi.  "Canım cehenneme Orospu." Dedi ve kılıcını Mimi'ye sapladı.

"Bu şerefi bana vermeni isterdim." Dediğimde sırtımda ki kanatlar kırmızıya dönüşmüştü ve sol omuzumdaki şeytan işareti çoğalmaya başladı.  Lucifer deyim yerindeyse otuz iki diş sırıtmaya başladı.  "Ne oluyor deyip aynaya baktığımda artık bir şeytan olduğumu anlamıştım. Lucifer bana yaklaşıp "Hayatımda gördüğüm en güzel şeytan." Dedi.  Camael ise çıkışa doğru koşup "Şuan sevişmenin sırası değil, bizi fark ettiler." Diye bağırdı.  Lucifer beni kucağına aldı ve Camael'in peşinden çıkışa gidip vakit kaybetmeden havalandı.

*********

Köye geldiğimizde herkesle yaşadıklarımızı anlatıp hazır olmalarını söylemiştik.  Bu sırada Lucifer uçurum kenarında durmuş aşağı izliyordu. "Bebeğim iyi misin?" Diye sorduğumda beni yanına oturtup kolunun altına aldı. "Camael..  Marcus'u görmüş, bu bizim işimizi zorlaştırıcak" dedi. "Marcus mu?"Diye sorduğumda "Evet, büyük ihtimalle babanla iş birliği yapıyor." Dedi ve devam etti "Ona tanrının kılıcı derler. Ve baban onu kandırıp kendi ordusuna eklemiş." Dedi.   "Peki, sonumuz mu geldi? Diye sorduğumda Lucifer  buruk bir şekilde gülümsedi. "Hayır bebeğim. Onları sonunu getiriceğiz."  Dedi ve beni öptü...

Ertesi sabah

Dünyaya gitmek üzere hepimiz hazırlanmıştık.  Camael ve Lilith girdap oluşturmak için çabalarken, bende Kleo ile onlardan biraz uzakta olanı biteni izliyordum. 

Arkamızda ki çalılardan bi kaç çıtırdı sesi gelsede bunun hayvan veya rüzgar olduğunu düşünüyordum..

Lucifer, bana doğru koşarken gülümsedim. Ama onun yüzündeki gülümseme yerini korkuya bırakmıştı.  Aynı şekilde Camael girdapı bırakıp bize doğru koşuyordu.  Ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk ama birşey bizi içine çektiğinde bilincim kapanmıştı....

(Bunlarda kaçırılmaya ne razı :D)

Gözlerimi açtığımda, soğuk ıslak bir zeminde Kleo ile yanyana yatıyordum. Biraz toparlanıp, etrafa baktığımda  kulede hapsolduğum odada olduğumuzu anladım.  Önümüzde ki demirler kesikti heryer darmadağınıktı.  Hızla toparlanıp "Klep uyan. Kleo kalk" dedim ve kafasından ufak bir darbe almış Kleo'yu yattığı yerden doğrulttum.  Başında yara olan yeri tutarken "Anastasia, noldu neredeyiz biz.?" Diye sordu. 

"Olmanız gereken yerdesiniz." Bu ses bütün tüylerimim diken diken olmasına yetmişti..

Kapıda duran adam Marcus'tu.  Kleo'da oma sertçe bakıp  "Marcus.." diye tısladı..   "seni orospu çocuğu! Lucifer  seni bulduğunda yok edecek!" Diye bağırdım.  Marcus  iğrenç ötesi bi kahkaha attığında yanına Mimi geldi ve omuzuna yaslanıp "Lucifer. O piç kurusu yaşıyorsa bizi bulabilir." Dedi.  Mimi o ölmemişti. "Sen nasıl yaşıyorsun?" Diye sordu Kleo.  Mimi kolları göğüsünde bize yaklaşıp "Sizi ahmaklar! Öyle bir kandırıldınız ki. Farkında bile olmadınız" dedi.  Onun üzerine doğru yürüyüp ittim.  Hızla duvara çarptı "Lucifer'a ne yaptınız! Onlara ne oldu!" Diye bağırıyordum.  Marcus beni kollarımdan tutmuştu.  Kulağıma eğilip "Onu cehennemin en ücra köşesine zincirledik." Diye fısıldadı.  Ağlamaya başlamıştım, ben ağladıkça karnıma o kadar şiddetli bir ağrı giriyordu ki neye ağlayacağımı şaşırmıştım


                      ^^^^^^^^^^^^

Başımı ellerimin arasına almış, Lucifer'ı düşünüyordum.  Acaba gerçekten birşey yapmış mıydı ya da bizimi kandırıyordu..

Parmağımda ki yüzüğü öptüm ve göz yaşlarımın akmasına izin verdim....


Sizce Marcus'u alt edebilicekler mi?

ŞEYTANLAR VE MELEKLER OKULU.Onde as histórias ganham vida. Descobre agora