"Hrrr..."
Ayağının altına atılmış olan yüksek desibelli flaş bombası ile gözleri kamaşırken kulakları patlayacak gibi olmuştu.
Burnundan akan kan çok daha hızlı bir şekilde damlamaya başlamış, sinirli gözleri korkunç bir hâl almıştı.
Elinin tersiyle siyah saçlarını ittirdi ve ürkütücü bir gülümseme ile karşısındaki adamlara baktı. Avlanmanın en güzel anları, avları kucağındayken gelen o vahşi dürtüydü.
Öldürmemesi için hiçbir sebep kalmamıştı ki yoktu da. Her türlü elinde can vereceklerdi. Elini kaldırdığı an birinin boynunu kavramış ve havaya kaldırdığı gibi diğerinin kafasına vurmuştu. Acıyla bağırışlarını umursamadan defalarca kafalarını birbirine vurarak kafalarını patlamıştı. Kaçmak isteyen diğerlerini ise elini uzattı, sanki hepsini tek tek ensesinden yakalamış, geriye çekip savurmuştu.
Sağa sola savrulan adamların arasından geçip elin tersiyle burnundan boynuna akmış olan kanını silmişti. Artık yüzünün bir tarafı beyaz diğer tarafı uğursuzca siyahtı...
Kendisini yenebileceklerini mi sanmışlardı cidden?
Birinin boynunu çıplak eliyle kavradı ve adamı havaya kaldırıp nefessizlikten morarana kadar öylece tuttu. İşkence etmek istiyordu. Onun oyuncağını öldürecek olduklarını düşününce daha da hırslanıyordu.
Arkasında duran gençler ise bir köşeye büzüşmüş, içinden canavar çıkmış olan kıza korku ve dehşet ile bakıyorlardı. Doğru, o artık bir canavardı.
Kendisi belki de evrende var olan tek türdü. Ne kendi gezegeninde böyle bir tür vardı ne de dünyada. O her yerden kovulmuş ve dışlanmıştı.
Allia, kendini iyice kaybetmişti. Zaten gören görmüştü, saklayacak hiçbir şeyi yoktu. Üstelik çok daha kötü bir hâl almaya başlamıştı fikirleri. Bunların inine gitmek ve soylarını kurutmak istiyordu.
Tam adamın devasa bedenini daha da havaya kaldırıp yere çarpacaktı ki biri bağırarak önüne geçti.
"Tamam tamam!" diyen Kevin ellerini kaldırmış ve kızı sakinleştirmeye çalışmıştı.
"Siz çocukları alın. Will, acele edin. Samon arabayı getir. Brein sen buraya ekip yolla temizles-"
Genç adam sözlerini bitirememişti ki binanın çatısından aşağı garip bir cihaz atan adam ile ortalık resmen cehennem çukuruna döndü.
Allia kafasını tutup bağıra bağıra sağa sola sallanırken etrafta onunla sarsılıyor, millet ne yapacağını şaşırmış bir şekilde birbirine bakıyordu. Çocuklar endişeyle ellerini yere dayamış, sabit durmaya çalışıyordu.
O sırada Rose endişeyle Allia'nın yanına koşmuş ve genç kızı sakinleştirmeye çalışmıştı.
"Al-Allia...kendine gel..." dediği sıra bir anda neon mavisi gözleri açılan Allia ile bakışmış ve hızla bedeni karşı binanın duvarına savrulmuştu.
Kevin, önce sağa doğru uçan Allia'ya sonra ise sola doğru uçan Rose'a bakmıştı. Sonrasında telaş içerisinde Allia'nın yanına koşmuş, genç kızın omuzlarını tutup sarsmıştı.
"Allia! İyi misin?"
Kafasını tutarak kapalı gözleriyle doğrulmaya çalışan kıza bakarken Mike yanınndan geçmiş ve karşı binanın duvarına çarpıp düşmüş olan Rose'u kaldırmak için yere eğilmişti. Genç kızı kaldırdığı sıra gözlerini açması ile gözlerinin normal bir renk olmadığını fark etmişti. Bu durum endişeyle geri çekilmesine sebep olmuştu.
YOU ARE READING
Bir Canavar Yarattın
Fantasy[TAMAMLANDI.] UZAYLI'DA 1: 28 Şubat 2022 "Atın onu." Hayatımız başkalarının avuçlarında bir oyuncak gibi... Zamanı gelince pilini tak, gülerek karşısına geç ve ona sahip olduğun en değerli şeymiş gibi davran. Pili bittiğinde ise...
