Bir Canavar Yarattın

|•|26.Bölüm|•|Bir Canavar Yarattın

   "Ben yıkık yolları yamalarken görüyorum sağlam yolların yıkılışını..."

    "Allia..." diye fısıldayan adama biraz daha sırnaştıktan sonra saçlarını iyice karıştırmıştı parmakları.  "Allia..." dedi yine Brett nefes alabildiği bir boşlukta. Allia ise genç adamın dudaklarını öperken hissettiği garip şeylerin tadını çıkarıyordu.

       "Hmm..."

     Genç kız garip bir ses çıkarmış ve sonrasında dudaklarını adamın dudaklarından çekip başını geriye atmıştı. Siyah gözlerinde dolanan mavi ışıklar Brett'in bile aklını çeliyordu.

      "Ne yaptığını biliyor musun?" diyerek genç kızın belini kavrayarak uzandığı yerden doğruldu ve sırtını yatak başlığına yasladı.

      Allia , Brett'in kucağına oturmuş, sanki ağzında bir şey varmış gibi ağzını şapırdatıyordu.

 
      Bu hareketi genç adamın dikkatinden tabii ki kaçmamıştı.

      "Yapma..." diyerek yüzünü başka yöne çevirip derince soluklandı.

       "Faul mü?" dediğinde Brett kaşlarını çatarak ona bakınca o da tek kaşını kaldırdı. "Kötü mü söyledim?" dediğinde genç adam gülerek kızın siyah saçlarını geriye atmıştı.

      "Sanırım ' yanlış mı?' demek istedin." dediğinde Allia biraz düşünüp başını salladı.

      "Aynen." dedi hevesle. "Yanlış mı?"  Genç adamın, kendi belinde duran elini alıp kalbinin üstüne koydu. "Baksana, nasıl atıyor. Bu bir iblisleri öldürürken bir de seni öperken böyle attı. " dediğinde Brett'in yüzündeki gülüş solmuştu.

      "Öldürürken?"

      Allia kafasını geri attı. Gözündeki o mavi, tatlı ışıklar yok olmuştu. Bir anda derin iki siyah çukur oluvermişti.

     "Onları öldürdüm. Elime geçen her fırsatta." dediğinde genç adam onun bu ciddiyeti karşısında biraz ürktü.

     "Öldürmek hoş değil." dediğinde Allia gözlerini kısmıştı.

     "İşkence ve zulüm de hoş değil."

     İkisi bir süre bakıştığında Brett derince bir nefes aldı.

      "Uzun zamandır merak ediyordum. Asla anlamıyor ve asla bir cevap da alamıyordum."diyerek elini kızın boynu ve köprücük kemiği arasındaki o sıcak kısma koydu. Baş parmağı ile yavaş yavaş okşamaya başladı. "Sen nereden geldin ve dünyada başına neler geldi Allia?"

      "Eshra." dedi genç kız çenesini dikleştirirken.

      "Ne?"

       "Adım..." dedi üstüne basa basa "...Eshra."

        Brett dilini dudakları üzerinde gezdirdikten sonra onu taklit ederek ismini fısıldadı.

      "Eshra..."

       Allia, gözlerini genç adamın kıvrılan dudaklarında gezdirdi.

      "Bir daha söyler misin?"  dediğinde Brett anlamayarak kıza bakmıştı ki Allia beklentili gözlerini genç adamın kahverengi gözlerine dikmişti.

      "Eshra..." dediği sıra uzanıp dudaklarının kıvrıldığı o anda ölmüştü genç kız. Brett ise anın verdiği şok ile kalakalmış, tenini okşayan baş parmağı duraksamıştı.

      "Sen Allia de, Eshra'nın hiç güzel anıları yok." dedikten sonra Brett'in bozulmuş saçlarını özenle düzeltmeye başladı. Bunu da Rose'un izlediği romantik komedi filmlerinden öğrenmesi oldukça komikti.